16.Bölüm = "... gerçek olsun istiyorum..."

60 8 30
                                    

TAE in ağzından:
Hepimiz heyecanla Yoongi  hyungun cevabını bekliyorduk. Aslında cesaretlik dediği için yapmak zorundaydı. Yoongi hyung tam ağzını açmış bir şey diyecekken Min Hee :
-" Ben bu utançla yaşayamam, unut gitsin." Dedi ve odasına gitti. Soo Min arkasından:
-" Gerizekalı! Buraya gel!" Diye bağırdı. Yoongi hyung ayağa kalktı ve:
-"Ben hallederim. " deyip gitti. Bizde birbirimize mal gibi bakmaya başladık. Bu kadar ciddi bir ortamda nasıl durabildiğimize hayret ediyordum. Yaklaşık 15 dakikadır kimse çıt çıkarmıyordu. Bu sessiz ve ciddi ortamı bozan  Jin hyung oldu:
-" Acıktım ben!" Hoseok hyung:
-" Ne zaman toksun ki sen?!" Dedi. Sun Jung:
-" Türk yemeği yapsam yer misiniz?"  Dedi. Ben:
-" Sen nerden biliyorsun  Türk yemeğini ?" Dedim. Sun Jung:
-" Benim annem Türk ." Dedi. Jin hyung heyecanla:
-" Hadi gelinim, git bize Türk yemeği yap ben çok acıktım ." Dedi. Sun Jung :
-" Peki."deyip mutfağa gitti.

MIN HEE nin ağzından:
Odama girip kapıyı kapattım. Yere oturdum ve başımı dizlerimin arasına alıp yüzümü kapattım. Birden kapı açıldı . Gelenin bizim kızlardan biri olduğunu düşünerek:
-"Git!" Dedim.  Yoongi:
-" Gitmemi mi istersin?" Dedi. Gelen kişinin Yoongi olduğuna şaşırarak:
-" Utanıyorum..." dedim. Yoongi:
-" Utanılacak bir şey mi yaptın?" Dedi. Ben:
-"Sence? " dedim. Yoongi hafifçe güldü.  Sonra devam ettim:
-" Bu isteği kabul etmeyeceksin değil mi?" Yoongi:
-" Tabiiki de kabul etmeyeceğim ." Dedi. Bu sefer yüzümü iyice sakladım.  Yoongi gidecek sanıyordum ki:
-" Çünkü seninle sevgili rolü yapmak istemiyorum, gerçek olsun istiyorum" dedi.

SUN JUNG ın ağzından :
Dolaba koyduğum sarmayı çıkardım ve ısıtmak için tencereye koydum. Bir yandan da düşünüyordum; sarma ve BTS ... Neyse deyip çaydanlığı çıkardım ve çayı demledim. Sarmalarda ısınmıştı. Tencereden çıkardım ve servis tabaklarına koydum. Her tabağın yanına küçük kaselerde yoğurt koydum. Çayı, yemekten sonra içecektik. Bu yüzden çayları servis etmedim. Bizimkileri ve BTS i çağırdım. Yoongi ve Min Hee hariç hepsi geldi. Yoongi yle Min Hee bir şey konuşuyordu bende rahatsız etmedim. Jin oppa içeri girdi ve yemekleri gördü. Jin oppa:
-" Bu yeşil şeyde ne?" Dedi. Ben:
-" Sarma." Dedim. Hepsi masaya oturdu. Sarmayı nasıl yiyeceklerine dair hiç bir şey bilmiyorlardı. Onlara öğrettikten sonra yemekleri yediler. Hepsi beğenmişti.  Yemekler bitince Jin oppa:
-" Gelinim de ne hamaratmış. " dedi. Jungkook:
-" Aynen yenge!" Dedi. Ben :
-" Bilginiz olsun, biz Tae yle daha evlenmedik. Eğer bu sorumsuzluğundan vazgeçmezse hiç evlenemeyiz." Dedim. Jin oppa Tae in kafasına vurdu ve:
-" Bu kızı kaçırırsan seni döverim!" Dedi. Onlara bir sürprizim olduğunu söyleyip salona gönderdim. Çayları bardaklara koydum ve salona götürdüm. Herkese bardaklarını verdikten sonra Jin oppa bardağa dokundu ve hızla elini çekti. Jin oppa:
-" Bu sıcakmış. " Ben:
-" Evet sıcak, böyle içilir ama isterseniz soğumasını bekleyin." Dedim. Hepsi soğumasını bekledikten sonra içtiler. Jin oppa:
-"Bak Tae! Cidden bu kızı kaçırırsan ağzına kürekle vururum!" Dedi. Sonra herkes çayları beğendiğini söyledi. O kadar sıkıldıkki ; Min Hee yle Yoongi oppa ne konuşuyor diye hepimiz gidip kapıya yaslandık.
YOONGİ nin ağzından:
Min Hee hızla başını kaldırdı ve:
-" Ne-ne dedin sen?" Dedi. Ben:
-" Ne anladıysan." Dedim. Min Hee:
-" Sen beni seviyor musun yani?" Dedi. Baya şaşırmış gözüküyordu. Min Hee:
-" Ciddi olamazsın! Ben platoniğim sanmıştım. " dedi. Bu sefer şaşırma sırası bendeydi:
-" Sende mi beni seviyordun yani??" Dedim. Oturup bu halimize güldük. Min Hee:
-" Artık salona gidelim. Kapıya dayandılar diye korkuyorum. " dedi. Bende:
-" Peki " dedim ve kapıya yöneldik. Kapıyı açar açmaz, başta Jin hyung ve Jungkook olmak üzere herkes üstümüze düştü.
Gerizekalılar....

Nasıl??? Beğendiniz mii??????

Oy verin

Pleasee

Sizi seviyorum  💞

Sakın Pes Etme!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin