Yazar: IHHHH SIKILDIM! *^*
Nightmare: Şu kamp fikri hala aklımda...
Yazar: AKLIMA KONU GELMİİR! YARDIM EDİN LÜTFEN YHA!
Fredbear: Tamam işte "Kamp".
Yazar: KİTABA İLK BAŞLADIĞIMDA KAMP MI VARDI OLM!?
Mangle: Bağırmaz mısın? Çocukları uyutmaya çalışıyoruz -,-
Yazar: Onları uyutmayan da buraya seni getiren de, bunları konuştura- ay bu kitap benim! İster bağı... yok ya suscam.
Candy: İyi misin?
Yazar: Değilim...
Nightmare Chica: Kim bilir n'oldu?
Yazar: Şöyle açıklayayım; KONU BULAMIYORĞM!
Plushtrap: *masanın üstüne çıkıp yazarın kulağına fikrini fısıldar*
Yazar: Ama komik yazsam kitabın anlamı kalmıyo... Duygulu yazsam kızıyolar!
Springtrap: O zaman bu kitabı okurken her şeyin iyi gitmiyceğini bilerek okusunlar o zaman.
Mangle: ...ki bu kitap senin. Konuyu istediğin gibi yönlendirebilirsin.
Yazar: Ama okuyucularımı seviyorum. Onların düşünceleri önemli.
Candy: Onun istediği gibi ol, bunun istediği gibi ol, şunun istediği gibi ol... peki nerdesin sen?
Nightmare: Başkalarını mutlu etmek için kendi benliğinden vazgeçme. İnsanlar seni, sen olduğun için sevsin.
Yazar: Haklısınız... ama ne bileyim... ah, tamam. Bundan sonra korkmak yok. Sevilmemeyi göze alarak yazıyorum... *konuyu anlatır*
Üç, iki, bir, kayıt!Herkes başına buyruk bir şekilde davranmaktaydı. Burası doğaçlama bölüm... Her ne kadar mutlu ve herşeyden habersiz davranmaya çalışsam da, bunların gerçek olmadığını bilsem de mutlu olamıyordum...
Kapının çalması ile yerde çocuklarla oynayan Nightmare kalktı -bulunduğumuz pizzacının arkasında ev olması bizim için bir ayrıcalıktı- kapıya hızlı adımlar ile ilerledi ve sabırsızca kapıyı çalan kişiyi görmek üzere açtı. Meraklı bakışlar Nightmare'ın hareketlerini takip ediyordu.
Nightmare: Buyrun?
?: Teslimatınız geldi efendim.
Karşısındaki adam soğuktan korunmak adına ağzını burnunu kapatmış, elindeki büyük kutuyu alması için Nightmare'a bakıyordu.
Nightmare: Biz bir teslimatta bulun...
Kabullenmişçesine durakladı ve kutuyu alacakken teslimatçı, Nightmare'ın afallamasına sebep oldu.
?: "Teslimat" mı dedim? Üzgünüm hediyeniz geldi efendim.
Çocuklar minik gülümsemeler ile birbirlerine bakarken, büyükler daha ciddi ve memnuniyetsiz duruyordu.
Nightmare kutunun üzerindeki ismi okudu ve...;
Nightmare: Spring, hediyen var!
Ayağa kalkarken elindeki minik bedeni annesine teslim etti. Yüz hatları sinir ile keskinleşirken sakin olmaya çalıştı.
Springtrap: *belgeleri imzalamak üzere kalemi eline alır* kimden?
?: Kendisini ismini yazması için zorlasak da yazmadı. "...Sorarlarsa 'kurucu' dersiniz..." dedi.
Baby: *sessizce salondakilere fısıldar* Beni çok rahatsız eden bi şeyler var ama...
Milleti -ve kendisini- daha fazla meraklandırmamak adına imza attı ve kutuyu aldıp açtı. Kapıyı kapatmakta olan Nightmare'ın bile meraklı gözleri kutunun üzerindeydi.
Kutuyu açması ile çocukların hayal kırıklığına uğraması bir oldu.
Mangle: Ne yani...bunun ne olduğunu öğrenmek için birleştirecek miyiz?
Springtrap: Madem bana... bakalım neymiş.
Marionette: Parçalar çok karışık. Yardım edebilirim.
Golden Freddy: İki kişi ile kolayca biteceğini zannetmiyorum. Beni de sayın.
Mangle: Benim parçalarımın yeri bile belli olmasına rağmen beş saat sürmüştü...yardım etmek isterdim ama çocuklara bakmalıyım.
Blank: Kılavuzun da düzgün olduğu yok. Düzenlemede yardım ederim.
Dört kişi tamir odasına ilerliyorlardı... aralıksız iki günlük çalışmanın ardından ortaya çıkacak amansız düşmanı yaratacaklarını bilmeden...
Devam Edecek...
Klişeleri bırakın bebekler, yazarınız geri dönüyor.
Freddica_Springle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FNAF AŞKLARI~SPRINGLE~
FanfictionBaştan söyliyeyim Fangle'ı sevenler okumasın... "genelde bende olduğu gibi" sinir krizi geçirebilirler >:D