-1-

62 6 0
                                    

1.Bölüm

1996 Aralık ayı. Açelya

Gözlerimi amcamın tekerlekli sandalyesinden çıkan gıcırtıyla araladım. Birazdan beni uyandırmaya gelecekti büyük ihtimalle.

Üşüyen omzum için yorganı biraz daha kendime çektim. Gözlerimi kapatarak babamla annemin bana seslendiği rüyalara geri dönmeyi diledim. Ancak sadece karanlık vardı, uykuya da geri dönemiyordum.

Ben beyaz tavana bakarken amcamın odaya girişini hissettim. Tekerlekli sandalyesinin sol arka bölümü her zaman gıcırdardı. Eve geldiğim zaman nerede olduğunu hemen anlardım bu sayede.

Ardından tekerlekli sandalyesini penceremin yanına sürüp,  beyaz, tüllü perdeleri boydan boya açınca güneş ışığı izin almadan tüm odaya yayılmıştı. Gözlerimi araladım.

"Uyan bakalım uykucu."

Battaniyeyi kafama çektim. Yataktan çıkmak istemiyordum. Birazdan beni gıdıklayacaktı. Uyanmadığım zamanlarda hep böyle yapardı.

Sanki aklımdakini okuyormuşçasına ayaklarımın altını gıdıklamaya başladı.

"Ha ha ne olur yapma"

O yatakta o şekilde saatlerce yatabilirdim ama bugün iş günü olduğu aklıma geldi. Birden yatakta zıplayıp ayağa kalktım.

"Bugün iş günü! Geç kaldım mı?” Gülümseyerek bana baktı.

"Hayır, ama hızlı olsan iyi edersin."

Koşarak banyoya, yüzümü yıkamaya gitmeden önce sesini duydum.

"Ha, bu arada günaydın ."

"Günaydın" diye banyodan sesimi duyurmak için bağırdım. Yüzümü yıkayıp geri dönünce akşamdan hazırladığım giysilerimi askıdan çıkarmaya başladım.

Beyaz gömlek, siyah kalem etek ve siyah ceketi yatağımın yanındaki küçük kanepeye koydum. Giyinip, kızıl saçlarımı birazdan topuz yapınca bana bakan herkese kolaylıkla "iş kadını" izlemini verebilecektim.

Hızlıca giysilerimi giyip hazırlandım. 

Amcam heyecanlı bir şekilde odama girdi.

" Kahvaltı hazır. Bugün ben hazırlayayım dedim."

Dedi bana dönüp. Yanağına öpücük kondurup kendi çevremde tam tur attım. Eteğimi şirin liseli kızlar gibi tutmayı da ihmal etmemiştim.

"Nasıl olmuşum?" dedikten sonra ona bakıp gülümsedim.

O ise yere bakıyordu. Samimi bir şekilde sordum.

"Ne oldu yine?"

Yanına gidip bana bakmasını sağladım. Gözleri dolmuştu. 

"Aynı annene benzemişsin, o da senin gibi giyinirdi." 

Ona sarıldım ama söyleyecek sözüm ya da teselli edecek lafım yoktu.

Bundan yıllar önce, güzel güneşli bir Pazar gününde olmuş kaza. Amcamın dediğine göre ailemle pikniğe gidiyormuşuz. Dönüş yolunda araç yoldan çıkmış, sadece ben kurtulmuşum. Beni, yetiştirme yurduna verecekleri sırada amcam sahiplenmiş. Onun da hiç karısı ya da çocuğu olmamış zaten. Yine de amcam çoğu zaman güler yüzlüydü ve bana saat yediden sonra balkonda içtiğimiz çaylar sırasında gençlik anılarından bahsederdi.

Biraz sonra beni bırakıp gülümsedi.

“Marş marş mutfağa .”   

Onu takip ederek koridoru geçtim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yağmurun AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin