Bölüm 1.2

69 5 0
                                    

''Tae Hyung döndü!'' 

  Jae Hee  başını okumakta olduğu kitaptan kaldırdığında Kim Jin A'nın odasına daldığını gördü. Jin A her zaman ki gibi habersizce evlerine gelmiş ve bir rüzgar gibi odasına giriş yapmıştı. Artık o kadar sıkı gelip gidiyordu ki kimse onun  ansızın gelip gitmelerine şaşırmıyordu.

''Öyle mi?'' diye sordu Jae Hee  umursamaz bir tavırla.Jin A odadaki sandalyelerin birine zarifçe yerleşti.Doğuştan gelen bir yetenekmişçesine  her zaman hareketleri bir kuğu kadar zarif ve eşsiz olurdu. ekstra bir efor harcamasına gerek olmazdı.

''Evet! Hem de  öyle bronzlaşmışki. Uzun süre güneşin altında kaldığında olsa gerek.'' demişti heyecanla.

Jae Hee aklına gelen zaten esmer olan tenin bronzlaşarak altın tonuna dönüştüğü geldiğinde kalbinde bir sıkışma hissetti.

''Yunanistan'a gitmişiti değil mi?''

Jin A başını sallayarak ''Oradaki hava koşulları pek iyi değilmiş o yüzden onun yerine Kıbrıs'a gitmiş.'' dedi.

''Bak sen, Lee Min Ah bir konuda yanılmış.'' dedi gülümseyerek.

Jin A'nın yüzü arsız Kim gülüşüyle aydınlandı ve Jae Hee bir kez daha en yakın arkadaşının o olduğu için ne kadar şanslı olduğunu fark etti. Jae Hee ve Jin A 17 yaşından beri hiç ayrılmamışlardı. Geleneksel olan partilerde birlikte yer almışlardı, yetişkinliğe beraber adım atmışlar ve annelerinin korkularını yerine getirerek evde kalmışlardı. 

Jin A doğru erkekle tanışmadığını iddia ediyordu. Jae Hee ise elbette evlilik teklifi almamıştı.

''Peki orayı beğenmiş mi?''

Jin A bir iç geçirid.''Muhteşem olduğunu söyledi. Benim dışımda herkes bir yerlere gidiyor.''

''Benim dışımda da.''

''Senin dışında da '' diyerek ona katıldı. ''Sen olmasan ne yaparım ben!!''

  Jae Hee ''Jin A!'' diye bağırırken ona bir yastık fırlattı. Ama Jin A ile aynı hislere sahipti.Jae Hee 'nin tüm dertlerini paylaşabildiği bir arkadaşı vardı. Evet neredeyse tüm dertlerini! Arkadaşının abisine olan hislerini ona hiç bahsetmemişti. Aslında bunu söylemesine gerek yoktu.Jin A nın sezgileri güçlüydü.Ve bu da Tae Hyung'un onu sevmeyeceğinin kanıtıydı. Eğer arkadaşı onun abisi için iyi bir eş adayı olduğunu düşünseydi bir saniye beklemez ve çöpçatan yeteneklerini ortaya sürerdi.

İşin aslı Jin A idare etmeyi seven bir tipti.

''...Ve deniz o kadar dalgalıymış ki geminin güvertesine birden bir deniz kızı düşüvermiş. Tabi ki abim ona ilk görüşte aşık olmuş...''Jin A kaşlarını çattı.''Beni dinlemiyorsun.''

''Şey, aslında kısmen dinledim abinin böyle saçma bir şeyi sana anlattığına inanamıyorum.''

Arkadaşı ona ters bir bakış atmıştı.

''Evet ben onun kardeşiyim ve geri kalanını ben uydurdum beni dinlemiyordun çünkü.''

''üzgünüm.Peki abin bana maceralarını anlattığını duyarsa kızabilir.''

Jin A ellerini kaldırarak itiraz etti.''Umursamaz ki. Sende onun kardeşi gibisin.''

Kalbine saplanan sözler karşısında yumuşakça gülümsedi genç kız.

''Annem ona uzun bir süre kalıp kalmayacağını sordu ve son derece kaçamak yanıtlar aldı ama sonra onu kendim sorgulamaya karar verdim.Ve sonunda itiraf etmesini sağladım.En az bir keç ay buradaymış fakat anneme söylemeyeceğime karşı yemin ettirdi.''

''Ama bu...'' Jae Hee boğazını temizledi.''Pekte akıllıca bir hareket olmamış.Eğer annen zamanının kısıtlı olduğunu düşünür ve çabalarını ikiye katlar.Tae Hyung'un en çok kaçınmak istediği şey de bu değil miydi?''

Arkadaşı kafasıyle onayladı ''Hatta hayatının tüm amacı bu gibi.''

İkiside bir an sessiz kaldılar-pek endern olan bir şeydi-. ve sonra Jin A hızla ayağa kalkarak ''Gitmem gerek'' dedi.

Jin A'yı tanımayanlar aceleci ve sürekli konuyu değiştirme gibi bir huyu olan biri olarak düşünebilirdi ama Jae Hee gerçeğin başka olduğunu biliyordu. Arkadaşının aklına bir şey takıldı mı, bunu bir türlü unutmazdı.Yani eğer birden kalkıp gitmek istediyse ,  u büyük ihtimalle az önce konuştuları bir şey ile ilgiliydi ve ...

''Tae çaya gelecek'' diye açıkladı Jin A.

  Jae Hee gülümsedi haklı olmaya bayılıyordu.

''Sende gelmelisin.''diye ekledi.

''Ailesiyle olmak isteyecektir.'' dedi başını sallayarak.

''Evet, haklı olabilirsin.Peki o zaman şimdi gitmeliyim.Bu kadar kısa kestiğim için kusura bakma ama Tae'nin eve döndüğünü sana haber vermek istemiştim.''

''Bayan Lee...'' diye hatırlattı Jae Hee .

''Doğru, bu kadın  bu kadar bilgiyi nereden alıyor acaba.Bu kadın ailem hakkında gereğinden fazla şey biliyor ki korkup korkmamak arasında tereddütlüyüm.''

''Sonsuza kadar böyle gidemez nasıl olsa bir yerden patlak verecektir.''

 ''Bilmiyorum. Baksana on yıl oldu ve hala yaklayan olmadı. Eğer yakalanacak olsaydı yıllar önce olurdu bence.'' dedi merdivenlerden aşağıya inerken.

''Eninde sonunda hata yapacaktır. Nasıl olsa o da bir insan ''

''Bende onu ufak yollu bir peri olduğunu düşünmüştüm.Ona inandığımız sürece var.''diyen arkadaşı aniden durdu ve hızla Jae Hee'ye döndü. Gözleri zekice pırıltılar saçıyordu.

''Bahse girerim simdiye kadar hata yapmıştır.Sen söyledin.Kadın- adam da olabilir- dergide on yıldır yazıyor.Bir insanın bu kadar sürede hata yapmamış olması imkansız.Ne düşünüyorum biliyor musun?''Jae Hee ellerini bilmediğini gösteren bir şekilde kaldırdı.

'' Bence asıl sorun şu ana kadar onun hatalarını fark edemeyecek kadar aptal olmamız.''

I Wish Dreams Come True -Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin