✡Teklif (Smut galiba)✡

5.7K 160 386
                                    

Yatağımda uzanmış tavana bakıyordum. Heykelden çıktıktan sonra Pines ailesi beni kabul etmiş evlerini açmışlardı. Bakın Pines ailesi diyorum. Stan ve Ford bile kabul etmişti beni. Heykelden kurtulduğum gün ormanda dolaşıyordum. Güçlerimi kaybetmiştim. Birden gözlerim yarı açık yürüdüğüm için birine çarpıp yere düşmüştüm. Başımı kaldırıp baktığım zaman benim gibi yere düşmüş olan Dipper ve Mabel'ı görmüştüm. İnsan formunda olduğum için Mabel ilk başta beni tanıyamamıştı. Ancak Dipper beni tanıdığı için gözleri büyümüştü. Hızla ayağa kalkıp Mabel'ın elinden tutup çekiştirmeye başlamıştı. Arkalarından zoraki bağırmıştım.

"Durun... Yardım edin... Lüt-..."

Sonra da gözlerim kararmıştı. Uyandığımda kendini bir odada lacivert bir yatakta bulmuştum. Çok güzel kokuyordu. Doğrulmaya çalışmış ama tekrar yatağa yığılmıştım. Uçmak ve zihin okumak dışında tüm güçlerimi kaybetmiştim. Birden kapım çalındı. Dışarıdan Dipper'ın sesini duydum.

"Bill! Hadi yemeğe gel! Bill! Içeride misin?!"

Hemen yataktan kalkıp kapıyı açtım... Açamadım. Çünkü benden önce kapıyı açan Dipper'ın üzerine düştüm. Düşerken kapattığım gözlerimi açtığım zaman yüzümün sadece bir santim altında kızarmış yüzüyle bana bakan Dipper'ı gördüm. Sadece 1 santim. Başımı sadece 1 santim indirsem onun o dolgun pembe dudaklarını öpebilirdim. Ama bunun yerine kendimi tutup ayağa kalktım.

"Kusura bakma Çam Ağacı... Sen birden kapıyı açınca..."

"Ö-Önemli değil Bill... Hadi yemeğe gel."

Başımla onaylayıp onu takip etmeye başladım. Masaya vardığım an birden durakladım. Çünkü... Masada Dipper'ın yanında Pasifica oturuyodu. Ve kız sürekli Dipper ile konuşmaya çalışıyordu. Birden içimde birşeylerin paramparça olduğunu hissettim. Bunun nedeni Pasifica'nın Dipper ile konuşmaya çalışması değil, benim Dipper'a aşık olmamdı. Bütün yemek boyunca tabağımdaki yemekle bakıştım. yemek bitip herkes kalktığında Dipper'ın bileğini tutup sürüklemeye başladım. En sonunda kimsenin olmadığı bir köşeye sıkıştırdım.

"Bill!! Napıyosun sen!?"

"Sana sormam gereken birşey var Çam Ağacı. Pasifica'dan hoşlanıyor musun?"

"Ne!!!?"

"Sana çok basit birşey sordum Çam Ağacı. Hoşlanıyor musun, hoşlanmıyor musun?"

"B-Ben bilmiyorum. Hislerimden emin değilim." dedi. Fakat gerçek belliydi. Kızarmıştı. Kendimi tutamayıp dudaklarımı onun pembe dudaklarına bastırdım. Bu... Bu çok güzel bir histi. Birkaç saniye sonra dudaklarımı ayırıp bana büyük gözleriyle bakan kızarmış yüze baktım. Dudaklarımı yaladım. Tadını hala alabiliyordum. Birden bir eliyle dudakları kapattı.

"B-Bunu neden yaptın!?"

"Sadece öpmek istedim." dedim ve uzaklaşmaya başladım. Kulübeden çıkmadan önce sessizce ekledim.

"Seni tamamen kaybetmeden önce."

Dışarıda yağmur yağıyordu ama umrumda değil. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Yağmur göz yaşlarımı gizliyordu. Damlalar yüzüme düştükçe göz yaşlarımla karışıp yanaklarımdan aşağıya düşüyordu. Bu yüzden dışarıdan bakıldığında ağlıyor gibi görünmüyordum. Uzun bir süre yağmurun altında dolaştım. Artık yorulmaya başladım. Sırılsıklam oldum. Başım dönmeye, gözlerim kararmaya başladı. En sonunda daha fazla dayanamayıp yere yığıldım. Gözlerim kararmadan önce birisinin bana seslendiğini duydum. Sonra tamamen bilincimi kaybettim. Uyandığım zaman odamdaydım. Yatağın yanında Dipper duruyordu. Ama dalmıştı.

Billdip-(one shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin