NOT: Bu hikaye her Korecan'ın gibi sizinde hayalini kurduğunuz ve gerçekleşmesinin ne kadar zor olduğunu bilsek de de hep yüreğimizin en derin yerinde bulunan hayallerimizi anlatıyor. Umarım bu hikayeden ilham alır ve hepimiz, hiç kimseye aldırmadan hayallerimize doğru yürürüz. Şimdi kendi hayalinizi başka bir kızın dilinden dinlemeye davet ediyorum...
TANITIM
Hoca: Asya!! Asya !!
-Efendim hocam
Hoca: Tahtaya gel
-Ben mi ?
Hoca: Evet
Ahh yine tarih dersinde hayallere dalmışım. Ve her zaman ki gibi yine yakalandım.
Hoca: Hadi
Olağanca ağır bir şekilde yerimden kalktım. 1000. kez arkadaşlarımın önünde rezil olmaya gidiyordum. Ve bu hiç adil değildi.
Hoca: Arkadaşlarına Brest Litovsk antlaşmasının önemini söyler misin ?
-Iııı.. Almanya ile 1. dünya savaşından sonra yapılmıştı galiba.
(Neydi neydi ?)
Hoca: Tamam geç yerine seninle sözlüler verilirken görüşürüz seninle.
(Sözlüymüş.. Çok meraklıydım sözlüne ne olsa 2 ay sonra kurtuluyorum hepinizden. Kore'ye gitme hazırlığı içindeyken sözlü mü düşüneceğim)
Zil çalar çalmaz çantamı aldım ve dışarı çıktım. Artık rahat bir nefes alabilirdim. Okuldan çıkarken arkadaş gibi davranan arkadaşlarıma el sallayıp otobüse bindim. Yapacak çok şey vardı. Nereden başlayacağıma bilmiyorum. Önce alışveriş mi yapmalıydım ? Ahh bilmiyorum kafam çok karışık. Kore'deki dans okulundan burs kazandığımdan beri aklım yerinde değildi. Ne yapacağımı düşünürken otobüsün evimin yakınındaki durağı geçtiğini fark ettim.
Her gün ki gibi yine 2 durak ileride indin ve eve yürüdüm.
Eve varınca üstümü değişip kendimi yatağa attım.
Gerçekten şuan bir rüyadaymışım gibi hissediyorum. Kore... 6 Yıldır hayallerimi süsleyen ülke. 6 yıldır arkadaşlarımın kötüleyip dalga geçtiği, her günümü her dakikamı insanlara hatırlatarak geçirdiğim ülke. Kapılarını bana sevgiyle açacak mıydı ? Gerçekten hayallerimde yaşadığım o ülkede kendi benliğimi bulabilecek miydim.? Tek başıma zorlukların üstesinde gelip herkese gururlu bir şekilde başardım diyebilecek miydim ?
Bekleyip görelim...