Yazmıştı Ayşe bütün duygularını. Olmuştu sabah işte. Gidecekti Fatih. Gitmeden verecekti mektubu Ayşe. Fatih her şeyden habersiz bir şekilde topluyordu bavulunu. Anası zeytin koymuş bavuluna ha bir de bir bidon turşu. Ana yapma etme dese de yine de bavulundaydı turşu bidonu. Helallik istedi anasından ve sabah namazını eda etmek için serdi seccadesini. Tesbihini çekerken gözyaşlarına hakim olamadı. Seccade sırılsıklam olmuş Fatihin gözleri kan çanağına dönmüştü. Son bir kez evindeydi. Belki bir daha hiçbir zaman göremeyecekti bu eski ama emektar evi. Hazırdı artık. Sela veriliyordu camiden. Bu selanın manası belliydi. Otobüs kalkıyor demekti. Anasına son bir kez daha sarıldı. Anası:"Deli oğlan, beni de mi ağlatacan? De hayde.Hakkım sana helaldir oğul. "Fatih ayağına geçirdi çarıklarını hava daha aydınlanmamış. Karşısında Ayşe bekliyor. Seçemiyor ilk Fatih uyku sersemliğine. Sonra Ayşe'yi fark ediyor ve ekliyor:"Hayırdır Ayşe. Bu saatte burada ne yapıyorsun. "Ayşe hiçbir şey demeden mektubu bırakıyor Fatih'in eline ve ağlaya ağlaya son bir defa daha bakıyor yangın olduğu yağız delikanlıya. Sadece bunu trene binince oku diyor zaten diyebildiği tek şey buydu ona. Fatih anlam veremiyor ilk başta ama dediğini yapıyor Ayşe 'bin. Okumuyor hemen. Meydana inen Fatih hem merakla hem de korkuyla karışık duygular yaşıyor.Otobüse binerken son kez bakıyor köyüne. Başını cama dayamış ve dalıyor hayallere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRMEYENE GÖZ OLMAK
General FictionÖyle bir aşktı ki bu gözü görmemesine ve onca şey yaşamasına rağmen onu gönül gözüyle seviyordu.