ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM

6 2 0
                                    


 Merhaba, benim adım Jack Martin Rose ama siz bana Jack diyebilirsiniz. Size hayat hikayemi anlatacağım. Biraz karışık olabilir. Daha üç ay önce liseye giden 17 yaşında bir çocuktum fakat şimdi beyaz kanatları olan, ateşi kontrol edebilen, olağanüstü güçlere sahip bir çocuğum. Bu güçlere nasıl sahip olduğumu kısaca şöyle anlatayım. Bizim sınıftaki kimya öğretmeni çok garip davranıyordu. Ondan zaten korkuyordum, garip davranışlarıyla beraber daha da çok korkmaya başlamıştım. Bir gün kimya öğretmenimiz Max, beni okulumuzun bodrum katına çağırdı. Okulumuzun bodrum katı zannedildiği kadar güzel ve kullanışlı değildir. Örümcek ağlarıyla kaplı, eski püskü, çok ürkütücü bir yerdir. İstemeye istemeye ve korkudan titreyerek bodrum katına indim. Kapının yanına geldim ve kapıyı açtım. Oraya girdiğimde her yer deney tüpleri ve kimyasal atıklarla doluydu. Buranın böyle olmaması gerekiyordu, kimyacı Max beni görmeden derhal burdan toz olmalıydım. Ne yazık ki, işler yine istediğim gibi olmadı ve kimyacı Max beni gördü, omuzlarımdan tutuğu gibi beni sarsmaya başladı. Bana bakıp "İşte aradığım kişi. Boy desen selvi gibi, güç desen aslan kadar kuvvetli, zeka desen Albert Einstein." dedi. Neden böyle yaptığını anlamıyordum. Zaten anlamakta istemiyordum. İstediğim tek şey elime geçen ilk fırsatta buradan sıvışıp gitmekti ama olmadı çünkü kapı hızla kapandı ve hoca anlamını bilmediğim kelimeler zırvalamaya başladı ve ardından buraya adeta ışınlandım. Bayılmıştım kalktığımda karşımdaki tabelada "Hayalet Kasaba" yazıyordu. Gökyüzü kararmaya başlamıştı. Biraz yürüdüm etrafta ağaçtan başka bir şey yoktu. Korkuyordum. Nerede olduğumu ve o gerzek kimyacının bana ne yaptığını bilmiyordum. Kendimde değildim. Yolun kenarına çıkmıştım, kulağıma gelen çıtırtı sesleriyle etrafıma bakınmaya başladım. Ağaçların ardından bir adam çıkageldi. Kirli sakallı, sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuktu.

J- İsmin ne? diye soruverdim. İsmini bana söylemekten kaçınmadı ve

P- Patrick ya senin ismin ne? diyerek yanıtladı.

J- Jack Martin sen Jack de gitsin dostum.

P- Pekala.

J- Şey rica etsem beni bi günlük evine misafir eder misin?

P- Imm... Aslında benim de evim yok ama şurda boş bir ev var. Sanırım sahipleri gelinceye kadar kalabiliriz.

Dedi ve bana girer girmez çekyatı hazırladı. Aslında benim aklımdaki soru, kulağımdaki eşyanın ne olduğuydu. Bunu ona sormayı düşündüm ama sonra söylemekten vazgeçtim. Yatmaya karar verdim. Yarın neyin ne olduğunu öğrenirdim.

JACK ROSE GÜNLÜKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin