Ertesi gün herkes kendi evine dönmüştür. Eve döndüklerinde saat 21.30dur. Hande kapıdan içeriye girdiğinde gördüğü şeyle şok olur.
Hande:Cesur bunlar ne??
Cesur:Esra sen Ecrini alıp odaya çıkar mısın?
Esra:Tabi Cesur bey...
Hande:Ne zaman yaptın bunları?
Cesur:Bizimkilerle ortak yaptık. Emin ol diğerleri de böyle şok olmuştur şimdi.
Hande:Ay bu pasta ne güzel böyle....(Üstünde en iyi öğretmen yazıyordur.)
Hande:Ne yazıyor üstünde? En iyi öğretmen...
Cesur:Öyle zaten...
Hande:Ben hediyeni almıştım zaten. Ama söyleseydin ona göre hazırlanırdım.
Cesur:Sürprizler söylenmez bir kere.
Hande:Hadi hediyemi ver. Çok heyecanlandım.
Cesur:Benim hediyelerim nerde güzel bayan?
Hande:Yukarda. Alıp geleyim...
Hande odasına çıkar.
Esra:Hande hanım benim bu odada durmam doğru mu??
Hande:Rahatsız olduysan eğer misafir odasına geçebilirsin. Ecrin küçük diye oda yapmamıştık. Sadece duvarlarını boyamıştık. Ama yarın gideceğiz oda bakmaya. Ağlarsa getirirsin. Benim şimdi aşağıya inmem gerek..
Hande aşağıya iner. Cesur da yemekleri masaya getirmiştir.
Hande:Yarın Ecrine oda bakmaya gideceğiz unutma. Esra rahatsız oluyor bizim oda da.
Cesur:Tamam canım gideriz yarın.
Hande:Hadi hediyemi ver..
Cesur cebinden kutu çıkarır.
Hande:Çok güzel...Cesur kolyeyi Handeye takar.
Cesur:Bu kolyeyi hiç çıkarmayacaksın desem...
Hande:Hep takacağıma ve hiç çıkarmayacağıma söz veriyorum desem...
Kısa süreliğine sarılırlar.
Cesur:Hadi bakalım şimdi sen ver bana hediyelerimi... diyeceğim ama koca koca paketler hediye değil dimi??
Hande:Ta kendileri...
Cesur:Bana diyene bak. Sen ne ara aldın bunları?
Hande:Boş ver. Aç hadi...