Hikaye dağlık bir alanda görev yapan İzmirli bir özel askeri anlatır.Geldiği şehir ve hayat şuan yaşadığı hayattan çok farklıdır ve o da uzun süredir evine gidemediği için eski hayatını unutmuştur.Bir zamanlar Kordonda köpeğini gezdirip ,kızlarla otururken şimdi aç kalmamak için köpek yediği zamanlar olmuştu ve bir kıza dokunmayalı baya olmuştu ,dokunduğu tek şey donmaması için sürekli ovuşturduğu ayaklarıydı.Tam bir canavara dönüşmüştü ve yaşadığı hiçbir şeyin duygusunu hissedemiyordu.
..................................................
Kulaklarında sanki en sevdiği, alışık olduğu bir müzik gibi çınladı o ses:
--Çabuk hazırlanın!!!
Gözleri ,sanki ağır bir yük kaldırırcasına gözkapaklarını zorluyordu.Teni yanıyordu ama aldırmadı doğrulmaya çalıştı .
Bu ses biraz daha farklıydı.Bu sefer başka bir görev vardı.
Ayaklarından destek alarak hafifçe doğrulup karanlık odayı seçmeye çalıştı gözlerini kısarak.
..................................................
Belli belirsiz "Baba"demeye çalışan kızının sesiyle uyandı.Sanki sesi yutkunurcasına çıkmıştı kızının.Henüz 3 yaşındaydı ve her sabah kızı uyandırırdı Barlas'ı ama o sabah uyanmakla uyumak arasında kaldı ,içinden bir ses kızını bekletmemesini ,karşılık vermesini söylüyordu.Kızının saçlarını okşayıp biraz doğruldu yatağından.
.............................................Gözünü açtığında okul çantası sobanın yanında duruyordu ve dışardan köpeklerin havlama sesleri geliyordu.--Barlas diye bağırıyordu babası.Her sabah uyandığında babası çağırırdı sabahları koyunları çıkarıp evlerinin yanındaki otlağa götürmek onun işiydi.Köpekleri bağlı bulundukları yerden çözüp kapıları açacaktı ve sadece koyunların anlayabileceği bir sesle onları otlağa doğru götürecekti.Bu sabah nedense kafasından bunları geçirirken çok üşendi ,yatmak istiyordu.Babasının sesini bir daha duymamıştı zaten biraz önce babası çok boğuk bir sesle çağırmıştı herşeye rağmen kalkmak zorunda olduğunu biliyordu ve ayağının tekini yatağından aşağı doğru salladı.
...............................................Koluna bağlı olan serumu biraz kendine doğru çekmeye çalıştı.O sırada içeri giren doktor -Günaydın Barlas bey dedi.Doktoru her sabah 8 de odaya girer ve Günaydın derdi.Hızlıca yanına gelip boynuna elini koydu ,parmağını ağzına götürdü.Barlas bunlara anlam veremiyordu.Hemşireleri çağırdı.Yataktan kalkmak için ayağını kıpırdatmaya çalışıtı.
Doktoru ilk defa böyle neşesiz ve telaşlı gördü.
.......................................Hızlıca yataktan kalktı silahını hazırladı sırt cantasını aldı ve kızına dönüp "annen nerde?"diye sordu.Kızı "Annem" dedi kısık ve donuk bir sesle.Annesi Barlas'tan önce koyunları çıkarmıştı.Babasını aradı ama göremedi.Dışarı çıkıp hava almak istedi ama doktorun gözleri "Artık çok geç dermişcesine bakıyordu"Birşeyler söylemek istedi ordakilere ama sesi kısılmıştı sanki. Az ilerde kafasından vurulmuş arkadaşını gördü ve ilerlemeye çalıştı.Neler olduğunu anlayamamıştı.Hemen çarşafı yataktan çıkarıp karısının başına bastırdı.Ne kadar derin uyumuşsam hiç birşey duymamışım dedi içinden.Bir yandan babasını kucağına yatırıp başındaki kanları silmeye çalışıyordu.Biraz önce sesini duymuştu oysa ne olmuştu birden babasına.Göğsünde sert bir baskı hissetti vücudu yukarı kalkıyordu ve geri düşüyordu.Komutanlarının sert sesleriyle irkildi ve kapıdan kendini dışarı attı.