#2. oppa !♤

318 29 5
                                    

Kang eunbi

Haftasonu !
Sonunda..

Vücudumu gerdim ve sabah güneşine gülümsedim .haftasonu yapılacak en güzel şeyi yapıyordum. Cumartesi sabahları Nakdong nehrinin etrafında koşmak kesinlikle en güzel şey olmalıydı.

Sonra yanımda beni yakalayıp benle beraber koşan birini farkettim.

"Başka bir sabah koşusu daha ha ?"
Tanıdık sesiyle söyledi.

Soluma baktım. Jimin.

Siyah saçları aşağı düşmüştü ama hala dağınıktı. Ve , ve terlemişti.

Siktir !

Onu süzerken beni yakaladı ve sırıttı.
"Bunu yapmayı bırakmalısın " dedi ve hızlıca koşup önüme geçti . Beni şaşkın bir şekilde bıraktı.

Koşmayı bıraktım ve ellerimi dizlerime koyup nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
Hızlı kalp atışlarımla nefesimi dışarı veriyordum.
Bu koştuğum için miydi yoksa kalbimin hızla atmasına sebep olan Park Jimin yüzünden miydi?

Nefesimi düzenledikten sonra dik durdum ve birkaç dakika etrafa bakmaya karar verdim. Şu an sabahın erken zamanlarındandı ve güneş az önce doğmuştu.

Beraberinde gökyüzüne bıraktığı gözlerimi rahatlatan turuncu ve pembe renklerle ...

"Neden durdun?"

Etrafımda döndüm ve terleyen bir Jimin gördüm. O koşarken ona iyice bakma fırsatım olmamıştı ama şimdi.

Giydiği tshirt sayesinde kollarını görebiliyordum.

Kasları..

Tanrım bakmayı kesmeliydim.
"Yoruldum". Sorusunu cevapladıktan sonra ondan başka tarafa baktım.

Sabahın geç saatlerinde boş sokakta oyalanacak birşeyler aramaya başladım.

Kıkırdadı ve ellerini saçlarına götürdü
.

"Bu sabah boş musun? Chanmi ile buluşmamdan önce beş saatim var "
Dedi ve bana doğru daha yakına geldi ve beni tekrar gerginleştirdi.

"Neden?" Dedim ve yanaklarımın ısındığını hissettim.

"Açım."
_________

"Bu sabahın köründe ne kadar aç olabilirsin ?" Jimin'in azında ramen varken eğlenceli bir suratla sordum.
Yakınlarda bir mağazada durduk ve sabah için atıştırmalık almaya karar vermiştik ama alışveriş 3 kap ramen almayla bitti .

Ve sadece üçünden bir tanesi benimdi.

Jimin yanakları ramen dolu bir şekilde bana baktı ve omuz silkti .

"Chanmi fit olmamı istiyor ve hep salata yiyiyorum. Ama bugün onun kurallarını yıkmış gibi hissediyorum "
Dedi.

Son noodle parçamı yerken ona 5 saniye boyunca baktım.

"Ahh özlemişim bunu " dedi ve sandalyesinde gerinmeden önce boş kabı kenara itti.

Pencereden dışarı bakarken ellerimi avuç içlerime aldım.
Garip hissettim ve tamamen utanmıştım.
Cidden normalde bu kadar utanmam ama bu sadece jimin 'in üzerimdeki başka bir etkisiydi.

Şimdi gözlerini üzerimde hissedebiliyorum. Ama onun gözlerinin içine bakma dürtülerime direnmeye çalıştım. Sonra "eunbi?" Dedi.
"Hm? " mırıldandım ve ona baktım.

Gözlerim onunkilerle buluştu.

"Acab-"
Birşey söyleyecekti ki telefonum onun sözünü kesti .

İnanın ya da inanmayın zil sesim tam da şu temaya -

"Denizde ay mı? "

Jimin bana kıkırdadı.

Telefonu açtım .

"Ne ?" Dedim direkt.

"Woah! Sana da günaydın ."
Jin di bu .
Neler olup bittiğini anlamaya çalışırcasına bana bakan jimin'e baktım. Jin'e "ne istiyorsun?" Dedim ve arkaya yaslandım.

"Bilirsin Seo-joon konusunda hep yanılırdım ve şu an caddede uyuyor.." dedi.

"O ne yapıyor dedin ?!? " ayağa kalkarken yüksek sesle söyledim.

Jimin de ayağı kalktı.

"Nerdesin?" Diye sordum.

Büyük erkek kardeşim ve Jin'in nerde olduğunu öğrendikten sonra telefonumu indirdim ve bana merakla bakan Jimin'e baktım.

"Her şey yolunda mı? "

Endişeli bir ses tonuyla söylemişti .
"Evet ,yani hayır. -üzgünüm gitmem gerek"
Dedim . Utanmaz bir kabalık yapmamaya dikkat ederek ona samimi bir gülücük verip dışarıya doğru yönümü belirledim. Ama soğuk eller dirseğimi tuttu ve gitmemi engelledi .

"Seninle geleceğim" dedi. Ellerine baktım ve kendimi çektim .

"Jimin hayır sorun değil ."

"Aishh inatçı olma "

Bu sefer elimi tuttu ve mağazadan çıktık.

_____________

Olaylar yeni başlıyor ^.^

Can't Love U || PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin