0.2

2K 213 34
                                    

HyunWoo lastiği sağ ve sol elinin baş parmaklarıyla gererek tutarken HoSeok da defterden kopardığı kağıtları yırtıp buruşturarak küçük toplar yapıyordu. Kağıtlardan birini eline aldı, lastiğin önüne koydu, nişan alarak lastiği geriye çekti. Bu işlemi yaklaşık beş kere tekrar ettiklerinde sessizlik içinde olan sınıftan bir çığlık yükselmişti. İki genç lastik ve kağıtları hızla sıranın altına koyarak uyuma pozisyonuna geçtiler.

Oturduğu yerden bir hışımla kalkmıştı sarı saçlı genç.

"Bu okulu başına yıkarım senin kene! O çok sevdiğin çükünü koparır ramene katarım! Delirtme be- Ah!"

MinHyuk kafasına yediği sert darbe ile arkasını dönmüştü. "Ama hocam!"

Bay Yoon "Sana ses çıkarmak yok demedim mi ben? Otur şuraya." derken bir yandan da elindeki tahta cetvelle halla MinHyuk'un kafasına birkaç darbe indiriyordu.

Bütün bu olanları ise JooHeon -ki onun neden burada olduğunu kimse bilmiyordu- önündeki cipsi yiyerek izliyordu.

HoSeok ise ses çıkarmadan gülmeye çalışırken kendi tükürüğünde boğuluyordu. "Öhö-ÖHÖH! Ölü-öhö ölüyorum!"

"Dur sana yardım edeyim canım arkadaşım." dedi gülümseyerek HyunWoo ve sert bir şekilde HoSeok'un sırtına vurdu. HoSeok gelen darbe ile kendini can havliyle yere atarken hala öksürüyordu.

Bay Yoon cetvelle HyunWoo'nun kafasına da bir tane vurduktan sonra şakaklarını ovmuştu bir süre. "Cidden... Bakın sizi hergeleler! Beni iyi dinleyin! Yarın birinizi bile burada görürsem size cehennemi yaşatırım. ANLIYOR MUSUNUZ?"

Bay Yoon kendisine hiçbir şey anlamadan bakan ChangKyun'u görünce bir süre durdu. Cebinden telefonunu çıkartarak google translate'e girmişti. ChangKyun'a yaklaşırken bir yandan da telefona yazı yazmaya uğraşıyordu. "Bak şimdi..." dedi. "Iııı... Bu nasıl okunuyor? Bu ne ya? Böyle bir kelime mi varmış? Of neyse. BEN, yani I." diyerek kendini gösterdi. "SEN, yani you." ChangKyun'u işaret etti. "İSTEMİYOR, yani not want. YARIN, yani  tomorrow." Elleriyle birkaç işaret yapmıştı. "BURADA, here." diyerek de sınıfı gösterdi.

Uyuyan HyungWon başını sıradan kaldırarak öğretmenine baktığında istemsizce dudaklarından bir kahkaha çıkmıştı. Bay Yoon ise ona öldürücu bir bakış atmıştı. "Çok biliyorsan kendin söyle seni hergele!" diye bağırdi Bay Yoon.

HyungWon ellerini suçsuzum anlamında iki yana kaldırdığında kahkahasını dizginlemeye çalışıyordu.

HoSeok yerden kalktığında HyunWoo'nun sırasına tekme atmıştı.

"Senden büyüğüm velet. Bana saygılı ol."

HoSeok ona dil çıkarmıştı. "Daha iki gün önce bana yeni küfürler öğretiyordun."

ChangKyun, JooHeon'ın yediği cipse uzanmaya çalışırken JooHeon onu fark etmiş ve eline sertçe vurmuştu. "Benim." dedi kesin bir tavırla.

"Sadece bir tane istiyorum."

Ağzına bir cips daha atmadan önce cevapladı onu JooHeon. "Ben de cezaya kalmamak istiyorum. Ama bak istediğimiz her şey olmuyor."

ChangKyun kollarını kavuşturmuştu. "Çok kötüsün."

Sadece birkaç dakika sonra "Of! Al hadi!" diyerek ona cip pakedini uzatmıştı JooHeon. ChangKyun ise kocaman gülümseyerek içinden birkaç cips almıştı.

"YAVAŞ YA KAÇ TANE ALDIN! CİĞERİMİ DE AL SENİ AMERİKAN ÇAKMASI! ÇEKİNME AL, AL!"

"Bitti! BİTTİ! Özgürüm! Yaşası-" aklına sınıfta olduğu gelince duraksamıştı. Kafasını saatinden kaldırıp arkasında birbiriyle kavga etmeyi bırakıp kendisini izleyen altı gence dönüp suçlu bir ifade ile gülümsedi Bay Yoon. "Yani şey demek istedim... Şey... Cezanız bitti, gidebilirsiniz. Gidin hadi."

MinHyuk çantasına sarıldığı gibi koşarak sınıfı terk etmişti. HyunWoo ve HoSeok ise itişe kakışa sınıftan dışarı adımlarken onların arkasından da ChangKyun ve JooHeon hala cips yüzünden kavga ediyordu.

Bay Yoon rahatça bir nefes alırken kafasını kapıdan sınıfa çevirdi. Mışıl mışıl uyuyan sıska çocuğa baktı bir süre.

"Yah, Bay Chae!" diye seslendi.

Ufak bir mırıltı çıkmıştı sıska gençten. "Hm?"

Bay Yoon yumruklarını sıkarken "Kaldır o kıçını da eve git! Ceza süresi bitti." diye bağırdı.

HyungWon bir süre düşündü ve "Yok hocam, siz gidin ben sonra çıkarım. Beş dakika daha uyuyacağım."

"Öyle mi dersin?"

...

Sonunda HyungWon da, Bay Yoon'un onu sınıftan sinirle tekmeleyerek çıkarmasıyla söylenerek yurdun yolunu tutmuştu. "Ah, kıçım acıyor."

trespass °monsta xHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin