02: WARNINGS.

260 29 11
                                    

感情

İKİ

YOONGI rehberine bakarken ona mesaj atsa mı atmasa mı diye düşünüyordu.

jung hoseok.

ismin kendisi bile yoongi'nin yüzünde bir gülümsemeye neden oluyordu. genç çocukla yaşadığı kısa zamanı hatırladığında mutlu bir şekilde iç geçirdi.

bir saat daha sadece ekrana baktıktan sonra yoongi sonunda cesaretini toplayıp genç olanın mesaj kutusunu açtı ve ona mesaj attı.

tereddütle bir mesaj yazarken parmakları klavyenin üstünde uçuyordu. hızlı bir şekilde gönderme tuşuna bastı.

min yoongi

selam

anında cevap aldığında kalbinin durduğunu hissetti.

jung hoseok

hey!!

naber tatlış?

hitap şekliyle birlikte nefesi kesildi, kalbi çok hızlı atıyordu.

min yoongi

iyi, sen??

jung hoseok

bir tatlışla konuşuyorum şu an 

tabi ki iyiyim

yoongi'nin yanakları, genç olanın flörtlü cevaplarına karşı kızarmıştı. garip bir şekilde boynunu kütletmeye çalışırken ne diyeceğini düşünüyordu.

min yoongi

asıl tatlış sensin

sşktir ÖZÜR DİLERİM ÇOK GARİBİM

jung hoseok

sorun yok bebeğim, bence muhteşemdi

ıı,,

sen, ben, yedide, ramen?

min yoongi

EVET

yani

olur sanırım

jung hoseok

pekala

bu bir randevu

╳╳╳╳╳

yoongi kararlaştırmış oldukları buluşma noktasında sabırla beklerken, soğuk bir hava geldiğinde hafifçe sallanmış, ısınmaya çalışarak ceketine daha da sarılmıştı.

yoongi, "birini mi bekliyorsun?" sesini duyduğunda şaşkınlıkla ciyaklamış, arkasını döndüğünde duvara yaslanmış olan erkeği görmüştü.

partide hoseok'un yanındaki erkek olduğunu fark etmişti.

yoongi rahatlamayla iç geçirdi. "ah, senmişsin. hoseok'un arkadaşısın, değil mi?"

"bir ismim var."

"ne peki?"

"park jimin."

yoongi elini jimin'e sıkması için uzattı. "ben-"

WILD.Where stories live. Discover now