10. Bölüm

138 11 5
                                    

Nerede olduğumu gözlerimi açar açmaz fark ederim sanıyordum öyle olmadı anlamadım. Hemen yanı başımda dikilen Serkan çok üzgün gibi duruyordu. En son koşarken ayağımın boşluğa geldiğini hatırlıyordum. Sonrası karanlıktı. Kolumdaki serum hafif bir sızı yaratıyordu. Bu histen nefret ediyordum.
"Serkan nerdeyim ben?"

"Sonunda uyandın güzelim sana bir şey oldu diye o kadar korktum ki"

"İyiyim ben lütfen gidelım,"
Allah'a şükür bir yerim acımıyordu. Yine de serumun bitmesini bekleyebilirdim. En son Serkan'ın telefonuna Sinem adında bir kız mesaj atmıştı. Buna çok sinirlenmiştim. Sonra Serkan'ın saçma sapan şakaları.....

"Serkan bir şey soracağım?"

"Söyle güzelim seni dinliyorum "

"O anlattığın Sinem olayı şaka mıydı?"
Düşünür gibi yaptı. Ama yapmacıktı
"Hımm biraz düşünelim bakalım. Galiba şakaydı,"

"Yaa Serkan doğruyu söyle,"

"Bebeğim kızma benim güzeller güzeli karım varken Sinem de kimmiş?"
Yine de içime kurt düşmüştü.
"İyi bari,"

"Hem ona karşı bir şey hissetmiyordum. Şimdi ise sen varsın benim için her şeyi güzelleştiriyorsun. Bu yetmez mi?"

Vay canına Serkan tam 360 derece dönmüştü. Bu dengesizlik huyuyla başımız dertteydi galiba.
"Serkan,"

"Söyle canım "

"Seni seviyorum "

"Nee? Gerçekten mi?"

"Evet sana şaka yapmıyorum aramız iyi olsun istiyorum babamın isteğini de kabul ediyorum. Çocuk olursa o doğduktan sonra okula devam edebilirim"
Serkan beni desteklercesine elimi sıktı. Ona guvenmeliydim. Başka yolu yoktu.

Serum bittiğinde arabamıza bindik. Bugün eve geri dönecektik. Balayı yapamamıştık ama olsun aramız iyiydi ya gerisi boştu. Önce otele geçerek malzemelerimizi toparladık. Çok bir şey getirmemiştim. O yüzden acele etmeden toparlandım. Yola çıktığımızda kulaklıklarımla müzik dinleyerek Ankara'ya kadar gittim....
Dondurma benim için büyük bir tutkuydu. Nedense Ankara 'ya ayak basar basmaz canım deli gibi dondurma çekmişti. Serkan'a bunu desem belki benimle dalga geçerdi. Yine de ona bunu bildirmek istedim.
"Serkan,"

"Söyle balım,"

Bana az önce balım mı demişti? Neyse asıl konuya gelmeliydik.
"Benim canım dondurma istiyor,"
Şaşkınlığı yüzünden okunur gibiydi.

"Bu soğukta hasta falan olursun Nazar hayır bu isteğini gerçekleştirmem,"
Şımarık kız gibi dudaklarımı falan büzmemiştim. Olsundu.

"Haklısın peki,"
Sırıtmaya başlAdı.

"Söyle bakalım evimizi  özledin mi?"

"Evet hem de nasıl,"

"Işte buna sevindim çünkü evde seni bir hediye bekliyor."

"Ne oldu ki ne sürprizi ne hediyesi?"

"Söylersem sürprizi kalmaz. Şimdi eğer çilekli bir dondurma yemek istiyorsan çeneni kapalı tutmalısın,"

Gülmeden edemedim. Terslemesi bile komikti. Ki buna tersleme bile denemezdi. Biraz sonra Nur Pastanesinin önüne vardık. O kendine sadece salep söyledi. Ben ise hunharca dondurmamı kaşıklıyordum. Aç gözlü gibi görünmeyi her ne kadar istemesem de böyle olduğumu biliyordum.

"Yavaş ye boğulacaksın,"

"Yok yok ben çocukluğumdan beri böyleyim valla,"

"Iyi ki benim karımsın öyle güzelsin ki insan senle yaşlanmaz."
O bu itirafları beni utandırmak için yapıyordu.

Eve vardığımızda Serkan beni bir sürprizin beklediğini söyleyip duruyordu. Aslında çok merak etmiştim. Çünkü çünkü ben Serkan 'a sırılsıklam aşık olmuştum o da bana galiba. Saçmalama Nazar o adam yüzünden okulundan oldun.
Işte bir yanıp hep böyleydi. Evin kapısını açtığımızda karşımda duran masada bir kağıt vardı. Bu kağıdı okuduktan sonra o kadar mutlu olmuştum ki bu mutluluk bana bir ömür yeterdi. Sizce kağıtta ne yazıyor. Cuma akşamı sizlerle bunu paylaşacağım....

Sağlıcakla kalın sizi çok seviyorum. Lütfen şu yıldıza bir basın bu o kadarda zor değil. Iyi günler dilerim...

Evlen BenimleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin