PART 30: Sarhoş

8.2K 285 55
                                    

 Bölümde geçen şarkı multimedia'da mevcut.

____________________________________________________________

Evimin beyaz rengiyle döşenmiş salonumda sinirle volta atarken Charlotta koltuğa oturmuş her hareketimi izliyordu. Ellerimi sıkıntıyla saçlarımın arasından geçirdim. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilmiyordum. Charlotta denen bu kızıl kafadan her ne kadar haz etmesem de şu anda kesinlikle yardıma ihtiyacı varmış gibi görünüyordu. Ya da oyunculuk yeteneği fazla gelişmişti.

“Yanlış anlamadım öyle değil mi? Karnındaki bebek… Babamdan. Benim, babamdan?” Gözlerim istemsizce karnına kaydığında, rahatsız olmuşçasına elleriyle karnını kapatmaya çalıştı.

“Evet, öyle. Bana… bana, zorla sahip olmuştu.” Ellerimle yüzümü kapatırken utanç içinde koltuğa çöktüm. Babam yine yapmıştı yapacağını! Yerin dibine girsem daha iyiydi. Hangi insan babasının bir tecavüzcü olmasını kaldırabilirdi ki? Düşüncelerim aklımda bir soru lambasının yanmasıyla yarı da kesildi. Şüphe içinde ona baktım. Gözlerim istemsizce kısılmıştı.

“Siz? Nereden tanışıyorsunuz ki? Yani, seni nerede gördü?” Gözlerini kaçırdı ve kafasını öne eğdi. Hah! Charlotta’nın da sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanmıyordum zaten. Kaşınmıştı ve babam cezasını vermi- Tanrım! Ne zaman bu kadar kötü oldum ben? Her ne yapmış olursa olsun hiçbir kadın asla bu durumda olmak istemezdi. Boğazımı temizledim. Kendi düşüncelerimde boğulup kendimi daha fazla öldürme isteğiyle dolmadan gözlerimi ona diktim.

“Hala cevap bekliyorum Charlotta.” Ufak bir sızlanma duydum.

“Ben, özür dilerim Ella! Bir anlık bir aptallıktı yaptığım. Harry’yi seviyordum ve kıskanmıştım. Çevremde sağlam bağlantılarım vardı. Ben… seni biraz araştırdım..”

“Sakın düşündüğüm şeyi yaptığını söyleme!” Hızla ayağa kalktığımda koltukta biraz daha büzüldü. Konuştuğunda sesi olduğundan daha ince ve kısıktı.

“Özür dilerim fakat seni bulması için babana adresini mail attığımı düşünüyorsan, sanırım düşündüğün şeyi yaptım.”

“Seni lanet olası! Hayatımı nasıl bir bok çukuruna attığın hakkında bir fikrin var mı?! O, o çok tehlikeli biri! Hayatında asla bir baba olmanın önemini anlamamış, insanlık hakkında tek bir fikre bile sahip olmayan birisi o! Keşke ona siktiğim mail’ini atmadan önce onu da bir araştırsaydın. Çok zekisin ya…” Susmayı başardığımda boğazımın yandığını fark ettim. Bağırdığım için cayır cayır yanıyor ve zonkluyordu. Sakinleşmeye çalışarak ellerimle önüme gelen saçları geriye iterken derin birkaç nefes aldım. Titrek bir nefes verirken aklıma gelen tek soruyu sordum.

“Aldıracaksın öyle değil mi?” Bir bebeğin ölmesini kaldıramazdım fakat Clark gibi bir babası olacaksa ölmesi onun için daha iyi olurdu. Yoksa o masum melek, daha büyümeden cehennemi yaşardı.

“Fark ettiğimde aldırmam için çok geçti…” Gözlerim yuvalarından fırlayacakmış gibi oldu. İrislerimi kontrol edemiyordum. B-Bu… Yüce İsa!

“Ciddiyim Charlotta, sorumsuzun tekisin!” Ne yapacağını umursamadan kendimi koşarak odama kapadığımda düşündüğüm tek şey sıcak suyun beni rahatlatma ihtimaliydi.

***

Telefonum sonunda sustuğunda saçımı kurutmak üzereydim. Üzerimdeki siyah mini elbise beni hoş gösteriyordu. Düşündüğümün aksine sıcak su beni rahatlatmamıştı. Duşa girmeden önce çığlık çığlığa burnumdaki sargıyı çıkarmış ve gözlerimin acıdan yaşarmasını umursamayarak morluklar kapanıncaya kadar makyaj yapmıştım. Suratım kötü değildi fakat pek de iyi sayılmazdı. Saçlarım kuruduğunda şekil vermeye uğraşmadım. Bu evde daha fazla kalmak istemiyordum ve ya koridorun sonundaki odada kalan Charlotta’yı düşünmek istemiyordum. Etrafımda olan çılgınca şeyleri unutmaya ihtiyacım vardı. Kendimle birlikte herkesi unutmaya ihtiyacım vardı. İçkiye ihtiyacım vardı. Elime siyah topuklularımı alarak odadan çıktım. Berbat görünüyordum belki de ama insanların ne düşündükleri umurumda değildi. En azından şimdilik. Hayatımda ilk defa bir ilk yapıp sadece kendimi düşünecek ve anı yaşayacaktım. Sonradan başıma açılacak dertler umurumda değildi, telefonumu yanıma almadığım için gelecek olan binlerce çağrı umurumda değildi.

TWIX // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin