Boğuk Düşünceler.

921 14 4
                                    

''Arkadaşlar bölümü fazla uzatamadım fakat 2.bölümde bunun telafisini yapacağım. Umarım sizlerin de hoşuna gider. Desteklerinizi bekliyorum. Multimedia'da Maya var. Keyifli okumalar! -Sena''

''Senin için geldim Maya. Beni özledin mi küçük prenses?'' Zümrüt yeşili uzun elbisesiyle gözlerimi kamaştırıyordu. Beyaz loş ışıkta yalnızca vücut hatlarını seçebiliyordum. ''Neden gittin?'' Ona sorabileceğim en çarpıcı soruyu sormuştum. Saldırıya geçip gardımı almıştım anlaşılan. ''Sıkıldım Maya. Bana da hak ver koala.'' Evet,beni hep 'Koala' diye severdi. Evde olduğum zamanlar uyuşuk davrandığımdan sanırım. Beyaz ışık uzaklaşıyordu. Hayır uzaklaşmıyor yok oluyordu ve benim tek duyduğum ses ''Seni seviyorum Koala.'' olmuştu. 

Birden yataktan kan ter içinde uyandım. O'nun ölümünden sonra her gece aralıksız olarak gördüğüm kabusu görmüştüm. Psikologum her ne kadar geçici olduğunda ısrar etse de nerdeyse 3,5 yıldır aynı rüyayı görüp duruyordum. Rüya aynı noktada başlıyor,aynı noktada bitiyor ve aynı olaylarla sonuçlanıyordu. 

Her neyse artık rüyalarımın problemlerini çözme işini ben ele alıyorum. Bundan sonra kendi kendime yetmeyi öğrenmem gerekecek. O'ndan kalan büyük bir evim var. Burada tek başıma yaşıyorum. Aslında yaşamıyor vakit öldürüyorum. İlk olarak ruhu çökmüş olan okulumdan kayıdımı aldırmayı düşündüm. Yalnızca düşünmedim,gidip almaya karar verdim. Fakat herşeyin bir zamanı vardır. Bu yüzden ilk olarak 'Duygusuz Sürtük Maya' karakterine bürünmeyi ele aldım. Eh,ruhumu düzeltmekte zorlanacağımdan ilk olarak kıyafetlerimi ve makyaj malzemelerimi değiştirmeye karar verdim. Gerçi her ne kadar sürtük olmaya,daha doğrusu sürtük gibi davranmaya çalışsam da nasıl olacağıma karar veremiyordum. Kısacası bu konu hakkında hiç bir bilgim olmadığını söyleyebilirim. 

Tabii her şeyin bir başlangıcı vardır sözü boşuna söylenmedi. Bir şekilde her şeyin bir başlangıcı olacaktı. Başlangıç beraberinde bir son da getirirdi her zaman. Benim sonum başlangıcım olmuştu. O'nun ölümüyle beraber hayatım kısa (!) devre yapmış ve 3,5 yıl boyunca bana zarar vermeyi başarmıştı. Dün akşam ne olduysa O'na olan öfkem tekrar nüks etmişti. Öfkemi kontrol etmekte fazla iyi olduğumu söylerlerdi. Fakat son günlerde ciddi öfke problemlerim su üzerine çıkmaya başladı. Bana yaptıklarını kaldıramıyordum. 

Beynimin içindeki düşünceleri bölen kasiyer kadının sesiydi. ''1.350 lira tutuyor efendim.'' 1.350 lira,ha? Bu duygusuz sürtük olma fikri bana biraz pahalıya patlayacaktı anlaşılan. En azından giderken hayatımı karanti altına alabilecek kadar para bırakmıştı bana. 

Sanırım öldüğünden bu yana ancak şimdi ona şükrediyordum. İlk kez işime yaramıştı o kadın. Aslında ondan bahsederken 'Annem' demeyi o kadar çok isterdim ki;fakat beni anne sözcüğünden hatta anne sözcüğünün anlamından soğutan bile o kadın olmuştu. Kaç tane anne,kaç tane aciz ve zayıf bir anne kızını,yaşantısını,sahip olduklarını bu kadar kolay bırakıp gidebilirdi ki. Kaç tane aciz anne gerisinde savunmasız bir kız bırakıp intihar edebilirdi ki? 

Sahi annelik kavramı bu muydu cidden? 9 ay boyunca içinde büyüttüğün,yediğinle beslediğin,doğumunda sevinç göz yaşları akıttığın insandan bir dakikada vazgeçebilmek midir annelik? Bir insan,bir anne nasıl hayatını adadığı insandan bu kadar kolay vazgeçebilirdi ki?

Bir saniye ben ne yapıyordum? Duygusuzlaşmak için uğraşırken,alışveriş yorgunluğunu atmak üzere uzandığım yatağımda duygulara mı gömülüyordum? Hadi ama benden de ne güzel duygusuz bir sürtük olurdu. Ne yapacaktım? Her gece yatağıma uzanıp neler hissettiğime mi konsantre olacaktım? Hayır. İntikamıma konsantre olmam gerekiyordu. Beni annemden koparan,annemi beni bırakmaya zorlayan Erez'lerden intikamımı almalıydım. 

Zaten annem de beni Erez'lerin problemleri yüzünden bırakmamış mıydı? Rahatlamış hissediyordum. Artık kafam karışık değildi. Ne yapacağımı biliyordum. Annemi kaybetmemim acısını nasıl ve kimden çıkaracağımı biliyordum. Zordu ama imkansız değildi. Hem imkanın sınırlarını görmek için imkansızı denemek gerekir öyle değil mi? 

Kıyafetlerimi hazırladığıma göre artık araştırmamı yapıp Erez'lerde intikam alma planımı yürürlülüğe koyabilirdim. Mac'imde Erez'leri araştırırken bir haber başlığı dikkatimi çekti. 'Erez'lerin Veliahtı Müziğe Başlıyor!'  Erez'lerin Veliaht'ı demek ha? Sesli bir kahkaha attım. Erez'lerin Veliaht'ı Ege'yi bu iş için kullanabilirdim. Sanırım sürtük olmayı öğreniyorum. Okulu hakkında ufak bir araştırma yaptıktan sonra kaydımı oraya aldırmaya karar verdim.

& &


Sabah erkenden kalkıp Ege Erez'in okula gittim. Bir şifon gömlek,dar pantolonum ve makyajımla yeteri kadar dikkat çekiyordum. Muhteşem kelimesine anlam olarak yapılan bu okulun girişine doğru ilerledim. 

İşte Veliaht Ege Erez'imiz de ileriden geliyordu. Hadi bakalım,oyun başlıyor!

DUYGUSUZ SÜRTÜK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin