Yeteneğim neydi? Son 1 aydır bunu merak ediyordum, çok kötü olmasa bile güzel bir sesim yoktu (ki sesimin güzel olmasını hep istemiştim.), derslerim berbattı, ailemin benden artık vazgeçtiklerini hissediyordum ve onlar çok haklıydı, bende kendimden vazgeçmiştim. Belki abartıyorum ama elimde değildi, yeteneksizdim ve bu canımı acıtıyordu.
Derin bir nefes alarak yataktan kalkıp hazırlandım çünkü saçma bir şekilde okul vardı, hayatım sanki kötü bir şaka gibiydi. Hazırlanıp mısır gevreğimi yerken okulu tek sevilesi kılan kişi en yakın arkadaşım Richard aradı.
"Günaydın güzellik."dedi. Sırıttım.
"Günaydın Richie."
Gözünü devirdiğini hissettim.
"Bana öyle deme."nefesini bıraktı.
"Tamam Richie."dedim gülerek,
"5 dakika sonra evinin orda olacağım."dedi ve yüzüme kapadı, gülüp tabağımı tezgaha koydum ve anneme sarıldıktan sonra dışarda Richard'ı beklemeye başladım.
Arabası önümüzde durduğunda gözümü devirip arabaya bindim.
"Günaydın."dedi sırıtarak.
Gözümü devirdim.
"5 dakikaya geleceğini söylemiştin yarım saattir bekliyorum."
Kahkaha attı.
"Sallama."dedi ve arabayı çalıştırdı bende arkama yaslandım.
///
Kafeteryada oturmuş Richard'ın yakışıklı bulduğu ve bana ayarlamak istediği çocukları dinliyordum.
"Chris nasıl?"diye sordu Richard merakla. Kaçıncıydı bilmiyorum ama cidden artık bana birini bulmayı bırakması gerekiyordu.
"Esmerleri sevmiyorum."diyerek etrafıma bakınmaya başladım.
"E sen sarışınları da sevmiyorsun."
Ona baktım.
"Seviyorum ama bu okulda sarışın ve tatlı birini bulmak çok zor Rich."dedim bıkkınlıkla.
Yakasını düzeltti. Bu hareketine güldüm.
"Ben ne güne duruyorum."
"Sen benim en yakın arkadaşımsın ve sarışın değilsin, ayrıca benden hoşlanacağını sanmıyorum."dedim ve güldüm, o da kahkaha atmaya başladı.
"Her neyse bak bizim takımın maçı var biliyorsun, bari ona gel."
Of'layarak kafamı salladım.
///
Dersten sonra Richard'ın basketbol maçı olduğu için onu izlemeye spor salonuna gittim, herkes oturmuş maçın başlamasını bekliyordu bende çıkış kapısına yakın bir yere oturdum.
Takımdakilere bakarken Chris'in koçtan çok bana baktığını görünce gözümü devirdim, o sırada matematik öğretmenimiz Bay Bieber'ı görünce çantamı hızlıca alarak koşar adımlarla Bay Bieber'e yetişemeye çalıştım, matematikten kalıyordum bu yüzden not istemem gerekiyordu.
"Bay Bieber!" diye seslendim. Arkasına dönüp bana baktı.
"Bayan Vee bir sorun mu var?"dedi kollarını bağlamıştı.
"Evet efendim, yani ben matematikten kalıyorum ve notumu nasıl yükseltebilirim diye sizinle konuşabilir miyim diye soracaktım?" Dedim nefes nefese.
Beni süzdü.
"Yarın saat 12'de müzik odasına gel, orada konuşabiliriz." Dedi. Şaşkınlıkla ona baktım.
"Ama yarın cumartesi Bay Bieber." Gülerek bana baktı, çok güzel gülüyordu.
"Fazladan not istemiyor muydun?"dedi, yüzünü inceledim gerçekten çok fazla yakışıklıydı. Çok çok çok fazla... Saçmalama Bella kendine gel! Kafamı sallayarak kendime gelmeye çalıştım.
"T-tabi efendim yarın orda olacağım, çok teşekkür ederim,"diyerek gülümsedim.
"Yerinde olsam hemen teşekkür etmezdim." Diyince gülümsemem bir anda kayboldu, ona baktığımda güldüğünü gördüm
"Görüşürüz Bella."dedi.
"İyi günler Bay Bieber."dedim, daha sonra yanımdan ayrıldı.
Derin nefes alarak spor salonuna geri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven // jdb
Fiksi Penggemar"İyi çocukların cennete gideceğini söylerler, ama kötü çocuklar cenneti sana getirir."