Bitmek Bilmeyen Raslantılar

44 6 2
                                    


Eve yaklaşıyorduk artık çarşı kalabalığından sıyrılıyorduk evimizin oradan geçen yeni keşfettiğimiz ara bir yol vardı sakin güzel. Oradan geçerken yine gördük o adamı belki de ben yeni görüyordum. Elinde poşetler marketten çıkıyordu bize bakıyor gülümsüyordu.

Başta tereddüt ettim o polis abi olamazdı. Dünya küçüktür desem o akşam saattin de (ki biraz dolaşmıştık ve hayliyle saat ilerlemişti) günde ikinci kez raslantı olması küçük bir ihtimaldi. Takip etti desem o sevimli adama yakıştıramıyordum sonuçta o yaşlarımda polis dendiğinde aklıma yardım sever şu bizim gördüğümüz "Hayat Bilgisi" derslerindeki profil geliyordu.

Polis amca bize ulaşınca benimle aynı hizaya gelmek üzere dizlerini kırarak eğildi elindeki poşedi bana uzattı. Şaşırmıştım ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Hemen devam etti konuşmaya anlamıştı galiba afalladığımı ;

-Merhaba küçüğüm... Bunları sana aldım sevineceğini umut ederek. Her çocuk gibi sende bayılıyorsundur çikolatalara diye düşündüm.Tekrar karşılaşmayı ümit ediyordum açıkcası.

Ne diyeceğimi hiç ama hiç bilmiyordum. Ne denilirdi ki böyle bir şeye. Anlayamıyordum neden ümit ediyordu bizle karşılaşmak için. Sadece bir ümitse eğer neden gidip de çikolatalar almıştı bana...Kafam allak bullaktı. Ne düşünmeliydim , o yaşımda ne düşünebilirdim ki. Arada bir anneme attığı kaçamak bakışları yakaladım. Görmemiş fark etmemiş gibi yapmaya çalıştım. Fakat içimde büyük bir huzursuzluk vardı . O anda çizgi filmlerdeki gibi anında ışınlanmak isterdim.

Daha fazla düşünemezdim uzandım ve aldım teşekkür ettiğimi söyledim. Daha sonra bir 'Şııllaaakk' öpücük kondurdu yanağıma ama nasıl içten ve samimi. Sanki yıllardır bir ahbabımız gibi. Kalktı ve annemede sade bir veda ile uzaklaştı.

Küçükken bile takıntılarım vardı benim örneğin; aynı odada kaldığım ablacığımla aynı anda uyumak yada direk yalnız uyumak istemezdim. Odada illa birisi bulunmalıydı bunun için birçok kez azarlanırdım annem tarafından. Bugün o küçük zihnim bu kadar meşgulken uyumanın kolay olmayacağını biliyordum.

İşte o günün akşamı...

Ablam yine bana inat odaya geç gelmeye ant içmişti o gece. Zaten fazlasıyla huzursuzdum o gün. Haddimden yaşımdan fazla şeyler kurgulamıştım kafamda. Minik düşüncelerim artık alt edemiyordu kafamdan geçen kötü düşünceleri. Uyumak istiyordum artık ve kesinlikle sabah hatırlamamak.

-Ablacımmm. Artık gel uyuyamıyorum.! Nolur.

(Duymamazlıktan gelsede cevap vermeden edemedi artık iyice bıkmıştı bu takıntımdan..)

-Deniz sen hala uyumadın mı ? Benim halen uykum yok sen uyumaya çalış artık.

Annem hemen ordan imdadıma yetişti:

- Kapını açık bırakabilirsin. Sesimizi duyman daha kolaylaştırabilir.

-Öyle yapayım kolaylaştıracağından eminim.

Haklıydı daha kolay olmuştu uykuya dalmam. Ama yine de istiyordum yanımda sanki her an bir raslantı daha olacakmış gibi. Ah ne saçmalıyordum öyle. Göz kapaklarım dayanamıyordu artık yavaş yavaş inmeye başladı..bu kötü düşüncelerimi kovmak istercesine...

Nereden bile bilirdim ki o unutmak istediğim günün hayatımda dönüm noktası olacağını hiç unutamamak adına kazınacağını...

Küçük UmutlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin