Bölüm 3

23 1 0
                                    

İç geçirdi,nefesinden öpmek istediğimi fark ettim.Hatta ölüp yanıma gelmesini diledim.Çünkü ikimiz de yalnızdık.Aynı yerde ayrıyız.Bu haksızlık.
Ne diyorum ben?
O yaşayan bir insan.
Nefes alıyor bundan güzel bir şey yok.
Ne sorunu var acaba?Derdine derman olmak en azından yükünü paylaşmak isterdim güzel adam.
Çantasından defter ve kalem çıkarıp yazmaya başladı...

"Üvey babam evden kovdu.Anne kelimesini haketmeyen o kadın da buna göz yumdu.Abimle de tartıştık.Ben ise senin yaşamaktan pes ettiğin terasta gidişine içiyorum sevgilim.Acılarımı dindirmiyor fakat kısa süreliğine de olsa beynimde ki kötü düşünceleri uyuşturuyor.Sen varlığımdan güç alarak benimle bu hayatı solumaya izin vermedin ve gittin.Ama ben, bana yokluğunu yaşatmış olmana rağmen pes etmiyorum ve etmeyeceğim.Her ne olursa olsun bu hayat yaşamaya değer er yada geç yanına geleceğim zaten ama o zamana kadar sana olan öfkem diner mi bilmiyorum.Ben de defalarca ölmeyi düşündüm ama tükenmek bilmeyen umudum ve tanrıya olan sorumluluğum buna izin vermedi.Gerçekten ne güç hayatlar ve o hayatlara göğüs geren güçlü insanlar var.Belki pişmansın gittiğin yerde özlüyorsundur buraları,özle.Sen beyaz bayrak çektin ama ben savaşacağım ve zamanı gelince hayat yolunda şehit düşeceğim.Ben pes etmeyeceğim dibine kadar sonuna kadar yaşayacağım.Ikimizde aileden yana şanslı olamadık,zengin değiliz,dostumuz yok ama biz birbirimize sahiptik.Beni yalnız bıraktığın için seni affetmeyeceğim ve artık seni unutacağım.Ben senin için uğruna yaşamaya değer biri değilsem sen de hatırlanacak kadar kıymetli değilsin gözümde.Sana karşı tüm duygularımı senin gibi gömüyorum toprağa.Hoşçakal"

Yazdıkları tokat gibi suratıma çarptı.Kendime aslında ne kadar öfkeli olduğumu farkettim.Ben de pes etmiştim.En azından deneyebilirdim ama denemedim.Ölmek kolay yoldu.Yaşamak ölümden beterdi.Söyledikleri beni hayata teşvik etse de artık çok geçti.Sevgilisi ve benim için hatta bir çok intihar eden insan için artık iş işten geçmişti.Gözümüzü kapılı kapılara dikmiş açıklara kör olmuştuk.Kendimden nefret ediyorum.Bir ömür hakkım vardı ve ben ona son verdim.Keşke demek faydasız zamanı geri almak ise imkansız.Kahretsin.

O kadar keyifle yudumladı ki birasını sanki nispet yapıyordu.Kendisiyle gurur duyuyormuş gibi bir hâli vardı.Yaşadığı için mutluydu.Elinde olan küçük kırıntı umutlara şükrediyordu.Küçük bir umut ona koca bir hayatı bahşediyordu belki de.Benim hiç yaşayamayacağım 50 li yaşları yaşayacak.Anne babadan yana şanssız olsa da karşısına eşi çıkacak ve yeni kuracağı aile herşeye bedel olacak.Bunlar gibi bir çok ihtimal onun için mümkün.Ama benim için değil.

Benim öğretmenim oldun.Bana çok geç kaldığım bir bilgiyi öğrettin.Sanki bedenim ölmüştü evet ve sırada ruhum ölmeye başlamıştı.

Düşünmeye başladim neler kaçırdığımı neleri yarıda bıraktım diye düşüncelere daldım.Daha hiç tatmadığım duyguları bırakıp faniliğime son vermişim.

Mesela aşk...
Defalarca içinde yaşadığımı sandığım ama aslında hiç kapısını çalmadığım bir evmiş.

Ne yazık ki geçmiş olsun.



Teras KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin