Aşık oldum!

177 12 1
                                    

1 saatlik bir yürüyüşten sonra, kendimi hiç bilmediğim bir yerde buldum. Issız bir sokak olduğunu anladığımda, hemen geri dönmem gerektiğini de anladım. Çünkü gecenin bu saatlerinde buraları hiç güvenli yerler olmazdı. Sanırım sokaklarda yaşamak bazı şeyleri öğrenmemizi sağlıyor, ha?

Üstümdeki yırtık dökük hırkama iyice sarılarak geldiğim yolu geri dönmek üzere yürümeye başladım. Vay canına, hava gerçekten götümü donduracak cinstendi. Ne bokuma bu kadar yolu yürümüştüm ki?

“ Hey güzelim, nereye gidiyorsun? “ arkamdan gelen sesle olduğum yerde donakaldım. Korktuğum başıma gelmişti. Center sokağı serserileriyle baş başa kalmıştım. Evet, onların ünü buralarda çok yaygındı. Her gece onlarla aynı ortama gelmemek için kaçacak delik arardım. Tam o sırada, nerede olduğumu çözmüştüm. Tanrım, o uzun yürüyüşümde Center sokağa kadar yürümüşüm demek ki. Kahretsin. Şimdi bu bokun içinden sıyrıl bakalım Mary.

Yavaşça arkamı döndüm ve hızlı bir şekilde gözlerimi kırpıştırdım. Nefesim daralıyor, ellerim ise yavaş yavaş aşağı doğru kayıyordu. Arkamı döndüğümde beni sapık gözlerle izleyen beş tane ipsiz sapsız adamla karşılaşmıştım. Serseri olmalarının yanı sıra, senelerdir esrar içiyormuş gibi bir tipleri de vardı. Ellerinde bira şişesi ve her ne kadar kendimi inandırmak istemesem de bıçakları vardı.

“ Ne istiyorsun? “ dedim cılız gibi çıkan sesimle.

En öndeki kişinin bana seslendiğini umduğum kişi olduğunu düşündüm. Yanındaki diğer serseri arkadaşlarına dönerek iğrenç sayılabilecek bir şekilde sırıttı. Hırkasının koluyla burnunu sildi. Bana doğru döndü ve kendini seksi sandığı bir bakışla bakmaya başladı. Yüzünde ise hala o iğrenç sırıtması duruyordu.

“ Eğlenmek. Ve biliyor musun? Eğlenmek benim en sevdiğim şey. “ diyerek bana doğru yavaş birkaç adım atmaya başladı. Bense o geldikçe geriye gidiyordum.

“ Git başkasıyla eğlen. Mesela 2 sokak aşağıdaki fahişeler tam senin için. “ dedim yüzümde ki tiksinç ifadeyle. Hala korkuyordum ama onu yanıltmaya çalışıyordum. Eğer umursamaz ve sert görünürsem bu işin içinden sıyrılabilirdim.

Bana doğru yaklaşan insan üstü varlık ukalaca sırıttı ve başını dikleştirerek konuştu,

“ Öyle mi bebeğim? Madem eğlenmek istemiyorsun, neden buradasın? “ dedi sert bir dille.

“ Kayboldum. “ dedim bir çırpıda. Hala üzerime geliyordu ve ben de geriye doğru gidiyordum elbette.

Arkasını dönerek diğer piç arkadaşlarına sırıttı,

“ Bunu duydunuz mu çocuklar? “ tekrar önüne dönerek devam etti,

“ Piliç kaybolmuş, hadi ona yolunu gösterelim. “ diyerek kurnazca sırıttı. Tanrım, bu gerçekten midemi bulandırıyor.

“ Çekil yolumdan. “ dedim sertçe. Gözlerimi kısmış ve ona dik dik bakıyordum. Ama gerçek şu ki, götüm korkudan titriyordu.

Bir ağaca sırtımla tosladığımda, daha fazla geriye kaçamayacağımı anlamıştım. Bu da ona fırsat sağlamış ve beni kıskıvrak sıkıştırmasına neden olmuştu.

“ Oh, çekileceğim bebeğim ama istediğimi aldıktan sonra. “ dedi iğrenç sayılabilecek bir ses tonuyla.

Harika, şimdi ne yapacağım?

Justin’in ağzından;

Beni öylece bırakıp gitmişti. Arkasından öylece bakmıştım. Hey, ne oluyordu bana? Bu kızı tanıyalı birkaç günden fazla olmamışken bir anda kendimi ona kapılırken bulmuştum. Oysa aramızda çok fark vardı. Ben zengindim, o ise sokakta yaşıyordu. Bu elbette benim için sorun değildi, ama o istemiyordu. Eğer isteseydi onun için aileme bile karşı gelebilirdim. Çünkü; ne benim için istedikleri kral ailelerden gelen zengin kızları istiyordum, ne de başkasını. Ben sadece beni burada kendimle bırakan o ukala ama zeki kızı istiyordum. Mary.

HOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin