Kulağıma yine sesler gelmeye başladı ama bu sefer konuşan Tesla değildi.
P- Jack, Jack... Çabuk kalk evin ön tarafından sesler geliyor. Gitmemiz lazım.
J- Ne! Ne diyorsun sen? Hemen evi turlayalım ve işimize ne yararsa alalım. Sen erzak topla ve arkadaki cama gel. Sen gelene kadar ben orda olmuş olurum ve o taraftan çıkalım.
Dedim. Sonra Patrick elastik adam güçlerini kullanarak önce çantayı aldı ve içine dolaptaki herşeyi doldurdu. O arada bende işimize yarar şeyleri alıp cama doğru koştum. Patrick'in arkamda olduğunu biliyordum. Yeterince uzaklaşınca ilk kimin yanına gideceğimizi sordum.
J- İlk hangi kızdan başlayalım istersin?
P- En yakın hangisi ise ondan başlıyalım eğer ikiside uzaktaysa bir araba buluruz.
J- Pekala önce bi bakalım. Tesla bana hangi kızın daha yakınımızda olduğunu söyler misin?
T- Jack şu an size en yakın olan Candy.
J- Yolun tarifi yapabilir misin?
T- Tabi ki Jack. Yaparım. Candy ile aranızda 40 km var. Bir araba bulsanız iyi olur.
J- Benim için bi arabanın sistemini hacklesen nasıl olur?
T- Deniyorum.
Dedi ve beklemeye başladık. İki dakika sonra bir kaç metre ötedeki arabanın ışıkları yanıp sönmeye başladı.
J- Patrick hadi gel.
Dedim ve koşmaya başladık. Patrick yedek anahtarı aradı ve torpido gözünde buldu. Şansımıza orada bir de çift damar yollu güzel bir bıçak bulduk. Hemen arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Tesla' nın gösterdiği yer ormanın içerisinde bir mağaraydı. İçeriye girince Candy'i gördük. Kız soğuktan donmak üzereydi. Hemen elimde bir ateş yakıp içeriyi ısıtmaya başladım. Hava kararmaya başlamıştı. Bu mağarayı barınak olarak kullanabilirdik. Diğerlerine danışmam gerektiğini düşündüm.
J- Patrick, Candy burayı barınak olarak kullanabiliriz değil mi?
P- Evet ama bize çok malzeme gerek.
J- Farkındayım. Bu gün diğer kızıda arayabiliriz ya da dinlenip eşyalarımızı yerleştirebiliriz. Siz ne dersiniz?
P- Bence eşyaları yerleştirelim.
J- Ya o da kötü durumdaysa?
P- Bence başının çaresine bakabilir. Üstelik ben acıktım, Candy de acıkmıştır. Evden arakladıklarımızla bir şeyler hazırlamaya bakayım.
C- Yemek mi nerde? Ben de yardım edeyim daha çabuk olur.
J- Biz bir evde kalıyorduk sahipleri gelene kadar ordan alabildiğimiz kadar malzeme aldık. Patrick arabada bulduğumuz bıçak nerde?
P- Hala arabada.
J- Ben bir dışarı çıkayım belki işimize yarar bir şeyler bulurum. Sende bu sırada Candyle bir şeyler hazırlarken ona olanları anlatırsın.
P- Pekala çabuk gelmeye bak.
Dedi ve ormana girdim. Ormanda ne kadar kırık ağaç dalı varsa topladım ve mağaranın girişine yığdım. Yerden bulduğum pet şişelere de su doldurarak dedemden öğrendiğim arıtma yöntemiyle arıtarak temiz su elde ettim. Bir kaç tane de balık yakalayabilmiştim. Mağaraya döndüğümde Patrick ve Candy'nin konserveleri yerine bunları bir güzel pişirerek karnımızı doyurduk. Karanlık tam çökmeden ağaç dallarını mağaranın girişini koruyacak şeyilde koyduk. Candy sarmaşıklarla bu dallara doğal bir görünüm kazandırdı. Gece olduğunda Candy'nin bizim için hazırladığı yumuşak bitkiyi yastık olarak kullandık. Fazladan kalan ağaç dallarıyla kendimize bir ateş yaktık ve güzel bir uykuya daldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JACK ROSE GÜNLÜKLERİ
Cerita PendekMerhaba, benim adım Jack Martin Rose ama siz bana Jack diyebilirsiniz. Biraz karışık olabilir. Daha üç ay önce liseye giden 17 yaşında bir çocuktum fakat şimdi beyaz kanatları olan, ateşi kontrol edebilen, olağanüstü güçlere sahip bir çocuğum.