1 BÖLÜM

13 1 0
                                    

Bugün günlerden hmm... perşembe! Ayın 15'i. Mart'ın 15'i. İlkbahar. Bana bahar gelip gelmediği açıkçası bilinmez. 'İlk ve son' olması da mühim değildi. Sadece, kimsenin bana gülmediği hayatta mevsimlerin bir kez olsun gülmesini isterdim. Gülüş.

Uzun zamandan beri yetimhanede kalıyorum. Aslında kendimi bildim bileli buradayım. Pek insanlar tarafından sevilmediğim doğrudur. Üzerime atılan böcekler, yenmeyen yemekler, biraz da kollarımda yaratmış oldukları çizikleri sayabilirdim. Ama ben onları seviyordum. Çünkü tek arkadaşlarım onlardı. Belki de sevgilerini gösteremiyorlardı. Bilemiyordum. Fakat ömür boyu cevabını alamadığım tek soruyla bırakılmıştım. Neden buradayım? Peki ya ailem? Bilemiyordum. Zaten 10 yaşındaki bir kız çocuğu nasıl alacaktı ki o cevabı?

~~~

Zaman akıp geçiyordu 18 yaşıma basmıştım. Aslında 19' a 2 ay kalmıştı.
Bana yapılan bu zorbalığa şikayet etmiyor değildim fakat elimden gelen başka bir şey yoktu. Ne yapmalıydım?
Şuan odada kimse yoktu ve kitap okumalıyım diye düşündüm. Kitap... ah acaba bir masalın içine girip kaybolsam, derinliklerinde hapsolsam diye düşünmeden edemezdim.
Benim tek eğlencemdi. Yanıma gelen görevliyle birlikte -ki bunu sağlayan topuklu ayakkabılarıydı- kafamı kaldırıp ona baktım. Ve bu huysuz Mary'di. Ahah her kişiye taktığım lakapları duysanız sanırım espri seviyem nedeniyle pek iyi sayılmayacak olmanız olası. Bana, müdirenin
'beni çağırdığını ve üstüme başıma çeki düzen vermemi söylediğini' iletti.

~~~

Müdirenin odası uzun ve bir hayli korkutucu koridorun sol köşesindeydi. Oraya gitmek beni hep ürpertmişti. Ve bunu sağlayan sadece o koridor değil, burası hakkında anlatılan efsanelerde bu ürpertiyi kat be kat arttırıyordu. Kapıyı bir kaç kez tıklattım. Müdirenin yanında bir bayan ve bir bay vardı.

Müdire: Kızım bir hoşgeldin demeyecek misin?

Hemen önlerinde eğilerek onlara adımın "Clary" olduğunu söyledim. Kısa tanışma faslımızdan sonra bayanın adının "Christina" ve bayın adının ise "Josh" olduğunu öğrendim.
Yumuşak ve kibar insanlara benziyorlardı.

Bay ve bayan Walkerlar.

Müdire: Bayan Christina bana söz ettiğiniz kişi Clary miydi?

(Bayan Christina sırıtarak içinden kesinlikle bu kızın, Clary'i, olduğuna emindi. O kızdı. O yerde ki.)

Şuan konuşulanlar hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fakat benden bahsedildiğini anlayamamak çok zor değildi.

Josh: Clary kızım, seni evlatlık edinmek istiyoruz. Seni...

Şuan kurulan cümleleri oluşturan kelimeler, dart tahtasına atılan birer ok gibiydi. Beynime atılan oklar.
Bu sevincimi anlatma şeklimdi.
Kaba veya sert olabilirdi.
Ama bu bendim. Evlatlık edinilmek istiyordum. Düşünmüyordum.
Cevabı biliyordum. Düşünülecek bir soru değildi. "Evet" dedim. "İstiyorum!" Ben isteniliyordum.
Anne ya da baba diyebilecek miydim bilmiyordum. Zamanın göstereceği kavramlardı. Ama inanıyordum. 'Aile' olacağımıza kesinlikle inaniyordum.
Bu benim ilkimdi.

Christina: O zaman işlemlere başlayabiliriz değil mi Müdire Hanım?
Müdire: Tabii efendim, neden olmasın.

* Müdireden hiçbir zaman hoşlanmayacağımı biliyordum.
-ki imkansızdı- O burayı kesinlikle çekilmez hale getiren unsurlardan biriydi. Sadece ondan kurtulmak bir an olsun uzaklaşmak istediğiniz bir karaktere sahipti. Tabii ki 'iç'iydi. Kötü olan. Onu iğrençleştiren. Sevmiyordum. Bu tür insanları. Nasibini almayanları. İnsanlıktan... Sormam gereken sorular vardı. Bu kez bu sorularımın cevaplanacağından emindim. 10 yaşındaki benin sorularının aksine.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Benim YolumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin