''Merhaba arkadaşlar. Sizleri beklettiğim için tekrar zilyonlarca kez özür diliyorum. İlk bir kaç bölüm belki sizlere sıkıcı gelebilir ama lütfen okumaya devam edin. İleride hoşunuza gidecek olaylar olmaya başlayacak ve bu hikayenin bağımlısı olacaksınız. Ayrıca yeni bir hikaye okumaya başladım. Arkadaşım tarafından yazılıyor. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Okumak isterseniz linkini yoruma atacağım. Sizleri seviyorum,keyifli okumalar! -Sena''
Kimlik,fotoğraf,ders programı derken sonunda okula (!) kayıt olabilmiştim. Burası genelevlerden farksız bir yer. Eh,Ege Erez'in okuduğu okuldan ne beklemem gerekirdi ki? Boş sınıfların arasında düzüşenler mi desem,kendilerini becetren hocalardan mı bahsetsem bilemedim. Yüksek ihtimalle burada kendini düzdürmeden duran bir kız bulmak imkansızdı. Şimdiye kadar hep farkımı korumuşumdur. Bu seferde koruyacağımı düşünüyorum. Ama ilk olarak kendime bir kaç arkadaş bulmam gerekirdi. Havalı kızların yanında olmak isteyen bir çok kız vardı. Bunu eski okulumda öğrenmiştim. Eh havalı olursan Ege'yi de elde edersin kızım.
''Filtre kahve alabilir miyim,lütfen.'' İlk günden fazla kibardım anlaşılan.
''Sanırım bunu içebilirsin.'' diye mırıldandı arkamdaki ses. Kafamı çevirdiğimde neredeyse hiç bu okula kayıt olmamayı diledim. Kaan mıydı o yoksa sadece ses benzerliği miydi? Yoksa birinci sınıftan beri bana takık olan Kaan mıydı? Bir hışımla arkamı döndüğümden kahveyi Kaan'ın -Kaan olduğunu zannettiğim çocuğun- üzerine döktüm. ''Ah,Siktir! Kendinde misin sen Maya?'' Tabii ki Kaan'dı bu. O olmasaydı adımı nereden bilebilirdi ki? Tabii sınıf listesini kaçırmadıysa. ''Kaan?'' sanırım şuan ki yüz ifademi görmek için veremeyeceğim şey yoktu. Yüksek olasılıkla ağzım açık kalmış,kafeteryadakilere 32 dişimi gösteriyordum. Hatta bademciklerimi bile gösteriyor olabilirdim. ''Benim. Güzel bir karşılaşma yaşadık diyemeyiz sanırım,ha?'' Geçen seneki gibi yine sırıtıyordu. Kabul etmem gerekir ki o aptal çocuk ölmüş onun yerine bu karizma doğmuştu neredeyse.
Daha fazla yanmasını istemediğim için tişörtünü hafif yukarıya doğru sıyırdım. Sonuçta her dakika düzüşen insanlar varken bunun fazla ağır kaçacağını düşünmüyordum. Tişörtünü sıyırmamla o muhteşem baklavalarını görmem bir oldu. ''Ne zaman bunları yaptın sen?'' derken şaşkınlıkla bakıyordum. Bunu bizim spor yapmaktan nefret eden (!) Kaan mı yapmıştı? ''Beni reddettiğin gün'' tekrar otuz iki diş sırıtmaya başlamıştı. Haklıydı bu çocuğu reddetmemem gerekirdi.
''İlerlemeyi düşünüyor musunuz millet!'' arkadan gelen cırtlak bir kız sesiyle kendime geldim ve Kaan'ı elinden tutarak sıradan çıkardım. ''Nasıl buraya gelmeye karar verdin? Benim tanıdığım Maya bu tarz okulları sevmezdi.'' dedi Kaan şüpheli bir sesle. ''Maya değişti desek yeterli bir açıklama olur mu acaba?'' Ben ise tebessüm etmekle yetiniyordum. ''Bu Maya'yı da seveceğimi biliyorsundur umarım. Artık peşinden ayrılmayacağım. Sanırım beni senden uzak tutmak için bir korumaya ihtiyacın olacak.'' Hah,ne güzel. Şimdi bir de başıma bunu almıştım. Ne yapacaksın yani Kaan? Peşimde dolanıp Erez'lerden intikam almak için Ege'ye nasıl bir oyun oynadığımı mı ortaya çıkaracaktın?
Kaan'ı tanıyordum. Bir şeyi kafasına takarsa bunu gerçekleştirirdi ve eğer benden şüphelenirse ne yaptığımı ortaya çıkaracak kadar inatçı olduğunu da biliyordum. Bu yüzden yalnızca gülümseyerek ona karşılık verdim. Tamam,Kaan'ı zamanında incitmiştim ama şimdi belki de işime yarayabilirdi. Hani şu Ege'yle sıkı dost falan çıkarlarsa Kaan sorununu da ortadan kaldırmış olurdum herhalde.
Kaan'ın verdiği filtre kahveyi alarak boş bir masaya doğru ilerledim. Ne o,karşıdan gelen Ege miydi? Hadi bakalım ilk karşılaşmayı yapmanın zamanı çoktan gelmişti. Topuklu ayakkabımın birinin topuğunu farkettirmeden gevşettim. Neredeyse kırılmak üzereydi. Ege ve yanında adını bilmediğim bir kız bana doğru geliyorlardı. O sırada bende onlara doğru bir hamle yaptım ve tam önümden geçeceklerken topuğum kırıldı.
''Siktir.'' Düşmemek için refleks olarak Ege'nin koluna asılmıştım. Kısa bir şaşırma duygusuyla oda düşecek gibi olmuş fakat sonradan toparlamış diğer kolumu tutmuştu. Vay canına,kolları biraz fazla mı sertti sanki?
''Siktir, demek he?'' Şimdide ettiğim küfüre gülüyordu. Sanırım istediğimi başarmıştım. ''Etkiye tepki diyelim.'' Gülümseyerek ona cevap verdim. Hala koluna asılıyordum. O ise beni daha çok kendisine çekmiş,düşmemem için elinden geleni yapıyordu. Yanındaki kızın bozulduğunu fark ettiğimde ise Ege ona gidebileceğini söylüyordu. Sanırım düzdüğü kızlardan biriydi. ''Kime rastladığını biliyorsundur umarım bebeğim.'' Bebeğim demek? Hah,yavşak piç. ''Seni tanıdığımı sanmıyorum.'' Gülümsemi yüzümden eksik ekmeden konuşurdum her zaman. Fakat şimdi daha çok alaylı bir telafuz kullanıyordum. ''Ben yeniyim demenin kısa yolu.'' ve bunları söylerken bana göz kırpmıştı. Bu piç kendini ne sanıyordu? ''Nasıl anladıysan.'' Tek kolumu tutmayı bırakıp beni kucağına aldı. ''Siktir,ne yapıyorsun?'' Sanırım sabahları fazla küfür ediyorum. Küfürüme koca seksi kahkahası ile cevap verdi.
''Etkiye Tepki.''