GİZEMLİ GÜZEL ADAM

428 33 30
                                    

💘 13.01.2018~ KaDiDgünü 😻😼 kutlu olsun...
Yazım hatası varsa şimdiden affola...😞 Keyifli okumalar... 😇

(Ne olduğunu bilmiyorum, bölüm sizde gözüküyor mu onu da bilmiyorum ama bir güncelleme yapıyorlar ceremesini biz çekiyoruz... Bu arada bölüm sizde gözüküyorsa ve kaç taneyse buraya yazar mısınız? )

Parmaklarım, klavye tuşlarına savaş açmış da kesinlikle yenmesi gerekiyormuşçasına saldırganca hareket ederken, kısık gözlerim ekrandaki en ufak hareketi bile algılayabilecek dikkatteydiler. Kaç saattir oyun oynadığımı bilmiyordum. Doğruyu söylemem gerekirse daha saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Ama gözlerim uzun süredir açık kaldıklarını belli etmekten çekinmeyerek yanıyor, oyunumu oynarken bana eziyet etmekten büyük keyif alıyor gibiydiler. En sonunda onların isyanlarına ve karnımın gurultusuna dayanamayarak bilgisayarın başından kalktım. Mutfağa geçtiğimde küçük bir tencere alıp içine biraz su koyduktan sonra onu kaynamaya bırakarak dolaba yöneldim. Dolaptaki kapların içinde pirinç ile kimchi olanları alarak masaya bıraktım. Suyun fokurdamaya başlaması ile üst raflarda bulunan ramenlerden iki tanesini alıp suya yumuşaması için bıraktım. Dolaptan bir tane de yumurta alıp, artık yumuşayan ramenimin içine kırarak, bir güzel karıştırdım. Ramenim pişerken bir kez daha neden buna aşık olduğumu hatırladım: insanı mest eden kokusu, kendine çeken en büyük etkendi.

Pişen ramenimi masaya koyup, oturdum. Tencerenin kapağını açtığımda etrafa daha da dağılan enfes kokuyu içime çekerken,bir yandan da sıcak ramenden biraz kapağa alıp, yemeye başlamıştım bile.

"Bu güzel koku... Tanrım, biliyorsun ben yaşlı bir adamım..." diye mırıldanarak gelen babama gülerken hemen karşıma kurularak, kapların kapaklarını açıp, masanın üzerine onun için bıraktığım çubukları aldığı gibi ramene daldığında baba-oğul nasıl bu kadar benzediğimize bir kez daha hayret ettim. Saat bilmem gecenin kaçı olmuştu fakat biz daha yeni yemek yemeyi akıl ediyorduk. Herhalde ben daha pişirmesem onun aklına bile gelmezdi ya...

Ağzıma doldurğum kimchinin üstüne ramenleri de tıkarken aklıma gelen şey ile yarısını neredeyse bütün olarak yutup, etrafa saçtığım yemekleri umursamadan babama laf yetiştirmeye başladım.

"Baba oyunun güncellemesinde kullandığın formatta bir sorun var. Onu halletmeden asla yayınlayamazsın." dediğimde babam ayağa kalkıp kendisine su doldurup geri döndü.

"Cidden mi? Sorun ne? Her şey yolunda gözüküyordu..."

"Ufak bir pürüz ama oyunu kasıyor. Ben sana gösteririm yemekten sonra, halledersin." dedim. Dolmaya başlayan karnım, zihnime penguenimi doldururken kendi kendime güldüm.

Biten yemeğimiz, gözlerim saate takılması ile doyan midem üzerime bir uyku rehaveti çökmesine sebep olurken esneyerek yerimden kalktım.

"Baba çok uykum geldi, yarın göstereyim. Sende uyu saat geç olmuş. Bu arada, bulaşık sırası sendeydi, babacığım..." diye göz kırparak odama gidip kendimi yatağıma attım. Atmam ile uyku alemine geçmem bir olmuş, bir ara babamın üstümü örtüp bilgisayarı uyku modundan çıkarıp tamamen kapatması uykumu bölmüş olsa da kısa sürede kaldığım yerden dönmem zor olmamıştı...

Sabah ardı arkası kesilmeyen alarmlarımı duymamak beni işgillendirirken, hemen yastığımın altında bulunan telefonumun ekranına iki kere dokunarak aydınlattığımda tek gözkapağımla saati görmeye çalıştım. Ve o an yataktan nasıl fırlayıp üzerimdekileden kurtularak formayı giydiğimi inanın bende bilmiyorum. Haftanın en az dört sabahı böyle olduğumu varsayarsak, hala buna neden alışamadığım benim içinde bir merak konusu...

player | game overHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin