Gözlerimi açtığım zaman Rumeysa'nın hâlâ uyuduğunu gördüm . Telefonumu nerede bıraktığımı hatırlayınca elime aldım . Yine birçok mesaj vardı . Çoğu ise Turkiye'de aynı derse girdiğim öğrencilerin bulunduğu guruptandı . Onları umursamadan başka mesajlara bakmaya karar verdim . Her ne kadar sinirlerimi bozmuş olsa da hâlâ benim Dünya'm olan kişiden de mesaj vardı . Ilk işimin onun adını değiştirmek olduğuna karar verdim . Ne olabilir diye düşününce aklıma bir fikir geldi . Ladin odunu . Onu böyle kaydettim . Ve evet mutluyum .
Kimden : Ladin Odunu
Bak seni odaya almayı istemedim çünkü hastaydım(20:27)
Seni üzdüğüm için özür dilerim (20:30)
Cidden evi terk mi ettin ? Peşinden geliyorum (20:38)
Agh ! O kızın odamda ne işi olduğunu merak ediyorsun değil mi ? (21:03)
Senin arkadaşın olduğunu ve şu anlığına evsiz olduğunu söyledi ben de onu eve getirdim çünkü seninle çok samimiymiş (21:04)
Evden kaçmak için balkondan mı atladın sen ? Merak etme onu göndereceğim (21:15)
Evdesin galiba kızların odasında yani . Yarın yanıma gel biz aynı odayı paylaşıyoruz unutma . Oda arkadaşıyız biz (21:32)
Iyi geceler tatlı rüyalar (22:08)
Odadan sessizce çıktım ve lavaboya girdim . Ardından dolapta bulunan tarağı elime aldım ve alakasız bir şekilde Imagine Drangons'dan 'Believer' söylemeye başladım . Hemde bağıra bağıra . Benzinle çalışsam da gaza gelebiliyorum .
'First things first I'ma say all the word inside my head
I'm fired up and tired of the way that things have been
The way that thing have beenSecond thing second
Don't you tell me what you think that I can be
I'm the one at the sail I'm the master of my sea'Tabii ki de tepki gelmesini bekliyordum ama böyle değil . Ani bir şekilde kapıyı açan ve elinde bıçakla bana bakan koca yürekli Yoongi'yi gördüm . Elimdeki tarağı ona fırlatacaktım ki bıçağı bana doğrulttu .
" Sakın fırlatma ve sakince o şarkı söyleyen lanet çeneni kapa . Kulaklarım intihar etmek istiyor sayende . Şimdi bırak o elindeki tarağı " elimdeki tarağı yavaşça eğilip bıraktım ve ayağa geri kalkıp ellerimi havaya kaldırdım.
" Ne olur öldürme lütfen " dedim safça . Inandım çünkü o kadar ciddi gözüküyordu ki gerçekten öldürecek zannettim . Bana bakıp gülmeye başladı . Ona ters ters bakarken gülmeyi bıraktı ve bıçağı elime verdi . Bu bıçağı tanıyordum . Bu bıçak benim yavrum ... Bu Hayriye !
" Lan lan lan lan lan lan lan lan lan ! HAYRIYE ! Bir tanem benim ! " bıçağıma pardon yavruma sıkı sıkı sarılırken bir anda elimi kestiğini gördüm ve ona sarılmaya devam ettim . Canım Hayriye artık yanımdaydı .
" Hey elini kestin ! " dedi ve Hayriye'yi elimden almaya çalıştı. Uğraştıkça daha da kesti ve ben onu daha sıkı tutum . Elimden hızlıca çekti ve yere fırlattı . Arkasından Hayriye diye bağırdım ama sonra kanayan elimin bileğini sıkıca tuttu .
" Bırak Hayriye'yi ! Elini mahvettin aptal şey ! " sinirlenmişti . Ama benim yavrumu alıp fırlatmak da neydi ? O bıçak benim ilk bıçağımdı . Ben resmen o bıçağa aşıktım . Manyak olmak ne güzel ya !
" Gel şuraya da elini temizleyelim. Kafayı mı yedin sen ? " pis pis sırıttım .
" Bilmiyor muydun ? " bana bakıp sabır çekti ve dolaptan sargı bezi çıkardı . Daha sonra da hissizce baktı .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS Türkiye'ye Gelirse
FanfictionÜç A.R.M.Y olarak çılgınca bir şey yapıp onları Türkiye'ye çağırdım . Arkadaşlarıma da süpriz olur diye düşünüyordum . Tabii ki gelmeleri düşük olasılıktı fakat ...