*~Blake ve Sen~*

181 19 22
                                    

İlerleyen günlerde Blake ve sen harika bir ikili olmuştunuz. Sürekli beraberdiniz, öğlenleri beraber yemek yiğiyorsunuz falan. Tıpkı birer bff gibi. Ama yanlış giden bir şey var. Blake senin için bir Bff'ten fazlasıydı. Hemde ilk günden beri. Ama ona bunu hiçbir zaman söyleyemedin. Çünkü biliyordun: hep ilk adımı erkekler atar.(palavra...) Aslında bazen cesaretini topladın ve bunu ona söylemek istedin fakat onun da sana karşı hislerinin olup olmadığından korktun. Hatta çoğunlukla da böyle düşündün. Zaten eğer o da seni sevseydi çoktan söylemez miydi? Ve bu nedenle ona hiç bir zaman gerçek manada açılamadın. Çünkü en çok da arkadaşlığınızı mahvetmekten korktun. Bunu ona söylediğin zaman hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da biliyordun.

O gün yine her zamanki gibi Blake ile öğle yemeğinizi yemek üzere yemekhaneye indin. Blake yine her zamanki yerinde seni beklemekteydi. Yemeğini alıp masanıza gittin ve Blake'in karşısına oturdun.

Blake fazla durgundu. Sanki bir problemi var gibiydi. Geldiğinden beri tek kelime dahi etmemişti.

"Blake iyi misin?" Diye sordun.

"Evet, iyiyim" dedi ve tekrar yemeğini yemeye koyuldu.

"Hayır, Blake. İyi değilsin. Senin şuan bana bayan Schmidt'i yine nasıl sinirlendirdiğini ve ya Jamie'nin bugün de ne için ağladığını anlatıyor olman gerekiyordu."

Blake elindeki çatalı yavaşça masaya bıraktı. Önce başını ellerinin arasına aldı; sonra elleri tekrar eski konumuna dönerken:

"...Artık yapamıyorum s/a ... artık arkadaşmışız gibi davranamıyorum. "

O an şok içinde Blake'in yüzüne bakıyordun. Söylediği her kelime beyninde tekrar yankı bulurken sen sadece susuyordun.

" Özür dilerim. Biliyorum arkadaşlığımızı mahvettim. Ama bunu daha fazla yapamazdım s/a... Seni severken... sadece arkadaşınmış gibi davranamazdım. Özür dilerim.."

O sırada yüzünü kapatmaya çalışırken gözünden düşen yaşı gördün. Sonra bir anda kalkıp koşarak uzaklaşmaya başladı. Sen de ardından gittin fakat onun erkekler tuvaletine girdiğini gördün. Tuvalet boştu ve Blake'in hıçlırıkları yankılanıyordu. O an hiçbir şeyi umursamadan tuvalete daldın ve yerde duvara yaslanarak ağlamakta olan Blake'le karşılaştın. O an içinde bir şeylerin koptuğunu hissettin. Onu  bu halde görmeyi ummuyordun.

Yanına oturdun ve onu sıkıca sardın. "Sana bir şey söylemem gerek" dedin hala sarılmış vaziyetteyken.

"Bir şey yapmak zorunda değilsin s/a. Ben sad- ...

Cümlesini bitirmesine izin vermeden Blake'in dudaklarına yapıştın. Ayrıldığınızda Blake şaşkınlık içinde "bunu neden yaptın?" Diye sordu.

"Çünkü seni seviyorum. Hemde ilk günden beri şapşal!" Dedin gülerek.

Blake ayağa kalktı ve yüzünde munzur bir gülücükle elini uzatıp "Benimle çıkar mısınız? Bu şapşal sizin için deliriyor" dedi.

Gülümseyip elini verdin ve seni ayağa kaldırdı. Sarılırken "teklifiniz memnuniyetle kabul edildi bay şapşal'' diye yanıtladın ve ikinizde kahkaha atarak birbirinize sıkıca sarıldınız.

"Burdan çıksak iyi olacak" dedi Blake senin erkekler tuvaletinde olduğunu hatırlatarak.

Evet, Blake haklıydı burdan bir an önce çıkmalıydınız.
Ardından yemekhaneye dönüp romantik öğle yemeğinize devam edebilirdiniz..

New Hope Club *IMAGINE* [TÜRKÇE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin