Şaşkın bakışlarımla Eymen'e bakıyordum. "Ufak bir işim vardı. Geciktim biraz." diyerek yanımıza geldi.
—Sen nereden çıktın?
—Annemin karnından
—Sen fena zekisin komik çocuk
—İzini kaybettirdiğini mi sandın?
Gözlerimi devirip Oğuz'a döndüm. "Sen benimle ne konuşacaktın?" diye sordum. O sırada alt kattan bağırma sesi geldi. Alt kata yöneldim. Odalara bakmaya başladım. En son odaya girdiğimde elleri ayakları bağlı bir adam gördüm. Bu ne ayak? der gibi Oğuz'a baktım.
—Uçağın düşmesi kaza değilmiş her şeyi bu şerefsiz yapmış. Kimin için çalıştığını öğrenmemiz lazım.
Oğuz'un her kelimesiyle sinirim arttı. Hızla adama doğru yürüdüm. Ve yüzüne yumruğu geçirdim. Adam sandalyeyle beraber yere düştü. Karnına ardı ardına sıraladığım tekmelerden sonra adam bayıldı. "Duru, konuşmazsa ne yapalım?" diye sordu Oğuz. İşte bunu bende bilmiyordum. Daha önce kimsenin ölmesine sebep olmamıştım. Amam konu babamdı ve ben babamı kaybedebilirdim. Şu hayatta en sevdiğim insanlardan birinin canına kast etmişti cezasını çekmeliydi.
—Öldürün
—Duru emin misin?
—Evet
Yerdeki adama baktıktan sonra hızla Eymen'in yanından geçip depodan çıktım. Şiddetli bir şekilde yağmur yağıyordu. Deponun yanındaki ormanlık alana girdim. Ağaçlardan birine yaslandım ve yere oturdum. Ben bu değildim. Böyle biri olmak istemiyordum. Depodan gelen 3 el silah sesini duydum. Hızla ayağa kalkıp arabama doğru koşmaya başladım. Buradan uzaklaşmalıydım. Eve gidip hemen yatağıma girdim.
Bir tünelin içindeydim. Ve tünelin içini kaplayan beyaz ışık ileriye doğru gittikçe siyahlaşıyordu. Arkaya dönüp beyaz tarafa gitmek istiyordum. Ama ayaklarım beni karanlığa götürüyordu. "Sen artık bir katilsin" karşıma aniden çıkan 5 yaşındaki halim bana böyle söylüyordu. "Hayır katil değilim." diye bağırdım. 3 el silah sesi etrafta yankılandı. Ben artık katildim. Siyaha çok yaklaşmıştım. Ellerime baktım kanlar damlıyordu. "Sen katilsin Duru" karanlık tarafa geçmeden önce son duyduğum sesti.
"Hayır katil değilim" diye bağırarak uyandım. Ağlamaya başladım. Odamın kapısı açıldı ve Cem içeriye girdi. Yatağa oturup beni omzuna yatırdı.
-Ben katilim Cem.
-Hayır Duru değilsin. O adam senin babanı öldürmeye çalıştı. Hayatta bazı şeylere mecbur kalırız. O adamın tek suçu bu değildi daha nelere bulaşmış bilmek istemezsin.
******
EYMEN'DEN
Bu kızın gizemini çözemiyorum. İnsanlara karşı o kadar sert ki beraber dağ evine gittiğimizde videoda gördüğüm Duru bambaşka biri. O gün adamı öldürün derken ki sesindeki kararlılık ama gözlerinin titreyişi aklımdan çıkmıyor. Düşüncelerimi babamın odaya dalması böldü.
—Oğlum, Rıfat amcan kendine gelmiş hadi hastaneye gidelim.
-2 HAFTA SONRA-
Babam kendine gelmiş sahalara geri dönmüştü.
—Duru
—Efendim baba?
—Bu akşam bir davet veriyoruz Cemil ile. Sende katılacaksın.
—Tamam baba
—Ama Eymen'le nişanınız var diye biliyorlar. Ve sizde kısa süreli ufak bir oyun oynayacaksınız.
—Ne? Baba neden böyle bir şey yapıyoruz?
—Öyle gerekli çünkü Duru hesap mı soruyorsun sen bana?
—Hayır baba ama-
—Duru sana dediğimi yap!
—Tamam baba nasıl istersen
Odama çıkıp hazırlanmaya başladım. Siyah üzerinde çiçek motifleri olan büstiyerimi ve altına da takımı olan eteğimi giydim.
Siyah platform topuklu ayakkabılarımı giyip saçlarımı açık bıraktım. Biraz da makyaj yapıp aşağıya indim. Babam, Cemil amca ve Eymen ben gelince ayaklandılar.
—Duru, Eymen siz arkadan gelin. Nişanlı rolü yapacağınızı unutmayın.
Babam emirlerini verip Cemil amcayla beraber evden çıktı. 5 dakika sonra bizde evden çıktık. Davetin yapılacağı yere geldiğimizde Eymen kapımı açıp elimi tuttu. Kapının önü gazeteci kaynıyordu. Mekana el ele girdik ve babamların oturduğu masaya oturduk. Sürekli yanımıza gelip tebrik ediyorlardı.
—Umarım bu işin sonunda sahte bir evlilik yapmak zorunda kalmayız.
—Eymen Soydem'le sahte de olsa evlenirsin işte fena mı?
—Allah korusun seninle sahte de olsa evlenmem ben
—Diyorsun ama nişanlanıyorsun.
—İkisi farklı şeyler
-Hadi bakalım öyle olsun
Nişan vakti gelmişti. Tüm salonun görebileceği bir yere geçtik. Babam yüzükleri takıp kurdeleyi kesti. Salondakiler alkışlamaya başladı. Kızların kötü bakışları üstümdeydi. Gözlerimi salonda gezdirirken belime dolanan ellerle beraber o tarafa döndüm. Sanırım benimde sarılmam lazımdı.
EYMEN'DEN
Yüzükler takıldıktan sonra Duru'ya sarıldım. O da bana sarıldıktan sonra bir müddet öyle kalıp ayrıldık. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Erkeklerin kötü bakışları bendeydi. Duru'nun elinden tutup masaya götürdüm. Babamlar yüzükleri bir süre takmamız gerektiğini söylediler. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başladığında bizde kalktık. Duru'yu eve bırakacaktım. Evin önüne geldiğimizde Duru arabadan inerken "İyi geceler sevgili nişanlım(!)" dedim. "İyi geceler" deyip eve girdi.
DURU'DAN
Eve girer girmez kendimi yatağa attım. Çok yorucu bir gündü. Sahte de olsa nişanlanmıştım. Elimi kaldırıp parmağımdaki alyansa baktım. Bu oyuna bir süre daha devam edecektik. Bundan sonra nasıl olacak merak ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTA KAYBOLAN RUHUM
Teen Fiction''Belkide babam yerine annem olmalıydı yanımda.'' ''Neden?'' ''Çünkü her gün biraz daha karanlığa çekiliyorum.'' ''Karanlık olmak istemiyor musun?'' ''Hayır ben sadece Duru olmak istiyorum.''