✡Yeni Öğretmen✡

2.3K 88 102
                                    

Kitaplarımı toplayarak sınıftan çıktım. Kısa bir süre koridorda dolaşan öğrencileri izledim. Sonra da yavaş adımlarla öğretmenler odasına gittim. Kitaplarımı dolabıma yerleştirirken arkamdan gelen seslere kulak verdim.

"Bu gün yeni fizik öğretmeni gelecek. Bay Kim eşi nedeniyle okuldan ayrılınca yeni öğretmen gönderiliyor."

Dikkatimi tekrar dolabıma verdim. Yeni fizik öğretmeni gelene kadar 9/C nin dersi boş olduğu için şimdiki ders onlara girecektim. (9. sınıf olan yazarın dramı. Keşke bizimde fizik dersimiz boş olsa.)  Tabi ben edebiyat öğretmeni olduğum için fizik hakkında tek bir bilgim yoktu. Bu yüzden onlarla sohbet ediyordum. Kapının açılmasıyla dikkatim o yöne çekildiğinde birisinin içeri girdiğini gördüm. Öğretmenlere konuşmaya başlayınca soru sormak için gelen öğrencilerden biri   olduğunu düşünüp pek unursamadım. Tam o sırada zilini çalmasıyla beraber yanlarından geçererek odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. 9/C sınıfı bir üst kattaydı çünkü. Sınıfa girince gülümseyerek öğrencilere selam verdim ve derse başladık. Daha doğrusu sohbete başladık. Dersin ortalarına doğru bir öğrencinin elini kaldırması ile ona söz hakkı verdim.

"Hocam kılcallık nedir?"

Tam bilmediğimi söylemek için ağzımı açmıştım ki başka bir ses beni engelledi.

" Kılcallık bir sıvının çapı küçük olan boruların içinde yükselmesi ya da alçalması olayıdır. Bu olayının nedeni hem sıvı molekülleriyle borunun yapıldığı malzemenin molekülleri arasındaki adezyon hem sıvı molekülleri arasındaki kohezyon kuvvetidir."

Başımı çevirip sesin sahibine baktığımda sınıfın kapısında dersten önce öğretmenler odasında gördüğüm kişinin durduğunu gördüm. Ben ona büyümüş gözlerle bakarken o bana gülümseyerek yaklaştı.

"Merhaba Bay Cipher. Ben 9/C sınıfının yeni fizik öğretmeniyim. Sizde edebiyat öğretmenleri olmalısınız. Memnun oldum."

Yeni öğretmen... O mu? Ben sadece büyük kahverengi gözlere odaklanarak transa geçmiş bir biçimde başımı onaylayınca küçük bir kahkaha attı.

"Sanırım siz de beni öğrenci sandınız?"

"K-Kusura bakmayın ama evet. Yani nasıl desem..."

Gülümseyerek başını salladı.

"Önemli değil. Biraz minyon bir tip olduğum için bu gibi olaylara alıştım."

"Ben öğretmenler odasına gideyim. Siz de öğrencilerinizle tanışırsınız. İyi dersler."

Başımla kısa bir selam vererek sınıftan çıktım. Hızlı adımlarla merdivenlerden inerek kendimi boş olan öğretmenler odasına attım. Kalbim göğsümü delecek şekilde atıyordu. O'na bu kadar benzemesi normal miydi? Üniversite de aşık olduğum fakat mafya olan babamın baskıları ve 'ona zarar veririm' şeklindeki tehditleri yüzünden terk ettiğim kişiye benzemesi... Onu unutmak için çok çabalamıştım. Ama unutamamıştım. Ondan başkasına bakamamıştım. Bakmamıştım. Kalbim onun için atarken başkasına bakamazdım. Telefon numarasını hiç atmamıştım. Defalarca aramak, gerçekleri anlatmak ve özür dilemek istemiştim. Ama cesaret edememiştim. Benden nefret ediyor olma ihtimali beni korkutmuştu. Derin nefesler alırken gözümün önüne tutulan bir peçete ile istemsizce irkildim. Sonra o sesi duydum. Yeni öğretmen. O an adını sormadığım aklıma geldi.

"Sakıncası yoksa neden ağladığını sorabilir miyim?"

"Neden ağladığımı mı?"

Elimi yanağıma götürdüğüm zaman elime damlayan yaş ile gerçekten ağladığımı fark ettim.

Billdip-(one shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin