İLK GÖRÜŞ

18 0 0
                                    

Koşarak babamların odasına gittim.

Babam hemen yatağından kalktı ve etrafa bakındı. Evet maalesef yine kaçmıştı.

"Kızım eminmisin sen, bence rüya gördün."

"Ya yemin ederim. Neden inanmıyorsunuz bana."

"Bak kızım inanmamak değil sadece rüya gördüğünü söylüyoruz."

"Tamam baba ama bunu size ispatlıyacağım."

Babam bana inmamış gibi güldü. Annemse beni geçiştirmeye çalışır gibi başını sallıyordu.

O gece maskeli çocuğa çok sinirliydim.

Onun yüzünden benim kafamı yediğimi düşünüyorlar.

Offf neyse bunu yarın daha detaylı araştıracağım.

Yatağıma gidip hemen uyudum.
z
Sanırım çok yorgundum...Z

Sabah saat 09.30 da uyanmıştım. Kahvaltımı yapıp üstümü değiştirmek için odama çıktım.

Kot bir pantolon, üstüne beyaz tişört ve bir kot ceket tercih ettim.

Maskeli çocuğu araştırmak için sahil kenarına gidecektim.

Belki tekrar karşılaşırım diye.

Evden hızlıca çıktım ve o düştüğüm sokağa gittim. Etrafa dikkatli bir şekilde baktım.

Kimse yoktu.

Hevesim iyice kaçmıştı. Onunla tanışmayı o kadar çok istiyordum ki anlatamam.

İstediği şey alınmayan çocuk gibi sahile doğru yavaş yavaş gittim.

Tabii arada bir arkama bakıyordum. Acaba beni takip ediyor mu??

Ama hâla ortalıkta kimse yoktu.

Sağ taraftaki dar bi sokaktan geçmem lazımdı. Tam sokağın başına giriyordum ki o da ne.

Buldum onu. Önümde siyah deri ceketli ve gri pantolonlu biri benden biraz daha ileride yürüyordu.

Ben onun arkasında olduğum için o beni fark etmemişti bile.

Hızlıca koştum ve deri ceketinin yakasından yakaladığım gibi bana doğru çektim.

Aslında pek çektiğim söylenemez. Çünkü epey güçlüydü ve yerinden 1-2 cm çekebildim.

Tam konuşucaktım ki.

Arkasını döndü ve bana doğru baktı. O an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. O... o çok yakışıklıydı.

Dilim tutulmuş gibiydi. Onu hiç bu kadar yakından görmemiştim. Yeşil gözleri o kadar can acıtıcıydı ki.

Hafifçe tebessüm ettim. Bir an kendimi toparlamaya çalıştım. Ve tebessüm eden ifademi çatık kaşlı biri olarak çevirdim.

O da beni tanımıştı sanırım. Çünkü sinirli bir yüz ifadesi vardı.

Ne diyeceğimi bilemedim. Yüzümü ondan kaçırmaya çalıştım çünkü ona bakınca dudaklarım sürekli tebessüm eder gibi iki yana doğru kayıyordu.

İlk cümle ondan çıktı.

- Ne yapmaya çalışıyorsun sen. Yürek mi yedin. Dün akıllanmadın herhalde.

Sesi gerçek bi psikopat sesine benziyordu.
Bir an gerçekten yürek yemiş gibi:

- Senden korkmuyorum. Dün iki bıçak salladın diye hemen senden korkacağımımı sandın.

- Sen şu ana kuzusuna bak. Dilinde epey büyükmüş. Paranla herşeyi elde edebildiğini mi sanıyorsun. Burada benim kurallarım geçerli bir daha benimle sakın laf dalaşına girmeye falan çalışma.

Bunu söyledikten sonra ona karşı bütün düşüncelerim değişti. Zaten suç bendeydi onun gibi birisini nasıl severdim ki.

İlk başlarda hafife almıştım ama artık hafife almıyacağım diye düşündüm ama o bakışları içimi yiyordu.

- Hadi ya neymiş o kurallar. Üstelik o saat, benim odama gizli gizli girişlerini unuttuğumu sanma. Çabuk anlat bana seni züppe.

Gece-24Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin