✡Yeni Öğretmen Part 2✡

1.7K 90 62
                                    

Dün Bill ile yaptığımız konuşma sonrası gece pek uyuyamadım.
Şimdi ise cumartesi olmasından faydalanıp haberlere bakıyorum. Aslında Bill'in bu okulda çalıştığını bildiğim için bu okula gelmiştim. Bu zaman içinde beni sevmeyi bıraktığını düşündüğüm için seni sevmiyorum demiştim. Ancak seni hala seviyorum demesi beni hem mutlu etmiş hem de üzmüştü. Çünkü onu kırmıştım. 3 yıl boyunca beni neden terk ettiği konusunda düşünmüş fakat cevabını bulamamıştım. Hep benimle oynadığını sanmıştım. Ama değilmiş. Beni düşündüğü için terk ettiği aklıma gelmemişti. Gelmezdi de. Telefonu elime aldım. Onu aramak ile aramamak arasında kaldım. Tam aramak üzereydim ki... Televizyondan gelen ses ile tüm dikkatim televizyona yöneldi.

"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Bu gün sahil ve uçurum kenarlarında arama yapan polis ekipleri uçurumun kenarında araba parçalarına rastladı. Hemen itfaiye ekiplerine haber verildi. Aramaya başlayan itfaiye ekipleri uçurumun aşağısında yuvarlanmış bir arabaya rastladılar. Hemen kurtarma çalışmalarına başlandı. Araba uçurumdan kurtarılınca araca sıkışmış olan sürücü kurtarıldı. Ambulans ile hastaneye kaldırılan ve durumu ağır olan sürücünün araçtan çıkan ehliyete göre 29 yaşında,  Amoris Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yapan Bill Cipher olduğu tahmin ediliyor."

Spiker başka şeyler de söyledi ancak ben Bill'in ismini duyduktan sonra gerisini dinlemedim. Olduğum yere çakılıp kaldım. Nasıl ya? Yanılıyor olmalılar. Bill iyi bir sürücüdür. Böyle birşey olması imkansız. Titreyen ellerim ile telefonu açıp Bill'in telefonunu aradım. Bir süre çaldıktan sonra açılması ile lafa daldım.

"Bill!! Tanrı aşkına neredesin sen!!? Haberlerde ismin var!! Ben çok endişelendim!!"

Duyduğum bir bayan sesi ile ufacık olan umudum da parçalandı.

"Beyefendi. Arkadaşınız şu an ameliyatta. Haberler doğru. Arkadaşınız bu sabah ambulans ile hastanemize getirildi. Beyefendi? Beyefendi?"

Telefonumu kapatıp hem garaja indim. Arabayı çalıştırıp hemen haberlerde söylenilen hastaneye doğru yola çıktım. Gaza olabildiğince yükleniyordum. Bir kaç kırmızı ışıkta geçtim ama umrumda değildi. Hastanenin önüne gelince hemen arabayı gelişi güzel bir yere bırakıp içeri girdim. Danışmada bulunan sekreterin önünde durdum.

"Bu sabah hastaneye getirilen Bill Cipher nerede acaba!?"

"Şu an hala ameliyatta beyefendi. Ameliyathaneye gitmek isterseniz bir alt kata inmelisiniz."

Bunu duyunca hemen merdivenlerden alt kata inmeye başladım. Önünde duran polislerden Bill'in bulunduğu  ameliyathaneyi bulmam zor olmadı. Ameliyathanenin kapısına doğru gidecekken açılan kapıdan sedyede Bill çıkarıldı.

"Bill!!"

Hemen sedyenin yanına çöktüm. Yüzünün her yerinde yaralar vardı. Gözümden yaşlar akmaya başlarken Bill'i odasına götürdüler. Ben de arkalarından gittim. Odaya girdiğimizde polisler birşeyler söylüyorlardı ama ben sadece uğultu duyuyordum. En sonunda Bill'i muayene eden doktorun bize bakmasıyla kendime geldim.

"Hastanın durumu stabil. Geldiğinde iç kanaması vardı. Kamamayı durdurduk, fakat vücudu koma halinde. Uyanması vakit alabilir. Ya da hiç uyanamayabilir."

Son cümle beni yerle bir ederken doktor ve polisler odadan çıktılar. Bir süre ne yapacağımı bilemedim. Ne yapılırdı ki? Yavaşça elini tuttum. Onunla konuşmaya başladım.

"Bill. Uyumak için fazla erken değil mi? Daha sana, seni hala sevdiğimi söylememişken bu yaptığın adil mi? Ama uyumana izin vermiycem. Uyanacaksın. Beni böyle bırakamazsın."

Hani hep filmlerde olur ya. Oğlan yada kız sevdiğinin elini tutar onunla konuşur. Öbürü de parmağını oynatır onu  elini tutar sonra uyanır. Küçük bir umut da olsa böyle olmasını bekledim. Ama hiçbir gelişme olmadı.

~time skip~

Tekrar Bill'in odasına girdim. Hala uyanmamıştı. Doktor bu zamana kadar uyanmadığı için hiç uyanamayacağını söyledi. Ama ben buna inanmıyorum. İnanmak istemiyorum. Ama bende uyanamayacağını biliyorum. Umudum tükenmişti. Yorulduğum için başımı yatağa yasladım.  Elini de tutarak bir uykuya daldım.

~Bill~

Gözlerimi açmak istiyorum fakat sanki birisi göz kapaklarıma tonlarca taş yığmış gibi. Nerede olduğumu bilmiyorum. En son hatırladığım uçurumdan aşağı düşüyor olduğum. Yeni evime gidiyordum. Bana çok yakışacak bir yere. Cehenneme. Kendimi zorlayarak gözlerimi açtım. Her yer bembeyazdı. Bir cehenneme göre fazla beyaz. Hastane odasındaydım. Yatağın yanında başını yatağa yaslamış ve elimi tutmuş bir vaziyette uyuyan Dipper vardı. Elimi hareket ettirmeye çalıştım. Ettirdim de. Ama bu hareketim karşısında Dipper uyandı. Gözlerini açıp biraz etrafına bakındı. Sonra gözleri benim gözlerim ile buluştu.

"B-Bill!!! Uyandın!!!"

Hemen ayağa kalkıp dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra da yanında bir doktorla geri geldi.

"Vay canına. Gerçekten uyanmışsınız. Artık uyanmayacağınızı düşünmeye başlamıştık."

Doktor bu sözlerinden sonra durumumu kontrol etmeye başladı. Sonra da dosyaya birşeyler yazıp dışarı çıktı.

"Sadece birkaç hafta uyudum. Bu kadar endişelenecek ne var ki?"

Duygusuzca söylediğim sözler üzerine Dipper içini çekti.

"Kaza olalı iki buçuk ay oldu Bill."

"İki buçuk ay mı? İki buçuk aydır uyuyormuyum ben?"

Başıyla onayladı.

"Nasıl kaza yaptın Bill?"

Sesi titreyince ona baktım. Gözleri dolmuştu. Kalbim paramparça oldu.

"Kaza değildi."

"Ne?"

"Evime gitmek istiyordum. Cehenneme. Arabayı kendim uçuruma sürdüm. Kaza değildi. Anlayacağın şekilde bir intihar girişimiydi."

"Ne saçmalıyorsun sen!!? Ben seni seviyorum dediğinde, ertesi gün kaza haberini alınca ne hissettim biliyor musun!!!? Delirdim!! Seni kaybedicem sandım!! Hastaneye nasıl geldim bilmiyorum!!"

Ben duyduklarımı hazmetmeye çalışırken o derin bir iç çekti. Bu sırada da gözlerinden bir damla yaş firar etti.

"Biliyorum sana seni sevmiyorum dedim. Ama bunu senin de beni sevmediğini düşündüğüm için dedim. Ben de seni hala seviyorum. Lütfen Bill. İyileş. Beni bırakma. Bana, bize bir şans ver."

Benim de gözlerim dolarken sadece başında onayladım ve gözlerimi kapattım. Ancak dudaklarımda hissettiğim sıcaklık ile gözlerim birden açıldı. Dipper ise gözlerini kapatmış bir şekilde beni öpüyordu. Bir süre onu izledikten sonra benim de gözlerim yavaş yavaş kapandı. Evimin cehennem olduğunu düşünüyordum ama yanılmışım. Benim evim burasıymış. Beni sevenlerin yanı. Dipper'ın yanı.

Kısa olduğu için kusura bakmayın. Bunu hastanede alelacele yazdığım için kısa ve kötü oldu. Fakat bu bölümü yayınlamalıyım. Iyi okumalar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Billdip-(one shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin