6 - Ülgen

797 11 2
                                    

📌 [Ülgen] veya [Bay Ülgen] olarak adlandırılır.

🥈 Tanrıların  en büyüğü Kayra Han'ın 3 oğlundan biridir. Kara Han'dan sonraki en büyük tanrıdır.

🏹 Ülgen, Kayra Han'ın iyi ve merhametli yönünü yansıtmaktadır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🏹 Ülgen, Kayra Han'ın iyi ve merhametli yönünü yansıtmaktadır.  

📚 Ülgen'in anlamı [muhteşem] , Ulgan'ın anlamı [başı ve sonu olmayan] demektir. Ülken kelimesi Kazakçada büyük ve ulu anlamlarını karşılar.

⛰ Ülgen göğün 16. katında dağda ikamet eder ve altın bir taht üzerinde oturur. Bu dağın adı [Altın Dağ]'dır. Tahtı Ay ve Güneş'in ötesindedir.

🌪 İnanışa göre Ülgen'in görevi; gök cisimlerini yönetmek, yağmur yağdırmak, gök gürültüsü ve yıldırımları belirlemek olarak bilimum doğa işlerinden oluşur.

💫 İnsanlara yardım etmek, onların rahat yaşamasını sağlamak Ülgen'in başlıca görevidir. Evrende mutlak bir üstünlüğü vardır.

👹 Rakibi kötülük ve yeraltı tanrısı olan [Erlik] bile ne yaparsa yapsın onu alt edemez.

🔥 İyiliği sevdiğinden dolayı insanlara beyaz taş ve kara taşı birbirine sürterek [ateş] yakmasını öğretmiştir.

⚡️ Eliade'ya göre gök gürültüsü ve şimşek tüm mitolojilerde gök tanrının silahıdır ve yıldırımıyla vurduğu yer kutsallık kazanır. Tanrı Ülgen iyilikseverdir.

💁🏻‍♂️ Ülgen'in kendisi, kızları ve oğulları insan şeklindedir.

📌 Elindeki topuzu, yaşam ağacının köklerine benzer ve dallı budaklıdır. 

🌕 Ülgen; bildiğimiz Güneş, Ay ve yıldızlardan, tüm gök nesnelerinden çok uzakta yaşar. Biri sağında ve diğeri solunda iki ak Güneş bulunur. Bu gök nesnelerinin her biri kendisine ulaşmak isteyen şaman için bir engeldir. En güçlü şaman bile en fazla Kutup Yıldızına kadar ulaşabilir. Ülgen istemedikçe ona kimse ulaşamaz.

👁 Ayrıca Türk mitolojisini Hint-Avrupa mitolojisine benzeten batılı araştırmacılar tarafından Ülgen, [Yunan Helios] ile özdeşleştirilir.

Yazımı  bitirmeden önce sizi iki ezeli rakip Erlik ile Ülgen'in tanıdık bir hikayesiyle baş başa bırakıyorum.

***

Erlik'in canı sıkıldı. Hele bir gidip şu insanları göreyim diyerek kalabalığın yanına vardı. Orada insanlardan başka yaban hayvanları kuşlar ve daha nice yaratıklar vardı. Erlik, Tanrı bunları nasıl yarattı acaba bunlar ne yer ne içerler diye düşündü.

O düşüne dursun insanlar ağacın yemişlerinden yemeye başlamışlardı. Erlik baktı ki insanlar ağacın yalnızca bir yanındaki yemişleri yiyorlar öte yandakilere ellerini sürmüyorlar.

İnsanlara bunun nedenini sordu. İnsanlar şu yanıtı verdiler: "Tanrı Ülgen bize şu yandaki dört dalın yemişini yemeği yasakladı. Biz yalnızca Tanrı'nın izin verdiği ağacın gündoğusundaki yemişlerden yiyoruz. Şu gördüğün yılan ile köpek yasak yemişleri yemememiz için bekçilik ediyor."

Bundan sonra Tanrı göğe çıktı. Beş dalın yemişi de bizim aşımız oldu.

Bu yanıt Erlik'i sevindirdi. Erlik Körmös insanlardan [Törüngey] denilen erkeğe yaklaştı. Ona "Tanrı size yalan söylemiş. Asıl yasakladığı yemişlerden yemeniz gerekir. Onlar daha tatlıdır. Bir deneyin, göreceksiniz" dedi.

Erlik uyumakta olan yılanın ağzına girdi; ağaca çıkmasını söyledi. Yılan ağaca çıkıp yasak yemişlerden yedi.

[Doğanay]'ın karısı [Eje] yanlarına geldi. Erlik Törüngey ile Eje'ye de yasak yemişlerden yemelerini söyledi. Törüngey, Tanrı'nın sözünü tutarak yasak yemişlerden yemedi. Karısı Eje dayanamadı yedi. Yemiş çok tatlı idi. Alıp kocasının ağzına sürdü. Törüngey ile Eje'nin tüyleri birden döküldü. Utandılar. Kaçıp herbiri bir ağacın ardına saklandılar.

Derken Tanrı geldi. Bütün ulus kaçışıp bir köşeye gizlendi. Tanrı "Törüngey! Törüngey! Eje! Eje! Neredesiniz" diye haykırdı. Törüngey ile Eje "Ağaçların arkasındayız" dediler "Karşına çıkamıyoruz utanıyoruz". Sonra olanları bir bir anlattılar. Tanrı bildiği şeyleri duymanın öfkesi içinde herbirine ayrı cezalar verdi.  

"Şimdi sen de Körmös'ten (Şeytan'dan) bir parça oldun" diyerek yılana verdi ilk cezayı. "İnsanlar sana düşman olsun; seni görünce vurup ezip öldürsünler!" dedi.

Eje'ye döndü "Sen Körmös'ün sözüne uydun. Yasak yemişi yedin. Cezanı çekeceksin. Çocuk doğuracaksın. Doğururken de acı çekeceksin. Sonunda öleceksin ölümü tadacaksın".

Törüngey'e de şöyle diyerek cezasını verdi: "Körmös'ün aşını yedin. Benim sözümü dinlemedin Körmös Erlik'in sözüne uydun. Onun adamları onun dünyasında yaşar karanlıklar dünyasında bulunur. Benim ışığımdan yoksun kalır. Körmös bana düşman oldu; sen de ona düşman olacaksın. Benim sözümü dinleseydin benim gibi olacaktın. Dinlemediğin için dokuz oğlun dokuz da kızın olacak. Bundan sonra ben insan yaratmayacağım. Artık insanlar senden türeyecek."

Uzun zaman sonra yeni 2 bölüm yayınladım. Bir dahakini daha da kısa tutmaya çalışacağım. Sizleri bekletmeyeceğim. Sevgiyle kalın, bir sonraki bölümde görüşmek üzere..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Türk Mitolojisi (Resimli)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin