#19

42 7 0
                                    

sabah kalktığımda ev sessizdi büyük ihtimalle iki uykucu da uyuyordu onlar uyanmadan önce mutfağa gidip kahvaltıları hazırlamaya başladım bugün cumartesi olduğu için işe geç gidecektim hemen her şeyi hazırlamaya koyuldum her şey hazır olduktan sonra gidip uykucuları uyandırmak için aklımdaki hain fikir için en yüksek sesli alarmı ayarlayıp ilk önce yoonginin odasına girdim çok masum uyuyordu ve ben onu uyurken izlemeyi özlemiştim taehung kalkmadan önce biraz vaktimin olduğunu düşünerek beyaz tende kaybolmaya başladım

"beni biraz daha izlersen gözlerin kör olacak" "aa...şey ben...ben şey" "sen ne hae" "ben odaya yeni geldim seni uyandırmak için seni izlediğim falan yok" "hıhı aynen tabi canım. sen şimdi şöyle düşünmedin mi?" "nasıl düşünmedim mi?" "tae uyanana kadar biraz izlesem bir şey olmaz diye" "yooo neden öyle düşüneyim ki hiç." "hiç yalan söyleyemiyorsun" "ne zamandan beri uyanıksın sen" derken ayağa kalktım o sırada bileğimde tutup tekrar beni oturur duruma getirdi "ıhhmmm. sen burada beni izlemek için zaman planlaması yapmandan beri" "ben onları dıştan mı planladım nereden biliyorsun yha" "uyuduğumu düşündüğün için sesli bir şekilde konuştun haliyle de beni uyandırdın ve bende hepsini duydum" dedikten sonra gıcıkça kahkaha attığı sırada kapının pervazına yaslanmış bir taehyung kendini belli edercesine konuştu "günaydın" "günaydııııığğğnnn taehyung kurtar beni" deyip hemen yanına gittim "neden kurtarıyorum yoksa...yoksa bu uykucu sen onu uyandırdın diye sana şiddet mi uyguladı" deyip hunharca kahkaha atarak yoonginin üzerine atladı yoongi de karşılık vermek için hareket ettiğinde kahkaha atarak tepinmeye başladı bende aynı şekilde gülerken "heyy o yatak pahalı sizin gibi öküzleri taşımak için fazla güçsüz jimin den kurtuldum başıma siz çıktınız" deyip kollarımı göğüs hizama getirip birleştirdim "öyle mi prenses" diye üzerime gelen taeden korkmuş gibi yapıp "help mee insan kaçırıyorlar" diye koşarak mutfağa kaçtım beni kovalayan tae hızla gelip masaya oturdu

"seni kovalayarak bütün enerjimi yerle bir ettim kahvaltıdan sonra kovalaşırız" dedikten sonra yemeklere gömüldü suratı düşmüş bir şekilde içeriye yoongi girdiğinde oturacağı yeri gösterdim o da oturduktan sonra bende oturdum kahvaltıyı yaptıktan sonra taeyle yoongi yi oturma odasına gönderdikten sonra mutfağı toplayıp içeri girdim yoongi bağdaş kurmuş televizyon izliyor tae de oturur şekilde uyukluyordu taenin arkasından gidip kulağının içine üfledim ilk başta ne dediğini anlamadım ama ikici üflemem de "ahh jin hyung git burdan" dediğini çok rahat anladım jin de böyle yapıyordu galiba kii böyle demişti gülerek geri çekilip bu sefer de kulaklarıyla oynamaya başladım "ahh namjoon git başımdan" dediğinde "peki taehyung giderim ama ben namjoon değilim haeyim" dediğimde hızla gözlerini açıp "gitme. şakaaaağğğ şaka yapmıştım" diye söylendi o sırada oda gidip üstüme bir salaş kazak altıma da siyah dar pantolonumu giyip saçımı da her zaman ki gibi yandan örgü yapıp çıktım "nereye gidiyorsun hae?" diye soran yoongiye bakıp "işe gitmem lazım bugün gidip izin alıcam siz varsınız diye" dedikten sonra gözleri taehyug u aradı ama yoktu "taehyung duşa girdi başı dönüyormuş" "peki ben geç kalmadan gelirim dikkatli olun evi de dağıtmayın akşam bir arkadaşım gelecek" dediğimde kaşlarını havaya kaldırarak sordu "kim geliyor erkek mi kız mı bu arada geldikten sonra seninle konuşacaklarım var" dediğinde kafamı salladım ve "erkek ama bir tane de kız gelecek çok istiyorsan ayarlayabilirim" dediğimde "hayır ayarlama istemiyorum ama erkek olan gelmesin niye geliyor ya ona gerek var mı" "iş arkadaşlarım yoongi ve ben söz veriştim onlara o yüzden ikisi de gelmek zorunda verdiğim sözü tutuyorum" "peki" deyip başını salladıktan sonra anahtarımı ve montumu elime alıp dışarı çıktım. Ve işe giderken aklıma takılan soruları düşünüyordum "acaba yoongi ne diyecekti ? " "beni hala kıskanıyor mu ? , kıskanıyorsa neden o kızla gitti " " taeyi üzmek istemiyorum ama bu ilişkinin sonu yok " bunları düşünürken bir baktım ki iş yerinin önüne gelmiştim o ihtişamlı merdivenleri çıkıp iş yerindeki herkese günaydın diyip masama geçtim ve o sırada bir anda titredim oysaki titrememin sebebi arka cebimde unuttuğum telefonummuş telefonu aldığımda taeden gelen mesaj şunu diyordu " prensesim nerdesin " " iş yerindeyim tae kavga felan etmiyorsunuz değil mi? " derken geciken cevap benim endişelenmeme sebep olmuştu ve aklımdan geçenlere hakim olamıyordum iç sesim - ha ha ha iki erkek senin için kavga ediyor hae kıçın kalkmasın ama ikiside çok yakışıklı djkxjxlxkdldm - ve yine başlamıştım iç sesimle tartışmalara ve yine dışardan cevap vermiştim ki o sırada yan masamdaki mi ran " ne saçmalıyorsun hae kendi kendine bir anda 'sus gerizekalı' diye bağırmaya başladın iyi misin ? İstersen bir yüzünü yıka " " iyiyim mi ran akşam geleceksin demi " jounghyn ordan bizi dinlediğinin belli ederek " aaa ben kesin geliyorum hae senin gibi güzel bir kızın davetine icabet etmemek çok ayıp olur " " teşekkürler iltifatların için jounghyn ama insanları dinlemek iyi bişey değildir." " sadece azıcık kulak misafiri oldum hae azıcık." "Peki jounghyn kızmayacağım sana ama ranın cevabını dinlemedik bide ona soralım hıııı ran ne diyorsun." " Peki jounghyn geliyorsa bende gelirim." Mesai saati bitmişti ve ben eve gidiyordum o sırada bir mesaj geldi ve şu yazıyordu "özledim seni güzellik" evet taehyung du bu ona "geliyorum bende seni özledim" mesajını attıktan sonra eve doğru yürürken aklıma sabahki sorular yine takılmıştı ve yine düşünmeye başlamıştım ama cevap veremiyordum bütün cevaplar yoongideydi ve bir an önce onunla konuşmam gerekti ve konuşacaktım kararlıydım. Evin kapısının önüne geldiğimde içerden hiç ses gelmiyordu ve endişelenip anahtarımı ararken içerden gelen ahhhhh sesi ile irkildim hemen kapıyı açıp içeri girince içerde yerde yatan kişi yoongiydi ve yukardan koşarak aşağıya inen taeyi görünce endişem git gide artıyordu koşarak yoonginin yanına gittim ve gözleri kapalıydı sanırsam merdivenlerden düşmüştü çok korkuyordum ya başına bişey gelirse tae o sırada telefonda biriyle konuşuyordu taeye " kimle konuşuyorsun sen arkadaşın bu haldeyken" diye bağırdığımda anlamıştım ki 911 ile konuşuyordu tae telefonu kapattıktan sonra yanıma gelip "sakin ol prenses o iyi olacak hem nabzı çok iyi sadece bayıldı sanırsam" demesiyle rahatlamıştım ama onu öyle yerde gördükçe içim yanıyordu.


MİN YOONGİNİN AĞZINDAN ;
Hae gittikten sonra haeye söyleyeceklerim hakkında düşünüyordum televizyonda izlenecek bişey olmadığı için tae odasındayken gizlice prensesimin odasına gittim onun resimlerine bakarken aklım sevgili olduğumuz zamanlara gitti onu çok özlemiştim onun o güzel dudaklarında kaybolmayı çok özlemiştim onunla zaman geçirmeyi çok özlemiştim ve konuşacaktım hae'm tekrar benim olacaktı onun parfümünü kokladıktan sonra kendimden geçmiştim elimde resmî ile inerken başımın döndüğünü fark etmiştim ve dışardan gelen ayak seslerinin haeye ait olduğunu düşünüp hızlıca aşağıya inerken olan olmuştu ve en son duyduğum haenin bana seni seviyorum yoongi demesiydi. o an bana seni seviyorum yoongi dedi diye tekrar tekrar merdivenden yuvarlanmak istemiştim ama elimde değildi gözlerimi açtığımda hastanede olacağımı bildiğim için neredeyim ben sorusunu sormadım gözlerim hae yi arıyordu tekli koltukta uyuyakalmıştı hae nin yüzünü incelerken gözünün altındaki morlukları fark etmiştim ağlamıştı gene beni yüzümden ağlamıştı kendimi gerdiğim için yumruklarımı sıkmaya başlamıştım yumruğu oluşturduğum elime bakarken bir şey daha fark etmiştim hae elimi tutuyordu o an aklıma tae geldi o neredeydi burada olsaydı haenin elimi tutmasına izin vermezdi diye düşünürken kapı sertçe açıldı ve o an gelen sesle donup kaldım "yoongi aşkım!!" 'aman tanrım geldi gene şu şeytan ne işi var bunun burada ayrıca benim burada olduğumu nereden biliyor' diye içimden geçirdiğimde min ji nin bağırmasıyla hae uyanmıştı ama hala elimi tutuyordu min ji bana bakarken gözleri birden ellerimize kaydı "ahh hae hala vazgeçmedin mi sevgilimden neden elini tutuyorsun" dediğinde hae hemen ellerimize bakıp elini çekmek için ani bir hareket yapmıştı ki elimi sıkılaştırıp elini bırakmamak için daha sert tuttum gözlerimin içine bakıp "bırak elimi sevgilin yanlış anlıyor" dediğinde gözünden gene yaşlar dökülmeye başlamıştı elini bırakıp min ji ye baktığımda gene pis gülüşlerinden birini sergiliyordu hae arkasını dönüp çıkmak için adımlarını kapıya yönlendirmişti ki dediklerim durmasına sebebiyet verdi "sen kal hae min ji gidecek" "ne ? ne diyorsun yoongi onun gitmesi lazım benim değil ben senin sevgilinim" dediğinde haeyi işaret parmağımla göstererek konuştum "o da benim PRENSESİM min ji" 



biraz az oldu ama olsundu okuldan dolayı hiç yazamıyorum hafta sonları da yazmaya çalışıyorum herkesten de özür dilerim geç geliyor diye :))

yazdıklarım bol bol yorum yaparsanız çooook mutlu olurum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

always love me min yongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin