Birçoğunuzun okumuş olduğu bir kitap. Yıllar önce okumuştum sizlere farklı bakış açısı örneği olsun diye kitabın içeriği ile ilgili aklımda kalan mantık hatalarını yazmaya karar verdim.
Kitapta İslam'ı bilmeyen bir kız Müslüman bir erkeğin dış görünüşünden etkilenerek bir zaman sonra Müslümanca yaşamaya başlar.
İlkay'ın Mustafa'yı ilk gördüğünde içinde geçirdiği şeyler bu şekilde ama yıllar sonra kendisiyle telefonda konuşurken " ben senin boyuna posuna vurulmadım, Allah'a bağlılığını sevdim" vs, gibi sözler söylemişti.
Bu iki karakter Hifa ve Süheyb'e benzetiliyor ama ben bir benzerlik görmedim. Mustafa'nın İlkay için şükretmesi, İlkay'ın Mustafa'ya sabretmesi gereken bir durum yok. Tam tersi bir durumda yok.
Tekrar telefonda konuşmalarına dönüyorum. İlkay'ın Mustafa'ya evlenmek istediğini söylediğinde Mustafa'nın kabul etmeme nedeni çok saçmaydı. Dediğine göre 'evlilik İslami hizmetlerine engel olurmuş' Halbuki bir kadın ve bir erkek beraber çok daha kolay İslam daveti yapabilirler. (Birbirlerine helal olmak şartı ile)
Şimdi de davet için yardımlaşma amaçlı yapılan yanlışları görüyoruz. Sadece bir örnek olsun diye söylüyorum şeytana açık kapı bırakmayın, taviz verilen yerlerden uzak durun. İsterse abi gibi görsün bir kız bir erkekle ortak kitap yayımlayamaz, yardım almak için soru soracaksa wattpad de çoğunluk zaten bayanlardan oluşuyor.
Neyse kitaptan devam ediyorum. İlkay o kadar yalvardıktan sonra Mustafa da en sonunda en azından nişanlanmayı kabul eder. Sübhanallah! Evlenmeyecekler ama nişanlı kalacaklar, biri bana bunun İslami bir yönü varsa açıklayabilir mi?
Sonra İlkay nişan için (yanlış hatırlamıyorsam) Rusya'ya Mustafa'nın yanına gider ama gittiğinde Mustafa'nın Mekke'ye gittiğini öğrenir o da peşinden Mekke'ye gider. Orada evlenirler. Romanın sonunda tahmin ettiğiniz gibi Mustafa secdedeyken ruhunu teslim eder.
Not: Belki kitabın yazarını sevenler olabilir fakat yanlışa yanlış demek gerek. Dediğim gibi amacım kardeşlerime farklı bakış açısı örneği göstermektir. Kitabı okuyan çok kişi bu yanlışları farketmemiştir. Belki "kitapta kurgu olmadığı yazıyordu, gerçekte böyle olmuşsa yazar ne yapsın?" diyeceksiniz. Ben bu kitapta anlatılanların gerçek olduğuna inanmıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET ŞİARIMIZDIR
No FicciónEs Selamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Bir topluma ayak uydurmak, diğer bütün insanlar gibi aynı olmak vardır, bir de yozlaştırılmış, alışılmışın tersinde olmak vardır. Bizler Müslümanız ve her yerde bunun bilincinde olmalıyız. Kitabın ba...