+
"Luke, oraya tek başıma gidemem. Ondan korkuyorum." dedi Carmen Luke'a, Kendisini takip ederken. Luke ona gülümsedi.
"Neden ondan korkuyorsun? Sadece bir çocuk." dedi Luke ve ona karşı gözlerini devirdi Carmen.
"Sadece bana sürekli cevaplamak istemediğim sorular sorup duruyor. Onun tanımıyorum bile, onunla kişisel şeyler hakkında konuşmak istemiyorum." diye açıkladı.
Luke arkasını sıvazladı, "Orada seninle birlikte olurum." Birlikte kahve ve eski tarih kitapları kokan ofise doğru yürürken ona büyük bir gülümseme verdi.
"Günaydın, Carmen. Lütfen otur." dedi Dr. Hughes. Sesi Carmen'in rahatsız hissetmesine sebep oluyordu çünkü biraz kalındı. Bunu korkutucu buluyordu.
"Pekala, Carmen, nasıldın?" diye sordu sonunda ses kaydını kurduğu zaman.
"İyi." dedi, ne demek istediğini anlamadı. Carmen'in birşeyi yoktu, o zaman neden soruyordu?
"İlaçlarını alıyor muydun?" diye sordu doğrudan gözlerine bakarak. Terapiste bakmak istemedi, Luke'a baktı.
"Evet." yalan söyledi. Rasgele hapların ona yardım edeceğinin sebebini anlamıyordu.
"Luke, bana peçete getirir misin, lütfen?" Carmen nazikçe sordu. Luke Carmen'in 'lütfen' kelimesini kullanmasına alışık değildi, hafifçe kıkırdadı Dr. Hughes oldukça kafası karışmış bakarken.
"Carmen? Kiminle konuşuyorsun?"
+
ŞİMDİ OKUDUĞUN
schizophrenia | luke hemmings | türkçe çeviri
Fanfiction"luke, gerçekten buradasın, değil mi?" "elbette buradayım, neden olmayayım?" ©parahmore