yoonminx
illegal
Ellerim, Hoseok'un telefonu tutarken etraftaki tüm sesler ve görüntüler kaybolmuştu. Gözlerim sadece telefonun ekranını izlerken, yüzümde tek bir mimik bile hareket etmezken kalbim hızlıydı ve sanki ilk kez Jimin'in bana olan bakışlarını görüyor gibiydim ama hayır. İlk değildi. Sadece her seferinde ilkmiş gibi beni heyecanlandırıyordu. Bir şekilde bunu başarıyordu.
Her zamanki gibi birbirimize sözler vermiş, ödül töreninde fazla temas ve konuşma yaşamayacağımız ile ilgili bir sürü planlar yapmıştık. Ama Jimin, bunu başaramıyordu. Tamam, ben de izlediğim videoya göre pek başaramamıştım ama video daha çok bana dokunmaya çalışan Jimin ile ilgiliydi.
Jimin her zamanki gibi yan yana oturmama kuralını yıkmış ve yanımdan Hoseok'u kaldırmıştı. Artık insanların arasında olduğumuz için ona bir şey söyleyemiyordum ama o sürekli konuşmuş, beni güldürmüş ve ona bakmamı sağlamıştı. İşte, yanımda gülen bir adet Park Jimin varken nasıl ona bakmazdım?
Hayranlar her şeyi kaydetmişti. Jimin'e bakmadığım sırada onun az kalsın elimi tutmak için elini uzattığını, ben sahnedeki idolü izlerken arada durup beni kontrol edermiş gibi kafasını çevirmeden baktığını, sandalyelerimiz arasında hiç boşluk bırakmamak için kaydırdığını, Hoseok ile konuşurken birkaç saniye bile olsa bize bakıp kaşlarını çatarak diğerlerine dönmesini, Chanyeol'un yanına gittiğim için beni yanında göremeyince etrafına olan bakışlarını, Taehyung'a eliyle benim yerimi gösterip bir şeyler söylemesini...
Yanıma tekrar Hoseok gelirken ona baktım ama sonra telefona döndüm. "Bu videoyu nereden buldun?"diye sorduğum sırada, Jimin'e olan bakışlarımı izliyordum.
Gerçekten de bir insana böyle bakabileceğimi hiç düşünmemiştim ama işte, gerçekten de aşık olunca insanların bakışları bile değişebiliyordu. "Sabah kalktığımda Youtube'da trendlerde bir numara olduğunu gördüm hyung. Herkes sizin aşkınızı konuşuyor."diye dalga geçerek güldüğünde Hoseok, bir elimle telefonu tutup diğer elimle yanıma oturan unicorna vurdum. Ama fazla vurmaya üşenerek videoyu izlemeye devam ettim.
Şimdi de ben Jimin'e dokunuyordum ama aish! O anı hatırlıyordum! O kadar tatlıydı ki! Bana bakışı, saçları, kırmızı yanakları ve üstündekilerle küçük bir çocuk gibiydi ama aramızda pasif olan bendim! Videoya elimde olmadan gülümsedim. Elim sadece hafif bir şekilde Jimin'in beline, oradan da kalçasına gitmişti ama o kadar büyütülecek bir şey değildi! Bazı idoller kamera karşısında öpüşüyordu ama kimse onların sevgili oluğunu iddia etmiyordu. Neden bizi ifşalamaya çalışıyorlardı ki?
Dudaklarım kurudu. "Jimin bu videoyu biliyor mu?"
Bu sefer Jimin bana gülerek kalçama vurdu, video pek net olmasa da o anı hatırladığım için her şey hafızamda netti. O güzel gülüşü beni daha da zayıflatıyordu.
"Bazıları senin gibi sosyal medyalardan uzak durmuyor."
Gözlerimi devirdim. "Sosyal medyadan uzak durduğum falan yok aptal. Sadece böyle şeyler görmekten korkuyordum ve sende sadece bana Jimin ile her şeyimizin ortada olduğu videonun Kore trendlerinde birinci olduğunu söyledin."
O da güldü. Sonunda video biterken, aslında neden bizim sevgili olduğumuzu anlattığını yazmıştı videoyu hazırlayan kişi. Birbirimize olan bakışlarımızı bile yeterli görüyorlardı ve bu beni rahatsız etmeliyken tam tersi, hoşuma gitmişti. Jimin'e olan sevgimi bir bakışımla bile belli edebiliyorsam, Jimin de bunu anlayabiliyor olmalıydı.
Telefonu Hoseok'a geri verdim. "Jimin nerede?"
Gözlerini kocaman açarken dudaklarını büzdü. "Sence?"diyerek aegyo yaptığında, iç çektim ve ona arkamı dönerek odamıza gittim.
İnsanlar Seokjin ile odalarımızı ortak sanıyordu ama bu imkansızdı. Namjoon böyle bir şeye ölse dahi izin vermezdi. Ve Jimin de izin vermezdi. Hatta vermemişti. O yüzden odalarımız ortaktı. Zaten doğru olan da buydu.
Odamıza girip yatağımızın ortasında kıvrılan neredeyse yarı çıplak Jimin'e baktım ve iç çekerek kapıyı kapattım. Jimin anında bana dönerken, elinde telefon olduğunu da fark etmiştim ama bunu umursamayarak kendi üstümdekileri çıkartıp zaman kaybetmeden onun yanına uzandım.
İkimizde üstümüzde fazlalık olmasını sevmiyorduk. İkimizde tenlerimizin birbirine değmesini seviyorduk. Yani ben başkalarının tenine dokunmayı sevmezdim ama konu Jimin'in güzel teniydi ve bu benim tek ilgi alanımdı. "Neredeydin?"diye mırıldandı bana daha da yaklaşarak.
"Yeni şarkımızın kayıt kısmında bir sıkıntı olduğunu sanmışlar, onu düzeltip geldim ama Hoseok beni bırakmadı." İç geçirdiğimde Jimin kaşlarını çatarak bana baktı. Telefonu aramıza koymuştu ama bacaklarımız birbirine dolanmış, onun bir eli yüzümü okşarken benim iki elimde yanağımın altındaydı. İstediğim tek şey onu izlemekti. O da bana izin veriyordu.
"Hoseok neden seni bırakmadı?"
"Bana bir video izletti. İkimiz hakkında."dediğimde durup saçlarıma değil de gözlerimin içine bakmaya başladı. Her şey bu güzel gözleri yüzünden olmuyor muydu zaten?
"İkimiz?"
"Evet. Sanırım herkes seviştiğimizi biliyor."dediğimde güldü ve ben de onun güzel gülüşü sayesinde gülümsemeden yapamadım. Onu güldürmeyi seviyordum. Onu güldüren kişi olmayı, onu mutlu ettiğimi bilmeyi seviyordum. "Hep sözümü dinlemediğin için oluyor bunlar."
"Ne yapmamı bekliyordun ki? Dün çok güzel olmuştun."dedi ve burnunu kırıştırdı. "Seni herkesin içinde öpmeliydim. Böylelikle yine de seninle aramızdaki ilişkiyi göremeyenler de görmüş olurdu gerçeği."
"Aish!"deyip bileğine vurdum kaşlarımı çatıp dudaklarımı büzerek. "Zaten videoda eksik olan tek şey bir öpücüktü."dedim sinirli gözükmeye çalışarak.
Ama yüzündeki tatlı bakışa bakılırsa pek de sinirli durmuyordum. Dudaklarımı büzdüm. Neden sinirli gözükemiyordum ki?
"Yoongi... Ama ben hep sana dokunmak istiyorum."dedi ve o da dudaklarını büzdü. "Sırf bana aşıksın ve hislerini saklayamıyorsun diye tüm grubu tehlikeye mi atacaksın?"dediğimde gülmemeye çalışarak, o benim yerime kendini tutmayarak güldü.
"Emin ol grubumuza hiçbir şey olmayacak. Ayrıca evet Min Yoongi. Sana aşığım ve hislerimi saklayamıyorum. Herkesin içinde elini tutmak, büzdüğün pembe dudaklarını öpmek, yanaklarını sıkmak, dans ederken farkında olmadan salladığın kalçana vurmak, boynuna izler bırakmak, sana istediğim kadar bakabilmek istiyorum."
Gülümsedim. "Sabretmemiz gerek."diye mırıldandığımda, yüzünde sevdiğim gülümsemesi vardı.
"Senin ve grubumuz için sabredeceğim. Ama söz vermiyorum."diyerek bana yaklaşıp dudaklarıma hafifçe dudaklarını bastırdı. "Seni seviyorum."dediğinde, dudakları hala dudaklarımın üstündeydi.
Gülümsedim, gözlerim kapalıydı ve dudaklarım onun dudaklarını, burnum onun kokusunu algılarken şu an benden daha mutlu birisi olmadığına emindim. "Ben de seni seviyorum Jiminie."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots | taekook + yoonmin ✓
FanficFarklı içeriklerde, farklı uzunluklarda yoonmin veya taekook tek bölümlük hikayeler. Tagleri ve uyarıları lütfen dikkate alınız. ♡