Hafıza

172 14 9
                                    

Merhaba bu benim ilk hikayem onun için hatam olursa bana bildirin teşekkür. Hadi okuyun bakalim😄😄😐😄😄

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

"Adın ne?"

Adım? Benim adım ne? Nerdeyim?

"Benimm benim adım, benim adım ne?"

Etrafına baksana, zeki kız.

"O-o ki-kimdi?" kimse ağzını oynatmamıştı.

"Kimse konuşmadı ki" dedi doktorların arasında en genci. Sanırım stajyer. Ben bunların hepsini biliyorum ama adımı bilmiyorum ne güzel. İçeri yaşlı bir adam girdi.

"Merhaba ben Alfeo, geçmişine dair bir şey veya bir anı var mı aklında?"

Yok.

Hiçbir şey hatırlamıyorum. Kafamı olumsuz anlamda sallayınca doktor;

"Bu normal kızım. Dua edelim de geçici olsun. Çünkü üzerinde ne kimlik ne de adın yazan bir şey vardı. Bir tek kanlı kıyafetlerin va-"

Adamın sözünü kesen yaşlı doktor bir kadındı. Alfeo doktor ise ona öyle bir bakıyordu ki. Herhalde evliler. Kadın konuşmaya başladı;

"Merhaba. Wow sanırım bütün doktor ve stajyerler burada."

"Evet tatlım. Ama kızın beyninde çok yüksek dereceli fonksiyonlar vardı. Baksana." dedi benim anlamadığım makinayı gösterirken.

"Alfeo biraz saki-" bilincim kapanıyor ve gözlerimi açık tutmakta zorlanıyorum ve sanki kafamın üstüne 10.000.000 ton yük koymuşlar gibi hiss...

################################

Off gene başka bir yerdeyim. Az önce bembeyaz bir odadayken şimdi simsiyah bir odadayım ve tam karşımda hiç gizleme gereği duyulmayan bir kamera var. Birazdan kim beni buraya getirdiyse gelir.

Kalkmaya çalışmama rağmen kalkamadım. Niyeee?? Çünküü karnıma ve sırtımın üst kısmına feci bir ağrı girdi. Elimi karnıma götürdüğümde dikiş izi geldi. Bu ip kendi kendine yok olanlara benziyor. Off ben bütün bunları biliyorum iyi hoş da ben kim olduğumu bilmiyorum. Bu gerçekten can sıkıcı olmaya başladı. Acaba ben kimim?

Tam tahmin ettiğim gibi içeri birisi girdi. 1.70 boylarında, simsiyah saçlı ve simsiyah gözlü bir kızdı. Tahminen 16 yaşında. Kızı gördüğüm an başıma feci bir ağrı saplandı. Sanki... Sanki beynimde filler tepişiyor. O kız bir şeyler diyor ama sesi çok boğuk geliyor sanırım "En sonunda Ashely... Sonunda geldin... Sonunda döndün. Sensin değil mi? Seni çok özledim" dedi ve ve ağlıyordu. Niye ağlıyor? Ashely ben miyim? Beni yataktan kaldırdı. Gözyaşlarını gizlemeye çalışıyordu ama bunu pek beceremiyor.

"Ashely niye tepki vermiyorsun?"

"Ashely Ashely o ben miyim?"

"Evet evet bu senin adın. Nasıl unutursun. Söz vermiştin 'unutmayacağım. Ben unutmam.' demiştin. Kendini hani koruyacaktın. Ne oldu? Niye sözünde durmadın?"

Şu an ne oluyor anlamıyorum ama sanırım bilinçaltım biliyor olmalı ki bende ağlıyorum. İçeri iki çocuk girdi. Çocuk dediğime bakmayın 17-18 yaşlarında var. Kumral saçlı olan çocuk suratıma öyle bir bakıyor ki... Sanki böyle ona gidip sarılmamı bekler gibi, gözü dolmaya başlayınca arkasını döndü.

Olağanüstü kırmızı saça sahip olan çocuk önümde ki kızı aldı. Alırken;

"Hadi Teresa" dedi adı buydu sanırım şu sıralar ad ile sıkıntılarım var. Gerçi geçmişide hatırlamıyorum. Neler oluyor? Nerdeyim? Aklımda milyon tane soru. O az önceki kumral saçlı çocuk yanıma gelip "Hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?" kafamı olumlu şekilde sallayınca kafasını dizlerine doğru eğdi, dirseklerini bacaklarına dayadı ve ofladı. Bir süre öyle kaldı. Sonra doğrulup bana baktı ve sımsıkı sarıldı, hiç bırakmak istemiyormuş gibi sonsuzluğa kadar sarılmak ister gibi "Sen yine yapacağını yapıp kafanın dikine gittin. Bak ne oldu. Kovdular okuldan anladılar bizim kim olduğumuzu. Yeraltı dünyasında bile gidemiyoruz artık. Hastahanede ölebilirdin." Ben hala ona anlamaz bir şekilde bakıyordum. O ise anlamamı bekler gibi "Gerçekten hatırlamıyor musun bir anı bile mi?" umudu tükenecekmiş gibi baktı suratıma o sırada az önce ki kız yani Teresa içeri girdi dibime kadar geldi bende ayağa kalktım.

"Sen varya sen Sen SEN KENDİNİ DÜŞÜNMÜYORSUN ANLADIK BİZİ DE Mİ DÜŞÜNMÜYORSUN?" Yere dizlerinin üzerine çöktü bende onunla beraber. Sözüne devam etti

"Sen bir pisliğin tekisin. Sen demiştin 'sizi unutmam, unutamam. Sizi unutan gebersin' demiştin giderken şimdi ne oldu unuttun bizi, yaptıklarını, yaşadıklarımızı, kendini... Senden nefret ediyorum. Diyemiyorum. Çünkü sen derdin ki 'bir insandan ne kadar nefret edersen onu sevme olasılığından artar' derdin. Ethan' a gönderme yapardın. Hem nerdesin sen 2 aydır. Biz-biz seni öldün sandık..."

Şu an ne diyebilirim ki hiç bir şey bilmiyorum ama bunlar benim hatırlamadığım kısımlara herhalde. Tabi hatırladığım kısımda çok uzundu ya(!).

Bir anda bir deprem oldu. Kumral saçlı çocuk elimden tuttu ve koşmaya başladık. Offf ben ne yaşıyorum ya bu nedir? Kumral çocukla aramıza bir taş girdi bir saniye taşlar havada uçuyor!! Ama bu nasıl olabilir? Çocukla ellerimiz ayrılınca o kadar korktum ki meğer bana ne kadar güven veriyormuş. O sırada karşıdan gelen bir kayayı farketmem ile ters yöne koştum. Ayağım bir boşluğa denk geldi. En son hissettiğim ise BOŞLUK...SADECE BOŞLUK...

################################

Uyandığımda bir sandalyeye bağlıydım. Nedir milletin bu beni uyurken bir yere götürme merakı. İçeri metal kapıdan birisi girdi. Boyu 1.85 civarı, siyah saç ve gözünün oralarda dövme ile kapatılmaya çalışılmış derin bir yara izi vardı. Adam histerik bir kahkaha attı.

"En sonunda tatlım uzun zamandır yoksun buralarda" elini çeneme koyup kendisine daha da yaklaştırdı. "Aranıyormuşsunda artık. Beni tahtımdan indirdin. Sana demiştim benden daha kötüsün diye. İnanmamıştın. Bütün herkes senin kelleni istiyor. Ama sen kelleni isteyenleri de öldürdün bu 2 ay içinde"

"Offff neden geçmişimi herkes benden daha iyi biliyor?" bunu fısıldıyarak demiştim ama sanırım o duydu. Önce yüzünde şaşkın bir ifade aldı. Sonra arkamdan bir ses geldi.

"O hafızasını kaybetti. Senin dediklerini anlamıyor kısaca. Beynin küçük ya açıklama yapayım dedim" Bu şu normal bir kırmızı olmayan kızıl saçlı çocuktu. Bana bakıp gülümsedi. Bu çok sıcak bir gülümsemeydi. Bir de şu karşımda ki izbandut gibi dikilen adama baktım. Tek kelime ile iğrenç bir tip.

"Küçük Ashely hafızasını mı kaybetmiş." dedi bana biraz daha yaklaşarak arkamda ki çocuk ise "Ona bir şey yaparsan seni öldürürüm." iğrenç adam kahkaha attı. Ve "Bu halde mi üzgünüm Tyler burada güçlerini kullanmıyorsun." dedi yavaş yavaş Tyler denilen çocuğa doğru yürürken. "Onun çoktan farkına vardım Lucas" kafasını yavaşça anladığını gösterir gibi salladı. Elleri arkasında Tyler' ın suratın A yaklaşıp "Sen nası-" sözünü bitiremeden Tyler ayağa kalkıp Lucas' a ardı ardına vurmaya başladı. O yere yığılınca benim arkama geçip nerden geldiğini bilmediğim bıçakla ipleri kesti.

"Ashely şu an biliyorum sana tuhaf geliyor. Beni unuttun ama şu an bana inan ve arkamda kal birinin sana zarar vermesine izin verme... Ve seni çok özledim ufaklık" dedi ve bana sarıldı neden bilmiyorum ama sözleri çok samimi gelmişti. O bana sarılınca bende ona sarılmıştım.

Kapıyı açarken bende arkasındaydım. Kimse yoktu. "İlginç" dedi Tyler kendi kendine. Kimse olmayan garip bir depodaydık. Elindeki telsiz ve telefon karışımı değişik bir aletle bie şeyler yaptı. "Gel bizi almaya geliceklermiş" Önce başımı salladım sonra aklıma bir soru düştü.

"Kim?"

"Teresa ve bir şey derdim de Ethan kızar. İlk uyandığında gördüğün yanında oturan çocuk." Tyler kolunu omzuma atmıştı ilk başta rahatsız olmuş sonra Tyler' e baktığımda o rahatsızlık gitmişti.

################################

Merhaba 1101 kelimelik bir bölüm yazdım benim yazan elime sizin okuyan gözlerinize sağlık

Eee nasıl buldunuz?

Sizce ne olduda hafızasını kaybetti?

Vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim yorumlarda olabildiğince cevap vermeye çalışıcam

Büyü Diyarı (Büyü Çetesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin