-5-

163 4 0
                                    

Mira'nın ağzından:

 Pencereden dışarıyı izlerken birden arkadan biri belime sarıldı ve başını omzuma koydu.İlk başta irkilmiştim ama hemen sonra kokusundan Buğra olduğunu anlayabilmiştim.Bende hiç tereddüt etmeden başımı onun başının üstüne ellerimide onun ellerinin üzerine koydum.Evet bugün bana bağırması beni üzmüştü hatta paramparça etmişti ama hemen sonrasında kendini affettirebilmişti ayrıca ona kızmam saçma olurdu çünkü ona yük olmuştum bütün gece benim başımda beklemişti hiç ayrılmamıştı yanımdan.

  Yavaşça ona doğru döndüm ellerimi beline sardım ve başımı boynuna gömdüm o sırada yüzümde bir sıcaklık hissettim lanet olsun ağlıyordum bu aralar nedense  hamile karılar gibi çok duygusalım.Buğra fark etmiş olacakki beni saran kolları daha da sıkılaştı ve saçımı okşamaya başladı. "Ne olursa olsun ben hep senin yanında olacağım.Ne ailenin ne de bir başkasının seni üzmesine izin vermiyeceğim " Gülmeye başladım dışarıdan bir psikopat gibi görünebilirdim ama ben halime gülüyordum bana acıyordu..."Bana acıyorsun" "Hayır kesinlikle böyle düşünme senin yerinde ben olsam sende aynı şekilde bana destek çıkardın"

  Artık kendimi kandırmamalıyım ben Buğra'dan hoşlanıyorum...

Buğra'nın ağzından:

  Ona acıdığımı düşünüyordu ama hayır ben ona acımıyordum sadece annemin babama yaptıklarını anladığım zaman yıkılmıştım psikolojik bunalıma girmiştim ve yanımda kimse yoktu kimse bana destek çıkmamıştı.Onu bu yıkık haliyle bırakıp gidemezdim ona destek olmalıydım."Hadi sulugöz artık eve" diyi neşesini yerine getirmeye çalıştım o da gülümseyerek cevap verdi "Kesin berbat görünüyorumdur" diyip gülmeye başladı gülmek bir insana ancak bu kadar yakışabilir.O..ne biliyim çok...GÜZEL.O bana huzur veriyor .

  Benim düşünceli halimi görmüş olacakki tebessüm edip " Hey bana sulugöz diyen sendin dokunsan ağlıyacak gibi duruyorsun " dedi.O kadar kırılganmı duruyorum tanrım ben ne ara bu kadar duygusal oldum ?

  Eşyalarını topladıktan sonra odadan çıktık çok yorgun görünüyordu göz altlarında torbalar vardı bir an önce evine gitsek iyi olacaktı.Dinlenmeye ihtiyacı vardı.

 Evin önüne geldiğimizde ağır hareketlerle arabadan indi.Ona acımıyordum bana bazen beni hatırlatıyordu çaresizliğimi bu ne böyle ya iyice karılara benzedim sağlam dur oğlum azcık.Kendimle iç savaş verirken Mira'nın soran gözleriyle kendime geldim."Birşey mi oldu?" "Yok hayır dur anahtarların bendeydi" diyip konuyu değiştirdim ve evin kapısını açtım.Mira önden içeriye girdiğinde bir çığlık kopardı koşarak salona gittim ve neden çığlık attığına baktım.Her yerde cam kırıkları ve kan damlaları etraf darmadağınık. Sonra Miranın gözleri aklına bir şey gelmiş olmalıki fal taşı gibi açıldı sonrada "EYLÜL?!" diye bağırdı koşarak üst kattaki odaya çıktı bende arkasından çıkıyordum Eylül kimdi ?

  Odaya daldığımızda Mira koşarak yatağın üzerinde üstü başı kan içerisinde yatan adının Eylül olduğunu düşündüğüm kıza sarıldı ve ağlamaya başladı.Ne zor  hayatı vardı bu kızın.Onu kucaklayarak aşağıya salona götürdü koltuktakileri aşağı atmamı söyledi bende dediğini yaptım ve Eylülü oraya yatırdı.Bu kız Mira'dan en fazla 2-3 yaş küçüktü.Sapsarı saçları vardı.Boyu biraz uzundu ama Mira kadar değil.Mira'ya "Hastaneye götürmeliyiz" dedim çünkü kollarında bıçak izleri vardı.Hayır anlamında kafasını salladı.

  Eylül'ü iyice temizledikten sonra üzerinide değiştirdi.Ve sonra tekrar kendi odasına götürdü.Onu yatırdıktan sonra yanıma geldi ben koltukta oturmuş düşüncelerimle boğuşuyordum o sırada.Sonra gelip " Gitmelisin" dedi sesinden bunu istemediği çok belliydi ama neden şimdi böyle demişti? "Hayır"  "Bak Buğra daha tanışalı 2 gün oldu ve bütün bunlar benim için bile ağırken sana fazla gelir benim hayatım çok karışık senin gibi rahat bir yaşamım yok şimdi lütfen git " "Sen benim rahat bir hayatım olduğunumu düşünüyorsun bunu neye dayanarak söylüyorsun.Benim de zor bir hayatım var ben sadece sana destek olmaya çalışmıştım" diye üzerine kükrediğimde normal kızların tırsıp ağlaması gerekirken o bunun tam tersini yapıp bana diklenmeye başladı.

  "Bana bağıramazsın.Hayatım bok çukuru gibi senide buna karıştırmak istemiyorum.Seni istem-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden dudaklarına yapıştım birkaç saniyelik bir duraksamadan sonra o da bana karşılık vermeye başladı.Ellerim bel boşluğundaydı onunkilerde benim ensemdeki saçlarla oynuyordu.Diğer kızlarınki gibi değildi onun dudakları çok yumuşak ve beceriksizdi ama bu benim hoşuma gidiyordu yaklaşık 2-3 dakika nefessiz öpüştükten sonra kendini geri çekti ve alnını alnıma yasladı " Az önce ilk öpücüğümü aldın lanet olsun!" diye söylenirken çok şaşırmıştım onun gibi bir kızın ilk öpücüğümüydü şimdi bu vay be bu garip bir his.

  "Hey çifte kumrular ben acıktım artık şu lanet sevgi gösterisini bırakıp biri bana yemek hazırlasın" diye Eylülün sesini duyduğumuza hemen utanarak kendini geri çekti."Tamam Eylül şimdi odana tıpış tıpış gidiyorsun"diyip gülüştüler ve sonra poposuna vurup onu yukarı yolladı.

  Hiçbir şey olmamış gibi davranıyolardı bu nasıl olur sanki çok normal bir şeymiş gibi.Hemen Mira'nın yanına gidip onunla konuşmaya başladım "Kim o?" "Eylül mü? Şey o benim kardeşim." "Peki neden kendini kesmiş ?" "Rutin sinir krizlerinden biridir büyük ihtimal" diyip sofrayı hazırlamaya başladı bu sanki çok normal  bir şeymiş gibi söylemişti bunu.Bu kız diğerleri gibi değildi farklı bir kızdı ve gizemli bu kızı daha yakından tanımalıyım...

∞ AŞK ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin