"Şehvet."

180 12 8
                                    

Merhaba! Sadece 2 hafta aradan sonra yeni bir bölüm yayınlamak istedim. Bu arada okuyucularım 200'e ulaşmış, inanın bu benim için muhteşem bir mutluluk! Okuyan, fikirlerini belirten ve vote veren herkese sonsuz teşekkürler.

*Multimedya'da tanıtım videosu var*

İyi okumalar!

-

Mary’nin Ağzından;

Karanlık bir yerdeydim, çok karanlık..

Kelimeleri bile yetersiz kılacak kadar karanlık ve soğuk..

Neden buradayım?

Neden burada sessizlik hakim?

Yalnızım.

Güçsüzüm.

Korkuyorum.

Ve bir “kahramanım” bile yok.

Kimseye ihtiyacım olmadığını düşünürdüm her zaman.

Ama şuan gerçekten birilerine ihtiyacım var.

Nefesim daralıyor, aynı zamanda düşüncelerimde.

Boğuluyorum ama ölmüyorum.

Sanki bu bir çeşit ceza gibi.

Tanrı beni cezalandırıyor gibi.

‘Ölmeyeceksin, ölümden beter olacaksın’ diyor gibi.

Ne yaptım? Annesi tarafından sokağa terk edilen bir kız olarak ne yaptım?

Çaresizim.

Soğuk bastırıyor her yere, üşüyorum..

Kendime gelemiyorum bir süre.

Özlüyorum, kimi özlediğimi bile bilmeden.

Annem?

Hayır, özlenmeyi hak etmiyor o.

Babam?

Hiç tanımadım ki. Hangi anısını özleyeyim?

Kardeşim?

Belki vardır. Belki de o benim gibi bir iğrenç hayata değil de, daha güzel bir hayata sahiptir.

Eğer gerçekten bir kardeşim varsa, onun böyle yaşamamasını isterdim.

Mutlu olmasını isterdim.

Benden çok daha mutlu.

Justin’in Ağzından;

Sıcak duşumu çoktan almış ve saçlarımı kurutuyordum.

Ah, kim demiş sıcak bir duş iyi gelmez diye?

Kimse.

Aynada yansıyan görüntüme bakarak uzunca bir süre sırıttım.

Bir sürü oyunculuk ve modellik teklifi aldım.

Ama hiçbirini kabul etmedim.

Hey, kadınlar ulaşamadıklarını sever ve, büyüyü bozmak istemeyiz değil mi?

Banyo’dan çıktım ve yatağıma doğru ilerledim.

Hemen hemen her gün giydiğim klasik kıyafetlerimi üzerime geçirdim.

Devasa büyüklükteki odamın kapısına ilerledim ve merdivenleri birer birer inmeye başladım.

Aşağı indiğimde, çok garip bir şekilde aklıma Mary gelmişti.

HOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin