~ Günü aydınlatan ve bir o kadarda güne umut saçan ışıklar Seus Kraliyeti'ni ele geçirmişken bugün herşeyden farklı birşey olmuştu.
Çünkü bugün gün ışıkları Hangun Kraliyetine vurmamış;kraliyetin üstünü kara bulutlar kaplamıştı.
Ve işte sonunda lanet Hangun Kraliyeti'nin kapılarından içeriye girebilmişti.Çünkü en önemli madde çiğnenip uçsuz bucaksız bir köşeye atılmıştı.
'Seus Prensleri Hangun Prenslerine duygular beslemeye başladığı an bütün kötülükler onları bulacaktır'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hangun Kraliyet Sarayı 🌹 Rose~
Ellerimi soğuk camdan çekip biraz ovuşturduğumda gökyüzünün neden böyle bir hal aldığını düşünüyordum.
Sanki masallardaki gibi kraliyetimize 'karanlık' çökmüştü.Kasaba merkezinde yeni dikilmiş olan uçuk pembe uzun elbisemi tek elimle havaya kaldırarak yürümeye başladığımda artık bu lanet manzarayı izlemeye tahammülümün kalmadığını fark etmiştim.
Odamın Gül desenleri ile süslenmiş kapısından çıkıp geniş ve uzun avizelerle süslenmiş koridorda yürümeye başladım.Bugün kardeşlerimin yanına hiç uğramamıştım.
Hizmetlilerimiz beni gördüklerinde hızla sıraya geçip önümde eğildiklerinde "Günaydın majesteleri" demeyide ihmal etmemişlerdi.
Onlara gülümseyip "Sizlerede günaydın" dedim hiç beklemeden.Bir Prenses olarak bana saygı duymalarını tabiki istiyordum.Fakat bunu şuan olduğu gibi annemin zoru ile yapıyorlarsa hiç yapmasınlar istiyordum.
Sonuçta saygı başkasından öğrenilmezdi.
Hizmetliler yavaş yavaş dağılırken başımdaki altın renkli tacımı düzeltip yürümeye devam ettim.Başımdaki taç babamın bize getirdiği çok değerli bir parçaydı.
Aklıma annem ile babam gelince nedensizce gözlerim dolup,onların Özlemiyle tutuştuğumda aklım ve bedenim çaresiz bir hâl almıştı.
Bitmek bilmeyen koridorun sonundan adımlarımı salona inen merdivene yönlendirdiğimde tam karşımda duran aile tablomuz ile gözlerimden bir yaş firar etmişti.Annem ile babama en düşkün bendim ve onları görememek sanki ölmüşler gibi bir his veriyordu.
Tahminimce 30 basamak bulunan ve kırmızı halı ile döşenmiş ihtişamlı merdivenden indiğimde salonda büyük bir zevk ile oturan kardeşlerimi gördüm.
