3.Bölüm

33 4 0
                                    




   Canım doktorumun emriyle iki gün daha hastanede gözetim altında tutuldum ve her zaman ki gibi yanımda hep Özlem vardı. Bu kısa süren ama sık sık tekrarlanan yatışlarım sayesinde onu iyice gözlemlemeye başlamıştım. Hâlâ kısa cümlelerle konuşuyordu ve soru sormuyordu. İkimiz de sessizdik fakat bu sessizlik artık rahatsız edici bir boyutta değildi aksine insani rahatlatan bir yanı vardı.

   İki gün boyunca sıkıcı oda da birlikte sessizce oturup durduk. Günlük tetkikleri yapmadığı zamanlar kendi refakatçi yatağında oturup kitap okudu. Israrlarıma rağmen beni bir saniye bile yalnız bırakmadı. Canım doktorum onu sıkı tembihlemişti anlaşılan. Bir ara, artık sıkıntıdan patlamak üzereyken;

-"Bana da okusana?" dedim. Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı bir anlık gözlerinde parlaklığı görür gibi oldum.

-"Aaa şey.." anlık kısa bir tereddüt yaşadı. Ellerini kitabın sayfaları arasında gezdirdi.

-"Kitabın oratsındayım ama"

   Sorun olmaz anlamında omzumu silktim. Derin bir nefes alıp boğazını temizledi. Birazcık heyecanlandığını kitabı tutarken titreyen ellerinden anladım. Belki rahatlar umuduyla ona bakmak yerine kararmaya başlayan puslu havaya gözlerimi diktim. Hastenenin sürekli hastası olduğum için verilebilecek en güzel odalardan birini vermişlerdi veya Erhan Bey'in minik bir torpiliydi. Önceleri bu odada o kadar çok zaman geçirirdim ki televizyonun kanal sıralamasını bile kendi kafama göre yapmıştım. Hatta bir ara zevksizlik eseri soluk yeşil perdeler yerine gök mavisi perdeler almayı bile düşünmüştüm. Fakat daha sonraları odam dolu olduğu için beni başka bir odaya aldıklarında oranın bana ait olmadığı fikrini de zar zor benimseyebildim.

  Düşüncelere dalıp gitmem işe yaramıştı. Özlem ağır nefeslerle kitabı okumaya başlamıştı. Daha önce okuduğum bir kitap olmadığına emindim. Film insanıydım ben kitapları da severdim ama filmler... Yalnız yaşayanların-en azından benim-en çok yaptığı aktivite olabilir.

Kitaba iyice daldığına emin olduktan sonra yüzümü yeniden ona çevirdim. Benden yaşça çok küçüktü. Genç ve sağlıklı bembeyaz bir yüzü vardı. İnsana temiz gelen bir yüz. Yüzüne zıt koyu kaşları kitabı okuduğu yerde hafif çatılmıştı. Dolgu hatlı bir yüzü vardı ama koyu kestane dalgalı saçları ifadesini yumuşatıyor ona garip bir çocuksuluk veriyordu. En fazla yirmi beş yaşında olmalıydı.Belki daha da küçük... Diğer kocamış hemşilerin aksine benimle bir şekilde iletişim kurmayı başarmıştı.

O anda kafama dank etti. Belki bir hafta benimle kalmayı kabul ederdi. Karşılığın belli bir ücret ödeyebilirdim. Sonuçta birbirimizi tanıyorduk ve en önemlisi güvenilir biriydi. Keşke onunla, onun hakkında konuşmuş olsaydım. Çünkü tek bildiğim şey ismi ve mesleğiydi.

-"Özlem?" dedim sessizce. Fakat kitabına o kadar dalmıştı ki kendi sesinden beni duyamadı.

-"Özlem?" bu sefer yorgun sesimi olabildiğince yükseltmiştim.

Sersem bir ifadeyle kafasını kaldırıp soran gözlerle bana baktı.

-"Aa şey biliyorsundur..." sesim titrek ve cılız çıkıyordu. Derin bir nefes alıp devam ettim.

-" Ertan Bey'in yalnız yaşamam konusundaki fikrini biliyorsundur. Ne yazık ki bu kadar sürede güvenilir biri bulabileceğimden emin değilim. Acaba sen Ertan Bey yurtdışından dönene kadar benimle kalır mısın? Tabi karşılıksız değil. Ne dersin?"

Yeterli katılım sayısına ulaşamıyorum maalesef. Yorum ve beğeni yapanlardan (ikisinden de ayrı ayrı) rastgele birini  seçip  belirlediğimiz  kitaplardan göndereceğim. Şansınızı  denemek isterseniz yapmanız  gereken  belli. ☺

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 14, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin