03

257 23 274
                                        

"Laaaa, Gü-neş-ten bir-dam-la
Siiii, Ayşe'nin ke-di-siiiiii. . ."

Kurogane Zenkuro denen şahsiyet, sabahtan beri ikizlerin birini bir dizine ötekini öbür dizine oturtmuş, bağıra çağıra üç ağızdan şarkı söylüyordu. Ve tüm bunlara maruz kalan, üzerine aynı anda beş sayfa matematik ödevini ve kitabın en az dörtte birini alması gereken İnkılap Tarihi özetini çıkarmak için Balıkçı Hasan'ın kovasındaki kırmızı balık gibi çırpınan ben; çalışmaya bile çalışamıyordum.

"Toko, Nika, Zac! Hadi yemeğe!"
"Tamam!"

Valt kim ki ölsün o zaten.

Zac yemeği neden bizim evde yemek zorunda? Tamam; yakışıklısın, paran var, ünlüsün, herkes seni tanıyor, fiziğin falan da güzel ama sırf annemin pazar poşetlerini taşımasına yardım ettiği için onu yemeğe çağırmak. . . Evet evet, tam da Aoi Chiharu'dan beklenecek davranış.

Çocuklar gitti, bu sarı çiyan hâlâ benim yanımda. Üfff ne var yine Allah vergisi Süper seksi uyuz?

ーYemekten sonra konuşmak ister misin Küçük Yıldız?
ーHayır Zac.

İstemem lan. İstemem. Ne söyleyecek? "Sovgolonon tolofon nomoroso nodon sondo yok?" Dedi en son.

"Kozlor sono bokmoyo doyo mo goy oldon?"
"Nodon okolo golmodonoz oşonoz mo vordo?"
"Shoyo soylosono ovo godonco motomotok odovonon fotosono otson"
Evet, sizce hangisini söyler?

Geçen gün pop sevmiyorum dedim ve nasıl cevap verdi biliyor musunuz?
"Çokoşo gol çokoşo"
"Uiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii"

Neyse, ben de masaya indim. Fakat o da ne? Ana yemek uzun, yuvarlaksı, havuç ve nohutla beraber adeta vitamin deposuna dönüşmüş yeşil bir kusmuktu! Evet doğru bildiniz, pırasa!

Ve Dünyada yenebilecek tek şey olarak sadece pırasa kalsa; açlıktan ölmeyi değil de, taş yemeyi göze alabilecek cesaret düzeyine sahip muhteşem ikili, "Şafaaın Oğlu Zek" sayesinde hiç yemeyecekleri o berbat yeşil şeyi bayıla bayıla yiyorlardı.

Pırasanın içine nohut konulur mu ya?!

---YN
Benim pırasama konur.
YN---

"Yeni albümün ne zaman çıkıyor tatlım?"
"Mayısın on altısında!"
"Harika!!"

Evet, tekrar ediyorum. Lanet girsin pop müziğe.

Annemin benden çok Zac'la ilgilenmesinden daha gıcıklandığım birşey varsa o da Zac'in ölecek gibi Shu'yla ilgilenmesidir.

Çok iyi hatırlıyorum geçen kış elektirikler kesildiğinde yağmurun ortasında koşa koşa Shu'ya sashimi götürmüştü. Tamam, beraber götürmüştük. Ama zorla. Hem sashimiyi de o vermişti. Senin sevgilin ya aq. Bu arada Dünyadaki en saçma davranış Shu'ya yemek götürmektir.
***

Yemekten, daha doğusu yememektan sonra Zac nihayet "attaa" oldu, ben de üstümü başımı toparlayıp Shu'nun evinin yolunu tuttum. Yine, yine, yine, ve yine yağmurluydu. Arda da her bölümü yağmurlu yapıyo amk. Bi bulsam onu neye çevireceğimi çok iyi biliyorum.

---YN
Çokkorktom
YN---

Yollar sel, toz toprak hep ıslak çamur. Çamur ve ben gözlerimi açık tutamadığım için şip şip basıyorum. Her adımımda da kendimi at bokuna basmış Jean gibi hissediyorum.

Dün gece onu düşündüm ondan uyuyamadım. Onu ve tüm günü onunla geçireceğimizin hayalini kurdum. Ama nerde, bütün okul toplandık sinemaya gidiyoz. Sanki sülalece SuYoDer yemeği.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bey Ekmeğim Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin