0.0

462 26 23
                                    

Başladığınız tarihi alayım.

Bu hikayede TDK'LARA yer yok. Mizah yazacağım. Bilmiyorum, inşallah güzel ve akıcı yazarım. Ve akıcı ve güzel olup olmadığını yorumlardan anlayabilirim. Buradan bir sübliminal mesaj var.😋😋

"Ya, şu zamanın gerçek olabilme ihtimalini düşünmemiştim. Biricik Meleğim." dedi Ateş bana sarılarak.

Bende ona karşılık olarak sarılıp " Bende, bende böyle bir ihtimali bile düşünmedim ÖKÜZüm."

"Nazlı! Ne öküzlüğümü gördün."

45 dakika sonra

Ateş'den

Benim  biricik meleğim halen konuşuyordu.  Arada öyle göz deviriyordu ki görüp görmediğini ölçmek için gözünün önünde el sallıyordum. Haliyle kızıyordu. Neymiş, dalga geçiyormuşum. Hepsi iyiliği için. Anlamıyordu ama. Ha, bu arada 1,5 yıldır olan tüm öküzlüklerimi saydı. Vallaha ben bile unutmuşum. Adımımı bile hatırlıyor. Beyne gel. Abi kadınlardan korkacaksın.

Aha, n'oldu şimdi. Ağlamaya basladı.

"Ya, canım üzülme. Üzülmen için söylemedim. Sen ağlayınca üzülüyorum ben."

" Ya, neden oluyor bilmiyorum. Bu aralar sürekli ağlıyorum."

"Ben seni anlıyorum. Hepsi hormonlarından dolayı."

Ben size söylemedim. Nazlı hamile!!!

1,5 yıl önce

"Ne demek anne evleniyorsun. Ben evlenmem tanımadığım biriyle." Oturduğum koltuktan kalkıp koltuğun önündeki orta sehpanın etrafında 1 tur dönüp anneme bakarak söylemiştim.

"Kızım, öyle deme. Çocukla tanışın. Bugün akşam ... restourantta yer ayırtmış. Bak bu çocuk bizim tek kurtuluşumuz." dedi annem yalvarırcasına.

"HAYIR!!!"

4 saat sonra

Garsonlara Ateş Acar adına bir rezerve olduğunu söyleyince direk bu masayı gösterdiler. İlerledim, ruhen gitmek istemesemde bedenen gittim o masaya. Masanın önünde duruncada bana baktı ve  "Otursana." dedi.

Oturdum ve izlemeye başladım. Garson geldi ve mönü uzattı bize. Mönüyü aldım ve açmadan önüme koydum. Sonuçta buralarda hep ızgara tarzı şeyler yerdim.  Sonrasında mönüye bakan ATEŞ ACAR'ı izlemeye başladım. Yüzü çok güzeldi. Çok yakışıklıydı. O sayfaları çeviren parmaklarının naifliği... Bir an düşüncelere daldım. Ya düşünsene bu meteor ve benden minnak minnak bebişler olacak. Çok tatlı olurlar. Nediyorum ben ya. Saçma sapan konuşuyorum. Ben bu şahıs ile EVLENMEM.

Garsonun iki saattir başımızda beklediğini farketmiştim ama hâla Ateş Bey (!) ne yiyeceğine karar vermeye çalışıyordu. En sonunda karar verdi ve "Ben karışık ızgara alayım." Sonrasında bana dönerek "Sen ne istersin?"dedi.  Bende ona hiç bakmadan garsona bakarak      "Ben de karışık ızgara alayım, lütfen."dedim. İnşallah yapmak istediğim imayı anlamıştır.

Garson "İçecek olarak ne alırsınız?" dedi. Ateş anında " Alkolsüz neler var?" dedi. Demek ki alkol kullanmıyor. Garson " Asitli içecekler olarak; kola, ice tea, gazoz, fanta var, asitsiz içecekler olarak ta; ayran, şalgam var."

"Ben kola alayım." dedi Ateş ve bana döndü. Bende " Coca Cola Light alayım." dedim. Garson "Peki efendim" diyerek gitti.

1 saat sonra

Sahilde beraber yürürken kahkaha atıyorduk. Bana döndü ve " Sen kafa kızmışsın sevdim seni."dedi. Onu da bu konuya ailesi zorluyordu. Yani öyle demişti. Sonra ona bakıp güldüm. Çünkü konuşamıyordum. Birbirimize bakınca sürekli gülüyorduk.  Sonra karşımızdan turist geldi. "Can you help me?" dedi. Birbirimize bakıp kahkaha attık. "Ne dedi?" dedim. Gülerek, " Valaha billaha anlamadım. Anladıysam Arap olayım." dedi. Bende " Galiba adres sordu." dedim. O da gülerek "Galiba" dedi. Ama galiba turist bu kapıdan ekmek çıkmayınca gitti yani gitmiş. Çünkü baktım ve yoktu. Ateş'e bakıp güldüm ve "Gitmiş" dedim. Ateş" Baktı bu kapıdan ekmek çıkmayınca gitti yani gitmiş." Bu çocuk bildiğin benim iç sesim, ruh öküzümdü. Dedim ki " Hadi gel, yaz mevsimi ve ANTALYA. Turist bol. İşletmek  hoş." Sinsice sırıttım. Oda karşılık verdi. Tuttu elimden ve kız turistin yanına götürdü. Kıza " şşş, sari. Saçlar dogal mi yoksa antidogal mi? ( olduğu gibi okuyiniz.) İkimiz kahkaha attık. Kız "I'm sorry. I dont understand you."  dedi. Gülmemi keserek, " Stınd mıdınd diyon sen. Yanlış yere gelmişsin sen gardaş. Buradan hele gidiyon oradan sağa dönüyon ora İstanbul/Maltepe. Bak orası ile senin adin uyuşiyi. Anlarsin ya." Göz kırptım. Kız kaçarcasına koştu. Bizde kahkahalarımızı yarıştırdık. Sonra ilerideki bir taşın yanına gittik.

Ateş(A): Şşşt, qardaş berberin nere?

Taş(T): Beraber gideriz qardaş.

Şaşkın bir şekilde Ateş türk turiste bakıyordu.

Bazen diyorum ki kendi kendime ben bu salağın iç sesi olacak ne yaptım.

Yine ne oldu?

Karşındaki Türkçe konuştu, sen Türkiyedesin ve o TÜRK TURIST mi?

Ha doğru diyon. Eyw.

Yine bekleriz.

İç sesimden ayrılıp geldim yanına. Tanıştırayım, iç sesim NURALLAF. Mütüş iç seslerim. Diyeceksiniz ki öyle isim mi olur. Ben yaparsam fevkalade olur.

A: Sen Türk müsün?

T: Öyle değil miyim?

A: Öyle misin?

T: Öyle miyim?

N: Turist sandiğım Türk öyle misin değil misin. Ne uzattınız ya. Hem sen bizi mi kekledin. İnsan insaflı olur biraz ya. Hem sen bizi kekleyecek cesareti nereden buluyorsun. Bu arada berberine Ateş'ide götürsene belki sana benzer.

A: Ağzını sil.

N: Ne oldu? Birşey mi kalmış.

A: Evet. Çocuga bakarken salyan aktı da.

N: Ama o da bizi kekledi. Hem konumuza gelelim. Sende berber değiştir (taşa dönerek dedi ve demeye başladı.) turist gibi duruyorsun. Hem senin sevgilin yok mu? O kızmıyor mu sana dikkat çektiğin için.

A: Biraz susar mısın? Çocuk uzaylı görmüş çinli gibi bakıyor.

N: Su var mı?

A: Ne alaka.

N:' Susar mısın?' dedin.

A: Of Nazlı. Espri miydi bu.

N: İvet de bu çocuk neden böyle bakıyor bize.

A: Yan etkin.

N: Ha, tamam. Üzülme taş şey ve ya turist sandığım Türk. En azından helva yeriz.

Ondan sonra yürümeye devam ettik. Aklıma birşey takıldı uzaylı görmüş çinli ne alaka ya.

Uzaylı görmüş Erzurum'lu mu deseydim. Erzurumlular uzaylı görse yemeğe davet eder. Çınlılerin aklı daha başında.

Doğru dedin Nurallaf.

Ve bir kahkaha sesi yükseldi. Ateş'tendi.

A: Nurallaf ne ya.

Ve ben içimden değil dışımdan düşündüm ve Nurallaf sandığım Ateş mi idi.

N: Nurallaf isim.

A: Hımm, o zaman düzeltiyorum. Niye 'Nurallaf' dedin.

N: Seni bir an iç sesim sandım. Onun gibi konuştun.

A: İç sesinin adı NURALLAF mı?

N: Ne var bunda. Seninkinin adı sanki çok normal.

A: Cidden. Benimkinin adıda böyle birşeyler.

N: Merak ettim şimdi. Adı ne?

Yazarcıgımızdan mütüslü bir isim geliyor.

A: Sedezzem.

N: Evet. Mütüşlü isimler Vol2

#♧#♧#

Merhabalar. Nurallaf ve Sedezzem'den  ayrılıp geldim. Sizlere selamları var. Evet yeni kitabım. Güzel olur inşallah bizim için. Kısa oldu tanıtım olduğundan dolayı. Birde kapak konusunda yardımcı olur musunuz?  Biraz saçmalayacağım. Kusura bakmayın. İthaf isteyenler özelden yazabilir. Sorularıda cevaplarsak çok sevinirim. Bilgim olsun istiyorum. Soruları bırakıyorum.

Sizce bu hikaye nasıl devam eder?

Ateş nasıl biri?

Yazarcık sizi bu hikayede bol sırsız bırakır mı?

Hadi see you later.

HER TELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin