Beklenmediği anda vurulur insan. Müslümanın Müslümana düşman olması ne saçma değil mi? İnsanların birlik olması gerek yerde hasım olması neye? İnsanın içinde vardır o art niyet, oysa sevgi ne kadarda güzeldir. Bunu anlamayan sevgiyi anlasana ne olacak? Sadece değecek insanlara değer verin.
Ablamlar elimden telefonu aldılar ve yazıyı okudular. " Bu ne demek oluyor Mutlu? Doğru olmadığını biliyorum ama kim yapar bunu? " Deniz ablam çok sinirlenmişti. Derin'i tahmin bil edemiyorum. " Bu Boran kim? Artık anlatır mısın her şeyi? " En baştan anlattım ablamlara, atlamadım hiçbir yeri çünkü tek onlara gerçeği söylerdim. " Nasıl bir çocuk bu ya? Ne var yani orada burslu olarak okuyorsan? Sanki onun eğitimini ya da başkasının eğitimini mi engelliyorsun? Çok saçma bu. " derin ablam haklıydı. " Bende onu anlamıyorum ya işte, oysa Atay ile sadece otobüs durağına kadar gidip bekledik ve bindik. " ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. " Sakın altta kalma Mutlu, eğer sen babamın kızıysan bunu onun yanına bırakmazsın. Ama terbiyenden asla ödün verme. " Ablamların tavsiyesini de alınca odalarına gitti onlarda. Saate baktığım da 12'ye gelmek üzereydi. Bende yatağımı açıp bu olayı yarın halletmem gerektiğini de unutmadım. Ders programına bakınca şaşırdım. Çünkü ders öğleden sonra başlayıp sadece 4 gibi biteceği yazıyordu. Dolabıma gidip yarına giyecek olan kıyafetlerimi ve eşarbımı ayarladım Çantam da hazır olunca kendimi yatağıma attım.
Sabah yanımda bir hareketlilik hissedince gözlerimi açtım. Bulut yanımda uyuyordu, deli çocuk ya telefonumdan saate bakınca saatin daha 8 olduğunu gördüm. Uykusu çok çabuk kaçan bir insandım ben. Bulut'u yatağa iyice serip üstünü örttüm. Bende mutfağa gidip poğaça yapmaya başladım. Evdeki herkesin sevme şekli farklıydı bende ona göre peynirli, patatesli, sade yaptım.
Poğaçalar da bitince etrafı toplayıp sofrayı hazırladım. O sırada bende hemen üzerimi giyinip bizimkileri tek tek uyandırmaya başladım. " Ey ahali kalkın artık ya ben yiyorum poğaçaları ona göre. Sonra bana bırakmadın demeyin. " deyip hemen Bulut'u da uyandırıp ikimiz sofraya geçtik. " Teyze sade yaptın mı? " Benim miniğim sade sevenlerdendi. " Yaptım kuzum onları senin için yaptım. " gülümseyip ellerini birbirine vurdu ve kulağıma yaklaştı. " Teyze Melek patatesli seviyor da ona da biraz ayırabilir misin? " Şuna bak ya. Düşünceli prensim benim be.
" Tabii aşkım, hemen ayırıyorum sana." Sınıfta yerim diye kendime de biraz ayırmıştım. Ne olur ne olmaz hepsinden bir kaç tane fazla koydum ki belki yemek isteyende olur. Hemen patatesli olanlardan biraz saklama kabına koydum ve onu da Bulut'un beslenme çantasının içine koydum. Eniştemler ve babam önceden indiler. " İşte kahvaltı budur. Senin gibi hamarat bir baldızım var iyi ki Mutlu. " Can eniştem poğaça hastasıydı Emir eniştemde öyleydi. Ama ablamların hamur işleriyle pek alakası yoktu ben ise bu yönden onlara çekmemiştim. " Kimin kızı ya işte benim hamarat yavrum. " Babam alnımı öptükten sonra yerlerine geçtiler. Annem ve ablamlarda indiler. " Bulut ya yine mi Mutlu'nun yanına gittin. Evladım artık uyurgezer olmandan korkuyorum senin. " deyince hepimiz güldük. " Teyzemle yatınca daha mutlu oluyordum anne. Elimde değil, hem siz zor uyanıyorsunuz teyzem de ansızın uyanıyor. " Haklıydı benimki. Hep beraber yemeğe başladık. " Kızım sen neden geç gidiyorsun? " Annemin sorusuyla lokmamı bitirdikten sonra konuştum. " Öğleden sonra ders başlıyor anne hem erkende bitecek. Ama ondan önce müdürün yanına gidip şu yarışma işini konuşacağım. Katıldığımı söyleyeceğim bir de. " Hepsinin gözlerinin içi parladı. Herkes benim Savcı olmamı çok istiyordu ve bende bunu başaracaktım. " Başarılı kızım benim. "
" Ya anne teyzem götürsün beni. Ne olur lütfen. " Bulut ablama onu okula götürmem için yalvarıyordu. Ben buna dayanamam ki ama. " Abla bırak ben götüreyim zaten oradan da okula geçerim. " Beyefendinin sevincini görmeniz lazım ama. " Mutlu sana ters düşmüyor mu ya? " Ablam eski okulumla karıştırıyordu. " Hayır ya o eskisiyle ters düşüyordu şimdi ise düz ya. Hadi sen montunu giydir ben götüreyim. " Ablamdan onay alınca bende üzerimi giyinip aşağıya indim. Bulut da hazırdı ben de. Herkese hoşça kal deyip evden çıktık. Otobüs de şansımıza geliyordu hemen binince beraber oturduk. Ve sohbet etmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NASİP
Teen FictionEyvallah ne güzel sözdür. Bazen kabulleniş, bazen boş veriş, bazen yol veriş. Ama sonunda hep bir rahata eriş. O zaman her şeye, herkese 'eyvallah! ' " Tamam, hadi söyle Boran Kahran. Benden ne istiyorsun? " Gülümsedi. Gülümsedim. " Çocuklarımın...