Saat alarmı çalınca, bu sefer alarmın ilk çalışında gözlerimi açtım çünkü bugün pazartesiydi Bay Bieber'ı göreceğim gün.
Normalde her öğrenci gibi pazartesinden nefret etsemde onu görmek karnıma sancılar girmesini ve okula istekli bir şekilde gitmemi sağlıyordu.
Tek sorun dün tüm gün beni aramasını beklemiştim, ama mesaj bile atmamıştı bunun üzerine bana moral verebilecek tek kişiyi, Richard'ı aradım.
"Bizimle yaşıt bir ergen değil Bell, eminim önemli işleri vardır. Sadece abartıyorsun sakin ol." Demişti. O dakikada saçmaladığımı fark edip cumartesi günü olanları anlatıp mutlu olmaya odaklanmıştım.
Şimdi ise yaşadıklarımı hatırlayarak banyoma girmiştim, her zamanki rutini yapıp çıktım. Normalde yapmamama rağmen bugün içimdeki bu heyecan ve mutluluk ile saçımı ve makyajımı yapmıştım, ve tatlı mavi bir elbise giymiştim.
En sonunda derin bir nefes alarak aynaya baktım, her zamankinden farklı olduğum kesindi. Aynada kendime güldüm, umarım günüm iyi geçerdi. Çantamı alıp koşarak aşağı inince günümün moral bozukluğu, annemin yine başka bir erkekle sarılarak koltukta uyumasını görmekti. Gözlerim dolduğunda tekrardan derin nefes alıp koşarak evden çıktım.
Ağlamama gerek yoktu, alışık olduğum bir şeydi zaten sadece bir kaç günüm beklenmedik bir şekilde iyi geçiyordu, keşke dedim içimden keşke gerçekten bir aileye sahip olabilseydim.
Burnumu çekip omuzlarımı dikleştirdim. Bugün üzülmeyecektim, o yüzden gülümsedim ve okul otobüslerinin durağına doğru gitmeye başladım. Arabanın henüz gelmediğini görünce kulaklıklarımı takıp oradaki banklara oturdum.
Gözlerimi kapadım, hava çok güneşli değildi ama soğukta değildi, hafif bir rüzgar esiyordu ve ben müzik dinliyordum, hayat kesinlikle daha iyi olamazdı. Siyah bir araba durduğunda merakla oraya baktım, arabanın içinden çıkan kişi ise okul takımın kaptanı Chris Smith'in arabadan indiğini gördüm. İndiği anda bana bakıp bana doğru gelmeye başlayınca, kalbim hızlanmıştı onun benimle konuşmasını istemiyordum bana bakmasını da istemiyordum, hatta onunla aynı okulda olmak bile istemiyordum. Çok tehlikeli biriydi kızlara yaptığı şeyler kanımı donduracak türdendi.
Hemen ayaklanıp silkelendim, ona bakmayıp yürümeye devam edecektim ki kolumu tutup beni durdurdu. Gözlerim, kocaman açıp ona baktım.
"Günaydın."dedi sırıtarak.
"G-günaydın."sesimin titremesi sırıtışını daha da fazlalaştırmıştı.
"Bende kız arkadaşımı alacaktım, ama gelmemiş istersen seni götürebilirim."diyince anında kollarımı çektim.
"Hayır teşekkür ederim"diyerek neredeyse ordan koşar adımlarla uzaklaştım. Derin derin nefesler alıp ondan biraz daha uzak bir yere geçtim, o sırada da sonunda otobüs gelmişti hemen binerek cam kenarına oturup derin bir nefes verdim.
///
Okula geldiğimde, sabah ki olayı çoktan unutmuş, Bay Bieber'ı tekrar görme gerçeğiyle yüzleşiyordum, içimde tatlı bir heyecan vardı ve gülümsememi durduramıyordum. İnsanlar salak salak güldüğümü görünce bana tuhaf bir şekilde bakıyorlardı, bunun üzerine utanıp saçlarımla yüzümü gizledim ve okula girdim, bu saatte okula gelmeyeceğini bildiğim halde refleks olarak gözlerim onu arıyordu, derin bir iç çekerek ders programıma baktım, ilk ders İngilizce yani Bayan Bright'ın dersiydi. İstemsizce kaşlarımı çattım çünkü o gün Bay Bieber ile Bayan Bright'ı fazla yakın görmüştüm ve içimdeki kıskançlığı engelleyemedim. Beynim herne kadar saçmalama onlar meslektaş diye bağırsada kalbim kadının saçlarını yolmamı söylüyordu.
Derin bir nefes alarak bu düşüncelerimden kurtuldum ve sınıfa girdim.
///
Korkunç sıkıcı bir dersten sonra nihayet bitmişti, hala beni aramamıştı ya da onu okulda görmemiştim. İçimdeki endişeyi anlamamıştım, onu görecektim neden endişeleniyordum ki? Şimdi ki dersimiz matematikti önceden gözlerimi devirmeme sebep olan bu ders şimdi kalbimin teklemesin, sağlıyordu. Teneffüs bittiğinde hızlı adımlarla matematik sınıfına girdim ve ona daha yakın olabilmek için öğretmen masasının önündeki masaya oturdum ve beklemeye başladım, bu sırada sınıf dolmaya başlıyordu.
Neredeyse 15 dakika geç kalmıştı herkes kendi arasında fısıldaşırken, benim içim içimi yemekle meşguldü.
Neredeydi, başına bir şey mi gelmişti, kötü bir şey mi olmuştu, trafik mi vardı. Ve bunun gibi binlerce şey, sonra bir şey oldu ve kapının açılma sesini duyar duymaz kafamı hemen kapıya çevirdim heyecandan dudaklarımı kemirirken içeri giren kişile beraber tüm heyecanım bir anda gitmiş yerini hayalkırıklığı ve üzüntüye bırakmıştı.
İçeriye tanımadığım bir adam girince gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. İçimden kendime sakin olmamı söylesemde kalbim bunu dinlemiyordu.
"Herkese merhaba çocuklar."dedi gülümseyerek adam. Herkes Bay Bieber'a ne oldu diye fısıldaşınca, konuşmasına yine gülümseyerek devam etti. "Ben Bay Brown bundan sonra matematik dersini beraber işleyeceğiz."diyince ben fark etmemiş olsam bile gözümden bir damla yaş düşmesini engelleyememiştim.
~~~
SELAAMM şunu fark ettim ki wattpad kadar sevdiğim bir uygulama yok. Wattpad'e girdiğimde kendimi huzurlu hissediyorum.
Bu arada umarım sınavın iyi geçer @1a1isa 💛💛
Yeni bölümü hafta sonuna kadar atacağımı düşünmüyorum, çünkü martın sonuna doğru sınavlarımız başlayacak ve benim şimdiden çalışmam lazım ve konular çok ağır ofof
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven // jdb
Фанфик"İyi çocukların cennete gideceğini söylerler, ama kötü çocuklar cenneti sana getirir."