Hüzün

8 0 0
                                    

Yangınlar, nasıl bir illet böyle? Güzelim ağaçlar, güzelim evler yanıp tutuşuyor kimsesizliğe doğru. Suçsuz bedenlerde hiçsizliğe doğru hızlı bir yol alıyor. Küllerinden doğar gibi. İnsan, nasıl yeniden doğar sahiden? Duygularını amansızca, futursuzca yok ettiği zaman mı? Yoksa bütün gerçeklerin, o kaskatı kesilmiş aynalarda yansıttığı yansımalardan sonra mı?
Sorular, öpülesi tonlarda cevapsız kalmalı bazen.
Annelerin çocuklarını sarıp sarmaladığı vakitlerde bile, çocuklarından duydukları sorular, yanlış cevaplarla sona erer. Bilmemesi gerektiği için.

Bedenim, ölümü çağırıyor öğle sularında.
Tanıyorum bu sesleri her yerden,
Gökyüzü, kadınsı tonlarını konuşturuyor.
Göz kamaştırır insanın yüreğinden.
Nice cıvıltılar var etrafta, hayli de yoğun.
Çıkmaz yollar, kurtuluşu çağırıyor gibi.
Gözlerim, kör kalsa da böylesine güzelliklerden
Ruhum, selamlıyor her zaman.

Yaz mevsimini severim en çok, güneşin doğuşunu dalgalarının buseli tonlarında duyarken. İçtiğim şarapla birlikte, çizdiğim resimler arasında geçirdiğim zaman arasında severim yaz mevsimini. Çektiğim fotoğraflar arasında, anları sonsuzluğa taşıdığım için belki de. Pek bir şanslıyım, bu saniyeler bir bana aşk dolu bakıyor herhalde. Hiçbir zaman aşkı tadamadığımdan bir insanla, yoksun kaldım bir bedenden. Şiirler yazamadım delicesine kahkahalar uğruna.

Ne isterim!
Gözlerinden akan alevlerin
Bedenini yıllardır sarmaladığı
Acının, kederin
Sonu olmak.
Kollarımı
Nice umutlara yelken açıyor gibi
Sana sarmayı.
Ama bu beden, aşktan yoksun.
Duygulardan kopuk.
Yapayalnız

Dökülen DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin