Jungkook arabaya binerken iç çekti. Bir hayli gergin hissetti. Bugün Yoongi'yle tanışacaktı.
''Gergin misin?'' annesi yüzünde küçük bir gülümseme ile sordu. Aslında çok diye itiraf etti Jungkook.
''Bu çocuğu nasıl biri? Her zaman ne kadar şirin olduğunu konuşuyorsun ama bana hiç resmini göstermedin!'' diye dudak büktü annesi.
Jungkook cebinden telefonunu çıkarırken kahkaha attı. Annesi telefonun ekranındaki şirin çocuğa bakarken, ''Bu Yoongi hyung'' dedi Jungkook.
''Neden bana onun şirin olduğunu söylemedin bakiyim?!'' dedi annesi. ''Sana şirin olduğunu söylemiştim.'' diye kahkaha attı Jungkook.
''Evet evet muhakkak öyledir....'' diye gülümsedi annesi. ''Çıkıyor musunuz'' diye sordu annesi. ''Anne! Bir kere o düz ve ayrıca, sanırım bu sürtükle evlenecek.'' diye Yoongi'nin evleneceği o kızın fotoğrafını bulup annesine gösterdi Jungkook.
''Bekle... Ne?!!'' diye Jungkook'un annesi zorlukla soluyarak sordu. ''Ayarlanmış bir evlilik.'' Jungkook biraz iç çekerek dedi. ''Ahh, anlıyorum. Yani, anlayacaksın canım ve göreceksin.'' bir kez daha gülümsedi annesi ve sonra Daegu'ya gittiler.
Vardıklarında, sabahın 11.50'ydı. Jungkook'un annesinin arkadaşı tombul yanakları olan mütevazi bir kadındı. Gerçekten sevimli biriydi.
''Daegu'ya hoşgeldiniz!'' diye Jungkook ve annesinin geldiğini görürken çığlık attı. Birbirlerine sarılıp koklaştılar ve konuştular. Alışveriş merkezi çok uzak değildi. Sadece yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesi vardı.
''Peki şimdi yemeğe çıkalım sonra Jungkookie'ye gidebilir, tamam mı?'' diye Jungkook'un annesi usulca gülümsedi. "Pekala, Yoongi'ye iki de buluşacağımızı yazacağım, tamam mı?" ''Tamam canım'' dedi annesi.
Jungkook'tan
~ İki'de bulaşabilir miyiz?
Yoongi'den
~ Elbette! Merkezde olan kahve dükkanında bekler misin? Kolayca bulursun.
Jungkook'tan
~ Temam, görüşürüz!
...
"Seninle gelmemi ister misin?" diye Jungkook'un annesi şaka yaparak sordu. ''Hayır, sorun değil anne.'' derin nefes alırken cevapladı Jungkook. Jungkook'un elleri titriyordu. Bu şimdiye kadar yaptığı en çılgınca şeydi.
''Geç kalmak istemiyorsan, şimdi git!'' Jungkook başını salladığında güldü. Arabadan inip dükkan merkezine yürüdü. Çok büyüktü ve her yerde insanlar vardı. Farklı şeyler olan milyonlarca dükkan vardı. Jungkook bir kahve dükkanına bakarken biraz gülümsedi. Ve Yoongi haklıydı, kolayca bulmuştu. Sarışın olan birisine görmedi. Erken de gelmişti. Henüz 01.50'ydı.
Hımm... O Yoongi değil mi? Ve işte oydu. Gerçek Min Yoongi kapüşonlu svetşört ve dar kot pantolon giyiniyordu. Jungkook zorlukla nefes aldı. Yoongi gerçekte de çok daha güzeldi. Sevimli yanakları vardı ve minyon tipliydi.
''Merhaba, hyung!'' diye garip sessizlikten sonra gülümsedi. ''Hey, Yemek yiyebilir miyiz artık? Karnım çok aç!'' diye sıradan bir şekilde dedi. Gülümsemedi ve hiçbir şey yapmadı. Sanki duygusuz gibiydi. ''Peki, gidelim.'' Jungkook, Yoongi'nin biraz gülümseyeceğini umarak başını onaylayarak salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚡ Doğru İnsana Aşık Olmak [Yoonkook] ⚡
Teen Fiction''Wrong Number to text, right person to love [YoonKook]'' hikayesinin Türkçe çevirisidir. Asıl yazardan bizzat izin alınarak çevirdim. Umarım beğenirsiniz. ...