Son bir kez saatine baktın. Blake tam yarım saat önce burada olmalıydı. En azından sana öyle söylemişti. Ellerin uyuşmuş, soğuktan donmak üzereydin. Aklına gitmek, buradan uzaklaşmak fikri yerleşmeye başlamıştı. O sırada son 3 aydır ettiğiniz tüm kavgaları anımsadın. Hepsi çok gereksizlerdi.'Yürümüyor' dedin kendikendine. Evet yürümüyordu. Sanki bir şeyler bitmiş gibi hissettiriyordu Blake. 'Ama neden?' Diye sordun kendine. Cevap gelmedi. Çünkü bir nedeni yoktu onu hala delilercesine seviyordun. Bunu fark etmenin uzun sürmesine kızdın, başlattığın tüm kavgalar için kendini lanetledin. Tam o sırada yarım saattir bakmakta olduğun ayakkabılarından kafanı kaldırdın ve Blake'le göz göze geldiniz. Bir anda tüm olumsuz fikirler kafandan birer birer dağıldılar. Hemen atladın boynuna. Hiç bırakmayacakmışçasına sarıldın ona. Sanki hep öyle kalmak istediğini belirtircesine:''Beni hiç bırakma olur mu?'' Dedin. O sırada kolların hala onun boynunda ama bir dudak mesafesi kadar yakındaydınız.
Blake hiçbir şey söylemeden dudaklarına yapıştı. Ve ayrıldığınızda:
- "Sen benim yaşama sebebimsin. Seni bırakmam intihar etmem anlamına gelir. Ve emin ol böyle bir şey olması mümkün değil..."
Dedi. Bu sefer de sen dayanamadın ve dudaklarınız tekrar buluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Hope Club *IMAGINE* [TÜRKÇE]
FanfictionHikayelerdeki boşluklara adını koy ve New Hope Club ile hayal et! 💚 《Bu kitap wattpad'de yazılan ilk Türkçe New Hope Club imagine kitabıdır.》