Cidden mi Bay Bieber... Beni getirdiği yer bir klüptü ve ben 15 yaşındaydım nasıl girebilirim ki.
"Bay Bieber ben buraya gelemem."dedim. Bana baktı, sırıtyordu.
"Merak etme benimleyken güvendesin."diyince içimde anlayamadığım bir his oluştu, nasıl anlatacağımı bilmiyordum... sadece daha önce hissetmemiştim.
"Peki, ama ben 15 yaşındayım beni oraya almazlar." Gülerek bana baktı.
"Sence seni almayacaklarını bilsem seni buraya getirir miydim Bella?" İsmimi her söylediğinde kalbimde olan tekleme beni oldukça tuhaf hissettirse de güzeldi...
Kızararak, "Ah... Doğru." Dedim arabanın biraz uzağında duruyorduk. Kafamı bara doğru çevirdiğimde dışarıda bekleyen oldukça fazla insan vardı bu kadar sıra bekleyecek miydik?
"Bu kadar sıra bekleyecek miyiz yani?"diye sordum,
"Hayır,"derin bir nefes verdi. "Hadi güzelim gelmek istiyor musun?" Gelmek istiyor muydum? Kesinlikle, içerideki atmosferi tatmayı gerçekten çok isterdim, özellikle de onunla beraber. Ama şu an değildi.
"Ben, özür dilerim. Sanırım gelmek istediğime emin değilim."ayaklarıma bakarken mırıldandım. Bir kaç saniye sonra kemikli parmaklarını çenemde hissettim, çenemdeki parmakları yüzüne bakmamı sağlamıştı. O kadar güzeldi ki büyülenmemek elde değildi, harika yüz hatları, gözleri, her şeyi o kadar, güzeldi ki.
"Seni şimdi öpeceğim."dedi yutkunarak. Kalbim onun bile duyabileceği bir şekilde hızlanmaya başlayınca gülümsedi.
"Tamam mı?"dedi, kafasını eğdi. Bense şaşkınlıktan dilim tutulmuş bit şekilde sadece başımı salladım.
Her matematik dersinde düşündüğüm şey gerçekleşiyordu, ve ben sadece kendimi bundan daha fazla özel hissedeceğimi sanmıyorum.
Bir anda dudakları dudaklarıma sürttü. Kalbim nasıl olabiliyorsa iki kat daha fazla hızlı atmaya başlamıştı. Ve sonra o... beni öptü. Matematik öğretmenim bir barın önünde beni öptü, ne kadar yanlış olsada dudakları bunu unutturuyordu, ve bu benim için her şeyi daha da zorlaştırıyordu.
Ellerini yanaklarıma koyduğunda artık bende kendimi teslim edip ona karşılık vermeye çalıştım, ama sadece çalıştım çünkü şu anda berbat öpüştüğüme emindim, ama onun profesyonelliği her şeyin üstünü kapatıyordu.
Sert bir öpücük değildi, sadece sevgiyi hissedebiliyordunuz. Belki de ailemden alamadığım sevgiyi şuracıkta onunla öpüşürken almıştım, fakat bunun da bir sonu olacaktı ki geri çekildi.
Elleri yanaklarımı okşamaya başladı, daha sonra alnını alnıma yasladı, ve bir kaç saniye öyle nefes alıp verdi. Daha sonra elimi tutup beni arabaya doğru yönlendirdi. Arabaya binerken o kapımı kapadı ve kendi de bildi.
Bir şey söylemesini bekledim sadece tek bir cümle, seni seviyorum demesini beklemiyordum belki ama sadece tek bir cümle söylemesini istemiştim.
Arabada bana sadece evin nerede olduğunu sordu ve bende söyledim, evin önüne geldiğimizde ona baktım, bir şey söylemek istiyordum ama utangaçlığım üstün geliyordu. Sadece kısa bir süreliğine ona baktım, o ise karşıya bakıyordu.
Derin bir nefes alıp arabadan inecekken tek duyduğum söz "Seni ararım." Demesiydi. Yani beni arayacak mıydı? Sadece küçücük bir kelimesi bile beni mutlu ederken bu adama nasıl karşı çıkacağımı bile bilmiyordum. Gerçekler yüzüme vurulduğunda tek hissettiğim acıydı, ama o yanımda olduğu sürece acı geçici olarak siliniyordu.
Selammmm!! İlk defa daddy tarzı bir şey yazıyorum ve öpüşme kısmını bile gerilerek yazdım, başka şeyleri nasıl yazarım bilmiyorum her neyse cklngvlk. Şey falaaddin'e baktıran var mı çünkü kime sorsam bana çıkıyor falan dedi de bana daha çıkmadı lkcngklnvtkl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven // jdb
Fanfiction"İyi çocukların cennete gideceğini söylerler, ama kötü çocuklar cenneti sana getirir."