Sonunda okul bitmiş eve doğru gidiyorduk , Deniz yanımda yine günün özetini geçiyordu bende onu dinleyip yorum yapıyordum. Bu gün Deniz ile beraber çıkışta kafeye gitmeyi düşünüyorduk teyzesinin minik tatlı bir kafesi vardı.
Deniz bir süredir Burak tan hoşlanıyordu aslında hoşlanmakta değildi seviyordu fakat her kız gibi reddedilme korkusu yaşıyordu, açılamıyordu.
Sonunda kafeye geldik Denizin teyzesi kafeye girer girmez bizi karşıladı. Güler yüzlü dalgalı siyah saçlı bir kadın dı 2 çocuğu vardı eşi uzun zaman önce onu terketmişti fakat Selda teyze yıkılmadı bu kafeyi kurdu kafesi iyi iş yapmaya başladı sahil kenarında olduğu için tavsiye edilen bir kafeydi.
Denizin kuzenleri Serkan ve Buse ikiside yurt dışına gitmişti Serkan bizimle yaşıt, Buse bizden bir yaş küçüktü ikiside şuan yurt dışında yaşıyor her ay Selda teyzeyi ziyarete geliyorlar aynı evde kalıyorlar aynı okula gidiyorlar ikiside almancayı ve ingilizceyi resmen kendi dilleri gibi konuşuyorlar.
Selda teyze'den 2 çay ve pasta rica ettik. çayımızı içip pastamızı yedikten sonra Deniz, Selda teyze yi oyaladı bende hesabı ödedim hep böyle yapıyorduk ya ben oyalıyordum yada o yoksa ikimizin de hesap ödemesine izin vermiyordu.
"Doğa?"
"Efendim canom"
"Nereye gitsek burdan sonra hem Uzay ile Burak'ta boş boş sıkılmışlar"
"Ara lunaparka gelsinler ara"
"Adamsın be kimin kankası valla pamuk şeker alıcam söz "
"Tamam uzatma hadi eşekspam "
Aramızda geçen bu saçma konuşma ile Deniz in istediği şeyi gözlerinden anlamıştım Burak ile vakit geçirmek istiyordu aslında bende Uzay ile vakit geçirmek istiyordum. Onunla vakit geçirirken her zamankinden daha da mutlu oluyorum."Alo. Açabildin sonunda Burak hayret..., tamam...., Uzay'ı da alıp lunaparka gelsenize...., Ya lütfen zaten cuma yarın okul yok...., geliyor musunuz?....., Tamam bizde gidiyoruz zaten Atlı karınca'nın önünde buluşalım hadi bay bay " Dedi ve telefonu kapattı Deniz ,Aslında aklımda Deniz için güzel bir plan vardı Uzay ile Burak gelince Uzay ı çekiştirip Gondol'a binmesi için gaza getirecektir bu vesile ile de Deniz ve Burak yanlız kalıcaklardı, hem belki aralarında birşey de olurdu kim bilebilir. Ben kendi kendime bunları düşünürken aklıma bi anda yükseklik korkuma rağmen nasıl bineceğim geldi artık binicez napıcaz hem yanımda Uzay var korkmam galiba
Deniz'in telefonu çaldı;
"Efendim? "
"Geldik biz siz nerdesiniz? "
"Şimdi kapıdan içeri giricez Burak ne sabırsız çıktınız biraz bekleyin ölücek misiniz. "
"Aman tamam bekliyoruz ya kızma"
"Kızmıyorum ben tamam kapat hadi"
Dedi ve zaten onlar konuşana kadar biz atlı karıncanın önüne gelmiştik.Uzay ciddi bir şekilde telefona bakıp mesaj yazıyordu biraz sinirli gibiydi fakat bizi görünce telefonu cebine koyup bize doğru gelmeye başladılar
Burak ; vaz geçilmezi olan deri ceketi, siyah pantolonunu ve daha önce görmediğimiz bisiklet yaka beyaz bir tişört giymişti
Uzay ; lacivert hırkası altında lacivert bir eşofman hırkasının içinde saklanan beyaz bir tişört giymişti hala tatlıydı her zamanki gibi, gamzesi yüzünden eksik olmuyordu bizim yanımızda.
Tam anlamda buluştuğumuz zaman planımı devreye geçirmek için konuşmaya başladım
"Uzay Gondol'a binebilir misin? "
"Binerim niye bine miyim? "
"En ucuna binebilir misin?" Ben bunu söylüyordum fakat kendim nasıl bineceğim hiç düşünmüyordum
"Binerim Doğa gel " planım devreye girmişti beraber gondol'a doğru ilerlemeye başladık, Deniz ile Burak konuşmaya daldıkları için işim daha da kolay oluyordu zavallı Deniz ve Burağın yaptığım bu hain plandan haberleri yoktu ama onlar içindi sonuçta ben bişi yapmıyorum fazla"Doğaaa...., Doooğaaa"
"Hıh.. He efendim"
"Hadi bin iki saattir sana sesleniyorum bilet bile aldım"
"Ya tamam binelim işte bağırmasana"
"Tamam kusura bakma" önden geçmem için elini uzattı bende oturdum sonra kendisi geldi yanıma oturdu kemerlerimizi taktık son ana kadar en ucuna oturduğumuzu farketmedim"Uzay"
"Efendim."
"Biz en uçta mıyız canım? " azğımdan kaçtı ya of canım ne ,canım ne sen niye elin oğluna canım diyosun. O bunu fazla da umursamış olsa gerek
"Doğa iyi misin sen dedin ya en uca oturalım diye "
"Hıı... ben mi dedim"
"Hıı... sen dedin"
"İyi o zaman katlanıcaz"
"Sen korkuyor musun ? "
"Ben mi yok be alt tarafı yükseklik korkum var ya "
"Doğa sen nasıl bir manyaksın Allah aşkına madem yükseklik korkun var niye benimle iddalaşıyorsun"
"Bilmiyorum ya bilmiyorum unuttum ben işte olduğunu"
"Tamam tut başlıycak birazdan zaten inemeyiz bişey olursa bana seslen"
"Tamam"Gondol yavaşca hareket etmeye başladı ilk başta korkmadım fakat gondol yükseldikçe kan basıncım da yükseliyordu gondol en havaya kalktığı zaman artık kendimi tutamadım ve Uzay'ın koluna yapıştım evet resmen yapıştım ve gözlerimi kapattım Uzay bana destek olmak amacıyla rüzgarın da etkisi ile iyice karışmış olan saçlarımı düzeltmeye çalıştı biraz düzeltince de okşamaya başladı kulağıma fısıldadı sesi sonlara doğru boğuk geldi ve gözlerim kapandı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ UZAY
Novela JuvenilUfak bir yıldızın sonsuz uzayın içinde kaybolması gibiydi aşk... Uzayın içinde filiznen küçük doğa ayak uyduramadı oksijensizliğe sürekli kendi oksijenini üretti doğa uzayın bir yardımı olmasa da yaşıyordu kendi kendine...