KARANLIK

*TWO*

Kelebek lerin  ömrü bir günlük güzel bir şey kelebek ler bence cesur böcekler eğer korkak bir kelebek isen ömrün uzun olabilir ama cesursan direk bir insan veya hayvan tarafından feci bir şekilde öldürebilirsin ,şuan olduğu gibi elimdeki beyaz kanatlı kelebek gibi birazdan feci bir şekilde ölmeyi bekliyordu kanatlarından tutduğum için etkisiz haldeydi ,karşımda beyaz elbisesiyle ağlayan kız çocuğuda bana "onu öldürme "der gibi bakıyor yalvarıyordu sinsice sırtıp bir elime kızın elini tuttum ve kelebeği yavaşca eline koydum tebessüm edip altın saçlarını okşadım çocuk bana gülümsemesiyle bakıp elindeki kelebeğin kanatlarını kopardı

-lan naptın .dedim şaşkınlıkla
-senin yapamadığını korkak.diyip dil çıkardı ve pis sırıtmasıyla koşarak yanımdan ayrıldı çocuklar bile şizofrendi yerdeki cansız kelebeğe baktım
-yazık oldu dostum .dedim ve ayağa kalkıp ilerledim telefonum çalmasıyla arayan numaraya baktım tanıdık değildi açıp kulağıma götürdüm

-efendim
-naber güzellik.ses tanıdık değildi
-tanıyamadım.dedim soğuk ses tonumla
-beyaz atlı prensini nasıl tanımazsın cık cık. Şaşkınlıkla gözlerim ve ağzım ayrıldı ilk defa sesini duyuyordum sanki bi an heycanlanmıştım
-ilerdeki parkın bir bankında oturuyor ve seni bekliyorum acale et beni kaçırmak istemezsin süren başladı .diyip teli kapadı şaşkınlığımdan ayrılıp koşmaya başladım parka geldiğimde banklara baktım bir banka oturan iki çift ve diğer banktan kalkıp yürümeye başlayan deri ceketiyle,siyah beresiyle olan adam hemen arkasından koştum

-hey nereye.dedim olduğu yerde durdu ve kahka attı

-hızlısın.arkasını dönmeden konuşmuştu bende yavaş adımlarla ilerleyip önüne geçtim gözlerini kısmış bana bakıyordu gözleri mavi değildi tam tersi simsiyah dı alayla kıvrılmış dudakları, kısık gözleri ,sivri yüz hatları

-Aman tanrım hangi gezegendensin sen dostum. Dedim şaşkınlıkla oda kahka atıp kafasını eğdi ve tek kaşını kaldırıp
-aynı gezegendeniz güzelim. Dedi sonra ilerdeki bir şeye gözünü kısarak bakmaya başladı arkamı döndüğümde güneyle karşılaştım bana doğru geliyordu kaşları çatıkdı karşımdaki benden yedi yaş büyük olan adam bileğimden sertçe tutup arkasına çekti

-ellerini ondan çek Batu .dedi Güney şaşkın bi şekilde gözlerim ikisinin arasında gelip gidiyordu isminin Batu olduğunu öğrendiğim sapığımın omzundan Güneye baktım ve tek kaşımı kaldırıp
-neler oluyor ya biri bi açıklama yapsın siz nerden tanışıyorsunuz .dedim Batu bileğimi bırakmamıştı daha çok kavrayıp ilerleyeme başladı

-Batu ona zarar vermene asla izin vermem kardeşim sen iyi değilsin!.diyerek bağırdı Batuya kısa bir bakış attım ve  ilerdeki siyah range rover e ilerledi ön koltuğa beni oturtup kemerimi bağladı ve şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı hızla ilerlemeye başladık kaşları iyice çatılmıştı elleri titriyordu derin bir nefes aldı ve
-Dolunay şuranın kapağını aç ve içinden ilaç kutusuyla suyu çıkarıp bana uzat.dedi dediğini hemen yaptım elimden hemen alıp içti bi on dakika sonra kendine gelmişti ama aşırı derecede titriyordu

-neyin var senin Güney iyi olmadığını söyledi.dedim oda alayla bana bakıp

-ilerde öğrenirsin şimdi senin evine gidip eşyalarını topluyoruz ve bana taşınıyorsun okey. Dedi bende kaşlarımı çatıp

-böyle bir şey olmayacak sen kendini ne sanıyorsun yaa.dedim ve devam ettim

-kenara çek hemen inicem!.

-sakin ol güzelim boşa uğraşma benim olan her zaman benim yanımda olması gerek.

-hemen dedim sana ,hem ben senin falan değilim mal mıyım lan ben sahipleniyorsun it!.dedim omzuna yumruk attım oda kahka attı ve bi anda kaşlarını çattı